K A R A R - Davacı vekili; taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden teslim edilen tank, pompa ve çiftli dispanserin sözleşmenin sona ermesinden sonra davalıya satışına dair fatura bedelinin ödenmemesi üzerine alacağın tahsili için başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline kara verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili; malların sökülüp geri alınması için yapılan şifahi görüşmelerin sonuç vermediğini, faturanın düzenlenmiş olmasının hukuken tek başına geçerli olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davacı defterlerinde kayıtlı olan alacağın sebebinin ve kaynağının açıkça belirlenemediği, davacı davalıya mal satımından bahsetmekte ise de, davalının bu akdi ilişkiyi kabul etmediği, davacının alacak iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1) Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik...
e yönelik TCK 150/1 maddesi delaleti ile hukuki ilişkiye dayalı alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan kurulan (1. nolu eylem) hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına ilişkin temyiz itirazının ve katılan ... vekilinin sanık ... hakkında yakınan Mehmet Güner'e yönelik TCK 150/1 maddesi delaleti ile hukuki ilişkiye dayalı alacağın tahsili amacıyla tehdit suçundan (3. Nolu eylem) kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına ilişkin temyiz itirazının değerlendirilmesinde; 5271 sayılı CMK'nin 231/12 maddesi gereğince, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı itiraza tabi olduğundan, gereğinin itiraz merciince yapılması için dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, ./.....
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir....
Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıkları ve evlenme yardımının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir....
Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıkların yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan ve yargılama aşamasında takip konusu borç ödenmekle konusuz kalan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur....
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir....
İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir. Yukarıdaki açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, asıl alacak niteliğindeki yersiz ödenen ve icra takibine konu yapılan aylığın, takip ve dava tarihi itibarıyla varlığı ve tutarının belli ve sabit dolayısıyla, likit nitelikte olduğu belirgin bulunduğundan, davacı alacaklı Kurum yararına icra inkar tazminatıyla sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu husus da karar verilmemesi usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir....
Davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun icra takip tarihinde yürürlükte olan 67. maddesinin ikinci fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir....
Eylemli çalışmaya dayanmadığı belirlenen 506 sayılı Kanuna/5510 sayılı Kanunun 4/1-(a) maddesine tabi sigortalılığı davacı Kurumca iptal edilen davalı hakkında yersiz karşılanan sağlık hizmeti giderlerinin yasal faiziyle birlikte geri alınması için icra takibi başlatıldığı, itiraz üzerine de işbu davanın açıldığı belirgin bulunmakla davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67/2. maddesinde, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın %40’ından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği belirtilmiştir. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur....
Boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen hak sahibi konumundaki davalıya yersiz ödenen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yönelik itiraz üzerine açılan davanın yasal dayanaklarından olan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun icra takip tarihi itibarıyla yürürlükte olan 67. maddesinin 2. fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüştür. İtirazın iptali davalarında icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur....