Bu düzenlemelere göre ihtiyatı haciz “Alacaklının, bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence (garanti) altına almak için, mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması”dır. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK'nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerek- çesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur.“ Kanun da açıkça öngörül- memişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada ( normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanaate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Örneğin, bir alacak davasında taraflardan biri bir sözleşmenin varlığına dayanıyorsa hakim bu sözleşmenin varlığı konusunda ( mevcut ispat yükü ve delil kuralları çerçevesinde) tam bir kanaate sahip olmalıdır....
davalılardan bağlanan gelirden kaynaklı isteyebileceği alacağının 7.465,87 TL, ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacağının 1.178,46 TL ve yapılan masraflardan kaynaklı isteyebileceği alacağının 66,18 TL olduğu anlaşılmakla birlikte taleple bağlı kalınarak hak sahibine bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinden kaynaklı alacak olarak 10,00 TL'nin gelirin onay tarihi olan 19/11/2015 tarihinden itibaren hak sahibine ödenen geçici iş göremezlik ödemesinden kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin ödeme tarihi olan 23/08/2011 tarihinden itibaren, kurum tarafından yapılan masraflardan kaynaklı alacak olarak 1,00 TL'nin sarf tarihi olan 26/05/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılar Bahadır Kardeşler ve T7' dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
hususları gerekçe gösterilerek haksız bir yakalama tedbirinden bahsedilemeyeceğinden bahisle davanın reddedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....
Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/19 esas sayılı) ''sanığın kimlik bilgilerini kullanması sonucu mağdur ... hakkında başlatılan yargılama sırasında, mağdur hakkında koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartıldığı, mağdurun yakalanarak ifadesinin alındığı nedeniyle verilen cezanın TCK.nın 267/3. maddesi gereğince takdiren 1/2 oranında artırılması'' suretiyle verilen neticeden 1 yıl 3 ay hapis cezasının Yargıtay 8....
tedbirinden bahsedilemeyeceği anlaşılmakla, kaçmaya imkan sağlama suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığından sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 21.12.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Her ne kadar sanığın tekerrüre esas alınan mahkumiyeti kararda gösterilmemiş ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.01.2013 tarih, 2012/1431 esas ve 2013/18 karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, mahkemenin hükümlü hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanması gerektiği yönündeki iradesini açıkça ortaya koymasının yeterli olduğu, tekerrüre esas alınabilecek bir hükümlülüğün bulunması halinde bu mahkumiyet, birden fazla hükümlülüğün bulunması halinde ise bunlardan en ağır olanı ve ikinci kez mükerrirlik hususlarının infaz aşamasında kendiliğinden dikkate alınması ve uygulanması mümkün görüldüğünden bu husus bozma nedeni yapılmamış, ayrıca sanığın kimlik bilgilerinin kullanılması sonucu mağdur hakkında başlatılan yargılama sırasında, koruma tedbirinden olan yakalama kararı çıkartılması ve mağdurun yakalanarak serbest bırakılması ve yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı verilmiş olması nedeniyle sanık hakkında tayin olunan cezanın...
Dava; taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi ile davacının payına düşen bedelin tahsili talebi ile açılan alacak davasıdır. Talep; dava dışı ipotekli ve hacizli taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir....
Dava; taraflar arasındaki adi ortaklığın feshi ile davacının payına düşen bedelin tahsili talebi ile açılan alacak davasıdır. Talep; dava dışı ipotekli ve hacizli taşınmazlar üzerine ihtiyati tedbir konulması istemine ilişkindir. İhtiyati tedbir şartları değerlendirildiğinde; geçici hukuki koruma tedbirlerinden olan ihtiyati tedbir, nitelikçe bir geçici hukuki koruma tedbiridir.(HMK m. 406) Geçici hukuki koruma tedbirlerinin amacı, yargı organları önünde hak arayan kişilerin nihai olarak elde etmeyi umdukları haklarına erişimi kolaylaştırmaktır. Bu amacın gerçekleşmesi için, elde edilmesi umulan hakların yada onların konularının ortadan kalkması, yok olması, değiştirilmesi gibi olasılıkların bertaraf edilmesi gerekir. Elde edilmesi umulan hakka kavuşulmasını kolaylaştırıcı tedbirler hak arama özgürlüğünü, adil yargılama hakkını ve hukuk devleti ilkesini de yakından ilgilendirir....
Buna göre; İhtiyati tedbir geçici hukuki koruma sağlamakta olup bu talep değerlendirilirken harcı yatırılarak talep edilen miktarın dikkate alınması gerekir. Davanın kısmi ya da belirsiz alacak davası olarak açılması bu sonucu değiştirmez. Orantılılık esastır. Geçici hukuki koruma, bir tarafın bütün malvarlığı üzerindeki haklarını ve anayasal mülkiyet hakkını tümden kısıtlar şekilde uygulanamaz. Dosyanın incelenmesinden, yukarıda da açıklandığı üzere davalı karşı davacı adına kayıtlı taşınmazlara ve 5 adet araç üzerine ihtiyati tedbir konulduğu, hali hazırda 6 adet dışındaki taşınmazlar üzerinde ihtiyati tedbir kararının devam ettiği anlaşılmaktadır....
faydalanabileceği ve daha öncesinde denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uymamakta ısrar etmesinin sonraki cezaları açısından iyi halini ortadan kaldırmayacağı, kaldı ki öncesinde denetimli serbestlik tedbirinden faydalanan hükümlünün ikinci kez denetimli serbestlik tedbirinden faydalanamayacağına dair yasal bir düzenleme bulunmadığı, burada önemli olan hususun koşullu salıverilme tarihine 2 yıl veya daha az süre kalması ve bu sürenin önceki denetimli serbestlik tedbirinden faydalandığı sürelerle birlikte aşılmaması olduğu, bu haliyle hükümlünün kapalı ceza infaz kurumuna gönderilen cezasının koşullu salıverilme tarihine kadar olan kısmını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmesi ve 5275 sayılı Kanun'un 105/A maddesinde belirtilen şartları taşıması nedeniyle denetimli serbestlik tedbirinden yeniden faydalanabileceği değerlendirildiğinden, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309....