Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aile konutu Madde 194- Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili  kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. … Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini tapu müdürlüğünden isteyebilir. …” ve “İyiniyetli üçüncü kişilere karşı” başlıklı 1023. maddesi Madde 1023- Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka aynî hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur. şeklindedir. TMK 193 maddesi dikkate alındığında kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, TMK 194. maddesi ile bu kurala istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir....

    O halde TMK 194 maddesinde yer alan aile konutu ile ilgili tasarruf işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlayan şart, sadece malik olan eşin iradesine bağlı olan işlemlerde geçerli olabilmesi gerekir. TMK 194 maddenin getirdiği sınırlama aile hayatını korumak amacıyla eşlerin ortak bir paydada buluşması amacını taşımaktadır. Bu kanun maddesinin rızai olmayan işlemler için yorumlanması kanunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır....

    Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi “Tek başına” bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “Ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “Açık” olması gerekir. Her ne kadar ipotek doğrudan doğruya aile konutundan faydalanma ve oturma hakkını engellemiyorsa da, hak sahibi eşin kötüniyetli ve muvazaalı işlemleri ile aile konutunun elden çıkarılma tehlikesi nedeniyle ipotek işlemine diğer eşin “Açık rızası” şarttır....

    Dava; TMK m. 194 uyarınca aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılması davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı T1 tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu’nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü "Aile birliğinin korunması" amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu devredemez. Bu işlem "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir....

    Yargıtay görüşüne göre de borcu olan eşin borcundan dolayı aile konutunun haczedilmesi halinde söz konusu konut, aynı zamanda borçlunun haline münasip evi ise, buradaki haczedilmezlik iddiasının dayanağı o taşınmazın aile konutu olması değil, İİK 82 maddesi gereğince borçlu ve ailesinin haline münasip evi olmasıdır. (Yargıtay 12 H.D 2019/13405- 2020/286 E-K sayılı kararı ) Aile konutu olan haline münasip evin haczedilmezlik şikayeti hususunda ise hacizden etkilenen ve aynı çatı altında yaşayan eşe şikayet hakkı tanınmamıştır. (Yargıtay 34 XX 447.05.2016 tarih 2016/7766- 13560 E-K sayılı kararı ) Hal böyle olunca TMK 194 maddeye dayanarak aile konutu ile alakalı tasarruf işlemlerinde eşin izninin alınması gerektiğini düzenleyen maddeyi, icra işlemlerinde dava hakkının dayanağı olarak göstermek icra hukukunun özüne ve ruhuna aykırıdır. Şikayet, şahsi hak niteliğinde olup, borçlunun şahsına sıkı sıkıya bağlıdır....

    Somut olayımızda; dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararındaki gerekçeye, yasal gerektirici nedenlere göre; taraflar arasında 20/06/2016 başlangıç tarihli ve 2 yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğu, davalı tarafından 18/06/2022 düzenleme ve 04/10/2022 tahliye tarihli taahhüdün davacı tarafa verildiği hususlarında uyuşmazlık bulunmadığı, taahhüde yönelik imza inkarı olmayıp açığa imza atılsa bile davalının bunun sonuçlarına katlanmak zorunda olduğu, Aile konutu yönünden; davalı tarafından taşınmazın aile konutu olduğu savunulduğu ve bu yönde aile mahkemesinde dava açıldığının beyan edildiği, TMK’nun 194/1 maddesi “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” 194/4.maddesiAile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı hâline gelir ve bildirimde bulunan...

    ettiği anlaşılmış olup, davanın kabulüne ile Kastamonu ili, Merkez ilçesi, Saraçlar mahallesi, 1062 Ada, 5 parsel, A Blok 34 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaz T4 tarafından 02/02/2017 tarih ve 1750 yevmiye no ile konulan ipoteğin kaldırılmasına, Kastamonu ili, Merkez ilçesi, Saraçlar mahallesi, 1062 Ada, 5 parsel, A Blok 34 nolu bağımsız bölüm niteliğindeki taşınmaza TMK 194/1.maddesi uyarınca aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir....

    Türk Medeni Kanunu'nun 193. maddesi hükmü ile eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle olan hukuki işlemlerinde özgürlük alanı tanınmış olmakla birlikte Türk Medeni Kanunu'nun 194. madde hükmü ile eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerini diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek, eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin korunması” amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin “açık rızası bulunmadıkça” aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunu ipotek edilmesi gibi “tek başına“ bir ayni hakla sınırlayamaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir....

      ,yaklaşık 5 ay sonra mal kaçırma gayesiyle davalı Abdullah Yiğiter'e devredildiğini, bilahare davaya konu taşınmazı 30.04.2015 tarihinde T3 devredildiğini, taraflar arasındaki muvazaayı bilen ve tapu iptali durumunu engellemek amacıyla T3 devir aldığını, söz konusu satış işlemlerine müvekkillerinin rızası bulunmadığını beyanla öncelikle davaya konu taşınmazın davalılardan T3 adına olan tapusunun iptali ile diğer eski malik ve müvekkillerinin eşi olan T5 adına tesciline ve tapu kaydına T.M.K.nun 194 maddesine dayalı aile konutu şerhinin verilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Olduğunun Tespiti-Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı kadın dava dilekçesinde; aile konutu olan gecekonduyu davalı eşinin diğer davalılara gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile devrettiğini, taraflar arasında gerçekleşen satış vaadi sözleşmesinin olası bir boşanmanın sonuçlarından kurtulmak için mal kaçırmak maksadıyla yapıldığını, gerçek bir devir iradesi olmadığını, bedel ödenmediğini, yapılan işlemin TBK uyarınca muvazaalı olduğunu, TMK m. 194 uyarınca da rızası olmadan yapılan devir işleminin geçersiz olduğunu bu sebeplerle taşınmazın aile konutu olduğunun tespiti ile yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece diğer eşin rızası olmaksızın aile konutunun devredilemeyeceğine...

          UYAP Entegrasyonu