Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nitekim 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, haksız fiil iddiasına dayanan alacak (para alacağına) isteğine ilişkin olup; davacı tarafın geçici hukuki koruma isteği ihtiyati haciz olduğundan ilk derece mahkemesince herhangi bir niteleme yapılmaksızın ".. İhtiyati tedbir/ihtiyati haciz..." denilerek her iki geçici hukuki koruma tedbirinden birden bahsedilmesi hukuka aykırı olmuştur....

Bilindiği üzere, uyuşmazlık bir miktar para alacağına ilişkin ise 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati haciz; uyuşmazlığın dava konusu hakkında olması halinde 6100 Sayılı HMK'nun 389. vd maddeleri gereğince ihtiyati tedbire ilişkin geçici hukuki koruma kararı verilmesi istenebileceği açıktır. 6100 Sayılı HMK'nun 33. maddesi gereğince olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme mahkemeye aittir. İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz iki ayrı koruma tedbiri olup amaçları, konuları ve sonuçları bakımından birbirinden farklıdır. Biri diğerinin yerine geçmek üzere karar verilmez. Diğer bir anlatımla, talep ya ihtiyati haciz ya da ihtiyati tedbir şeklinde nitelendirilip hüküm altına alınmalıdır. Nitekim, 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir....

Asliye Ceza Mahkemesine açılan davanın yapılan yargılaması sonucunda 2013/440 Esas ve 2014/546 sayılı kararı ile beraat ettiğini, suçsuz olduğu halde 12 günlük hücre ve 1 aylık disiplin cezası ile cezalandırıldığını, bu sebeple denetimli serbestlik tedbirinden de faydalanmadığını, tahliye tarihinden 1 yıl 2 ay sonra tahliye olduğu için maddi ve manevi zarara uğradığından, davacı lehine haksız tutukluluk sebebiyle 20.000,00 TL manevi tazminat ve 13.000,00 TL maddi tazminat talebine ilişkin söz konusu davada, yerel mahkemece, disiplin cezası ve infaz hukukuna ilişkin aykırılıkların CMK 141.ve devamı maddelerinde tahdidi olarak sayılmış bulunan koruma tedbirlerinden olmadığı gibi ceza yargılamasında beraat edilmesinin disiplin hukuku açısından disiplin cezası verilmesine de engel teşkil etmediğinden, hukuki dayanaktan yoksun olan talebin reddine hükmedildiği anlaşılmakla; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak...

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/475 ESAS DERDEST DOSYA DAVA KONUSU : Alacak-Geçici hukuki Koruma Tedbirinden Kaynaklanan....

    Nitekim, 6100 Sayılı HMK'nun 406/2. fıkrasında "İhtiyati haciz, muhafaza tedbirleri ve geçici düzenleme niteliğindeki kararlar gibi geçici hukuki korumalara iliskin diğer kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır." denmiştir. Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımnında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istek; para alacağına ilişkin olduğundan geçici koruma talebinin ihtiyati haciz olduğu kabul edilmeli ve buna göre inceleme yapılarak karar verilmelidir. Öte yandan, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

    Bu fıkranın gerekçesinde "özellikle uygulamada farklı geçici hukuki korumaların birbirinin yerine kullanılmasının hatta -ihtiyati tedbir zımmında ihtiyati haciz kararı verilmesi- gibi aslında kanuna tamamen aykırı geçici hukuki koruma kararı oluşturulmasının önüne geçilmesi amaçlanmıştır." denmiştir. Eldeki davada istem, geçersiz satış sözleşmesine dayanan alacak isteğine ilişkin olduğu ve para alacağından kaynaklandığına göre, geçici hukuki koruma tedbirinin ihtiyati haciz olarak nitelendirilip değerlendirilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince 23/10/2020 tarihli tensip zaptı ara kararı ve aynı tarihli gerekçeli kararında ihtiyati tedbir olarak değerlendirilmesi hukuka aykırı olmuştur. Keza, 2004 Sayılı İİK 257. vd. maddeleri gereğince ihtiyati hacize karar verebilmek için bir alacağın varlığı ve bu alacağın muaccel olup olmadığı önem taşımaktadır....

    Bununla beraber, somut olayda hakkında 3 yıl 6 ay 18 gün süre ile uygulanan adli kontrol tedbirinden dolayı davacının (sanığın) maddi ve manevi olarak zarar gördüğü ve görmesi hayatın olağan akışına göre, tartışmasız ve aşikardır. Genel olarak tutuklama sanığın yargılamada hazır bulunmasını, maddi gerçeğin araştırılmasını temin etmek veya yargılama neticesinde verilecek cezanın infazını sağlamak amacıyla başvurulan bir koruma tedbirdir. Bazı durumlarda tutuklama koruma tedbiri ile ulaşılabilecek sonuçlara daha hafif tedbirler yoluyla da ulaşılmak mümkündür....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yaşı küçük Hasan'ın 03/08/2022 tarihinde doğduğunu, Hatay'da geçici koruma statüsünde bulunduklarını, yaşı küçük için Hatay İl Göç idaresi müdürlüğünden geçici koruma kimliği için talepte bulunduklarını, taleplerinin değerlendirme aşamasında olduğunu, buna ilişkin bütün bilgi ve belgeleri dosyaya sunduklarını, yaşı küçüğün geçici koruma kimliğinin olmamasının sağlık hizmetlerinden yararlanamayacağı anlamına gelmeyeceğini, milletler arası sözleşmeler gereği yaşı küçüğün sağlık hizmetlerinden faydalanmasının taraf devletlerin sorumluluğu altında olduğunun izah edildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, yaşı küçük Hasan'ın 03/08/2022 tarihinde doğduğunu, Hatay'da geçici koruma statüsünde bulunduklarını, yaşı küçük için Hatay İl Göç idaresi müdürlüğünden geçici koruma kimliği için talepte bulunduklarını, taleplerinin değerlendirme aşamasında olduğunu, buna ilişkin bütün bilgi ve belgeleri dosyaya sunduklarını, yaşı küçüğün geçici koruma kimliğinin olmamasının sağlık hizmetlerinden yararlanamayacağı anlamına gelmeyeceğini, milletler arası sözleşmeler gereği yaşı küçüğün sağlık hizmetlerinden faydalanmasının taraf devletlerin sorumluluğu altında olduğunun izah edildiğini, verilen kararın hatalı olduğunu, bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması için istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi DAVA : Koruma tedbirinden dolayı tazminat talebi HÜKÜM : Tazminat talebinin kabulü Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Temyizin kapsamına, Yargıtay Kanununun 14. maddesine ve Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 gün ve 2011/1 sayılı kararına göre, işin incelenmesi Yargıtay Yüksek 12. Ceza Dairesi'nin görevine girdiğinden Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, dosyanın adı geçen Daireye sunulması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 29.09.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu