Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 09.06.2015 tarihinde kesinleşen 19.02.2014 tarihli, 2012/422 Esas, 2014/96 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacısının ..., davalıların ......, ..., ... ve ... olduğu; davanın 1159 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik olduğu, mahkemece, dava konusu 1159 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve bilirkişilerin krokisinde A harfiyle gösterilen evin davacı ... ile 17.01.2011 tarihinde vefat eden eşi ....’nın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Eldeki davada, anılan mahkeme kararı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmişse de gerekçe gösterilen mahkeme kararı 4721 sayılı TMK’nın 240’ıncı ve 652’nci maddeleri uyarınca sağ kalan eşe aile konutunun özgülenmesi niteliğinde bir karar olmadığından davanın görülmesine engel değildir....

    Davalı vekili, taşınmazın mülkiyetinin özgülenmesi için dava açtığını, henüz neticelenmediğini ileri sürerek hükmü temyiz etmiştir. Ortaklığın giderilmesine konu taşınmaz mal üzerinde çekişme olduğu taktirde öncelikle bu uyuşmazlığın halli gerekir. Dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazın mülkiyetiyle ilgili olarak davalının, davacı oğluna karşı ...1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/262 Esas sayılı dosyasında sağ kalan eş sıfatıyla kendi adına özgülenmesi için dava açtığı, davanın halen derdest olduğu, Uyap üzerinde yapılan incelemeden anlaşılmaktadır. Anılan dava sonunda taşınmazın sağ kalan eşe özgülenmesine karar verilirse, ortaklığın giderilmesi davasının bu nedenle reddi gerekir. Buna karşı özgülenme davası reddedilirse, ortaklığın giderilmesi davası hakkında bir karar verilmelidir. O halde 6100 sayılı HMK'nın 161 maddesi uyarınca bekletici mesele teşkil eden taşınmazın sağ kalan eşe özgülenmesi için açılan ...1....

      Her ne kadar, TMK.nun 652. maddesinde; “eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerden birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir” hükmü yer almakta ve içerik itibariyle TMK.nun 240. maddesine benzerlikleri öngörmekte ise de, birinde, miras hakkına mahsuben, diğerinde ise katılma alacağına mahsuben maddelerde öngörülen hakların tanınması söz konusudur. Ne var ki, TMK.nun 240 ve 652. maddelerinde yer alan hakların tanınması bakımından öngördükleri unsurlar birbirlerinden farklıdır. Söz konusu farklılıklar ve ortak noktalar Dairenin 1.6.2010 tarih ve 2010/1695 E, 2010/2923 Karar sayılı kararında açık bir biçimde ortaya konulmuştur (Yargıtay Kararlar Dergisi, C:36, Sayı:8, Ağustos 2010, S:1428’de yayımlanmıştır)....

        “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir” (TMK.m.652/2). Evliliğin, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi ile eşlerin birinin ölümü sebebiyle sona ermesinin, hukuki sonuçları farklıdır. Zira, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eş mirasçı konumundadır. Sağ kalan eşin, yukarıda açıklanan düzenlemelerdeki hakları için ayrıca bir dava açması gerekmeyebilir....

          Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652'nci maddesine dayanan mirasbırakana ait tereke malları arasında bulunan, eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde sağ eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet, olmadığı taktirde intifa hakkı tanınması isteğine ilişkin olup, mirasın paylaşılması hükümleriyle ilgili olduğundan inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.10.2009 (Salı)...

            Çünkü, sağ kalan eş ve diğer mirasçılar, dava açılmadan, yasal düzenlemeye uygun şekilde mirası taksim edebilirler. ..... dayalı miras taksimi olmaz ise sağ kalan eş, haklarını kullanmak için her zaman diğer mirasçılara karşı ayrı bir dava da açabilir. Bu yüzden, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, eşinin ölümünden sonra da devam etmektedir. Yasanın amacı sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, Türk Medeni Kanunu'nun 194, 240 ve 652. maddelerindeki açık düzenlemelere göre, aile konutuna sağlanan koruma da sona ermemiştir. Eldeki davada davacı, aile konutunun içerisinde bulunduğu taşınmazın eşi tarafından rızası dışında devredildiğini ileri sürmektedir. Yargılama sırasında davalı eş ölmüştür. Ancak, davacının aile konutu ile ilgili mirasçılıktan doğan haklarını kullanabilmesi için taşınmazın tapusunu iptal ettirerek tekrar terekeye( ölen eşi adına) döndürmesi gerekmektedir....

              Davalı savunmasında, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğuna mahkemece karar verildiğini, bu nedenle kötüniyetli olmadığını, taşınmazda oturma hakkının bulunduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, taşınmazın aile konutu olduğuna mahkemece karar verildiği, bu nedenle de davalının kötüniyetli bir işgalinin bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. TMK'nun 652. maddesinin 1. fıkrası; “Eşlerden birinin ölümü halinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Kanun koyucu, bu düzenleme ile eşlerin birlikte yaşadıkları konut ve kullandıkları ev eşyası ile ilgili olarak; mal rejimi türü ne olursa olsun sağ kalan eşe (mirastan ayrı olarak) mülkiyet hakkını dava yoluyla talep edebilme hakkı tanımıştır....

                imkanının bulunmadığı kanaat ve sonucuna ulaşıldığı, tüm bu hususlar göz önüne alındığında 4721 sayılı TMK'nun 652/2. maddesinde yazılı koşulların oluştuğu, intifa hakkı tanınması için davacı T1 yönünden haklı sebeplerin bulunduğu değerlendirilmiş, sağ kalan eş olarak T1'ın miras payının değerinin 137.500,00 TL, intifa bedelinin ise bilirkişice 51.562,50 TL olması nedeniyle, intifa bedelinin sağ kalan eş T1'ın miras payının değerinden fazla olmadığı belirlenmekle davalılara ivaz olarak herhangi bir bedel ödenmeksizin sağ kalan eş davacı T1'ın 1/4 miras payına mahsuben dava konusu taşınmazda lehine intifa hakkı tanınmasına ilişkin talebinin kabulüne, asıl davanın (ortaklığın giderilmesi talepli) işbu dava dosyasından tefriki ile mahkemenin başka bir esasına kaydedilerek, yargılamanın yeni esas üzerinden sürdürülmesine karar verilmiştir....

                Şöyle ki; asıl ve birleşen dava dilekçesinde TMK’nin 240. maddesine dayalı olarak dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya tescili, mümkün olmadığı takdirde tapu kaydına aile konutu şerhi verilmesi ve taşınmazlar üzerindeki katılma alacağına mahsuben intifa ve oturma hakkı tesisi ile aile konutunun özgülenmesine karar verilmesi istenmiş; dava konusu 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazın TMK’nin 652. maddesi uyarınca miras hakkına mahsuben veya TMK’nin 240. maddesi uyarınca katılma alacağına mahsuben davacı adına tescili, aksi kanaat halinde intifa veya oturma hakkının miras hakkına mahsuben veya katılma alacağına mahsuben tesisi, konutun aile konutu olduğunun tespiti, aksi kanaat halinde davacının dava konusu parselin ve konutun edinimine olan katkısının tespiti ve 1.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline ilişkin talepleri içeren 29.10.2014 tarihli ıslah dilekçesi bozmadan sonra sunulmuştur....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Davacı- birleştirilen dosya davalısı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.08.2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi, davalı- birleştirilen dosya davacısı vekili tarafından, davacı- birleştirilen dosya davalısı aleyhine 06.10.2010 tarihinde gününde verilen dilekçe ile aile konutunda sağ kalan eşe miras payına mahsuben intifa hakkı tanınması istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 15.10.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı- karşı davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA...

                    UYAP Entegrasyonu