Davalı tarafça Yalova Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1889 Es. sayılı dosyası ile; davalılara karşı TMK.255 madde uyarınca; davalının muris ile birlikte, aile konutu olarak kullandıklarını iddia ettikleri Yalova Merkez İlçe Gazi Osman Paşa Mahallesi 2577 ada, 29 parsel 1 nolu bağımsız bölümün mülkiyetinin, kendi miras ve payından doğacak haklarına mahsuben ve yetmediği takdirde bir bedel eklemek suretiyle özgülenerek tescili talepli dava açıldığı ve davanın hali hazırda derdest olduğu, Bu durumda davalı tarafından TMK'nın 652. maddesi gereğince açılan dava konusu taşınmazın miras hakkına mahsuben sağ kalan eşe özgülenmesi davasının sonucunda mülkiyet durumu değişebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu da etkileneceği, bu nedenle, davalı tarafından açılan Yalova Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/1889 Es. sayılı dosyasının 6100 sayılı HMK. 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerektiği, somut olayda, iki bağımsız...
Dava,ölüme bağlı mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, aile konutu şerhi ve katılma alacağını mahsuben aile konutunun özgülenmesi ile mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. 2....
Sağ kalan eşin, bu düzenlemelerde yer alan haklarını diğer mirasçılara karşı kullanabilmesi için ayrıca bir dava açması zorunlu olmayabilir. Çünkü, sağ kalan eş ve diğer mirasçılar, dava açılmadan, yasal düzenlemeye uygun şekilde mirası taksim edebilirler.... dayalı miras taksimi olmaz ise sağ kalan eş, haklarını kullanmak için her zaman diğer mirasçılara karşı ayrı bir dava da açabilir. Bu yüzden, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, eşinin ölümünden sonra da devam etmektedir. Yasanın amacı sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamaktır. Dolayısıyla Türk Medeni Kanunu'nun 194, 240 ve 652. maddelerindeki açık düzenlemelere göre, aile konutuna sağlanan koruma da sona ermemiştir....
Her ne kadar, TMK.nun 652. maddesinde; “eşlerden birinin ölümü halinde, tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerden birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben, mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir” hükmü yer almakta ve içerik itibariyle TMK.nun 240. maddesine benzerlikleri öngörmekte ise de, birinde, miras hakkına mahsuben, diğerinde ise katılma alacağına mahsuben maddelerde öngörülen hakların tanınması söz konusudur. Ne var ki, TMK.nun 240 ve 652. maddelerinde yer alan hakların tanınması bakımından öngördükleri unsurlar birbirlerinden farklıdır. Söz konusu farklılıklar ve ortak noktalar Dairenin 1.6.2010 tarih ve 2010/1695 E, 2010/2923 Karar sayılı kararında açık bir biçimde ortaya konulmuştur (Yargıtay Kararlar Dergisi, C:36, Sayı:8, Ağustos 2010, S:1428’de yayımlanmıştır)....
Asliye Hukuk (Aile Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesinin 09.06.2015 tarihinde kesinleşen 19.02.2014 tarihli, 2012/422 Esas, 2014/96 Karar sayılı ilamının incelenmesinde, davacısının ..., davalıların ......, ..., ... ve ... olduğu; davanın 1159 parsel sayılı taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine yönelik olduğu, mahkemece, dava konusu 1159 parsel sayılı taşınmazda bulunan ve bilirkişilerin krokisinde A harfiyle gösterilen evin davacı ... ile 17.01.2011 tarihinde vefat eden eşi ....’nın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Eldeki davada, anılan mahkeme kararı dikkate alınarak davanın reddine karar verilmişse de gerekçe gösterilen mahkeme kararı 4721 sayılı TMK’nın 240’ıncı ve 652’nci maddeleri uyarınca sağ kalan eşe aile konutunun özgülenmesi niteliğinde bir karar olmadığından davanın görülmesine engel değildir....
“Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya ölen eşin yasal mirasçılarının istemiyle intifa veya oturma hakkı yerine, konut üzerinde mülkiyet hakkı tanınabilir” (TMK.m.240/3). “Eşlerden birinin ölümü hâlinde tereke malları arasında ev eşyası veya eşlerin birlikte yaşadıkları konut varsa; sağ kalan eş, bunlar üzerinde kendisine miras hakkına mahsuben mülkiyet hakkı tanınmasını isteyebilir (TMK.m.652/1). “Haklı sebeplerin varlığı hâlinde, sağ kalan eşin veya mirasbırakanın diğer yasal mirasçılarından birinin istemi üzerine, mülkiyet yerine intifa veya oturma hakkı tanınmasına da karar verilebilir” (TMK.m.652/2). Evliliğin, boşanma veya iptal kararıyla sona ermesi ile eşlerin birinin ölümü sebebiyle sona ermesinin, hukuki sonuçları farklıdır. Zira, evliliğin ölümle sona ermesi durumunda sağ kalan eş mirasçı konumundadır. Sağ kalan eşin, yukarıda açıklanan düzenlemelerdeki hakları için ayrıca bir dava açması gerekmeyebilir....
Davalı vekili, taşınmazın mülkiyetinin özgülenmesi için dava açtığını, henüz neticelenmediğini ileri sürerek hükmü temyiz etmiştir. Ortaklığın giderilmesine konu taşınmaz mal üzerinde çekişme olduğu taktirde öncelikle bu uyuşmazlığın halli gerekir. Dava konusu edilen ve satışına karar verilen taşınmazın mülkiyetiyle ilgili olarak davalının, davacı oğluna karşı ...1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/262 Esas sayılı dosyasında sağ kalan eş sıfatıyla kendi adına özgülenmesi için dava açtığı, davanın halen derdest olduğu, Uyap üzerinde yapılan incelemeden anlaşılmaktadır. Anılan dava sonunda taşınmazın sağ kalan eşe özgülenmesine karar verilirse, ortaklığın giderilmesi davasının bu nedenle reddi gerekir. Buna karşı özgülenme davası reddedilirse, ortaklığın giderilmesi davası hakkında bir karar verilmelidir. O halde 6100 sayılı HMK'nın 161 maddesi uyarınca bekletici mesele teşkil eden taşınmazın sağ kalan eşe özgülenmesi için açılan ...1....
Uyuşmazlık ve hüküm Türk Medeni Kanununun 652'nci maddesine dayanan mirasbırakana ait tereke malları arasında bulunan, eşlerin birlikte yaşadıkları konut üzerinde sağ eşe miras hakkına mahsuben mülkiyet, olmadığı taktirde intifa hakkı tanınması isteğine ilişkin olup, mirasın paylaşılması hükümleriyle ilgili olduğundan inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 06.10.2009 (Salı)...
Çünkü, sağ kalan eş ve diğer mirasçılar, dava açılmadan, yasal düzenlemeye uygun şekilde mirası taksim edebilirler. ..... dayalı miras taksimi olmaz ise sağ kalan eş, haklarını kullanmak için her zaman diğer mirasçılara karşı ayrı bir dava da açabilir. Bu yüzden, dava konusu taşınmazın aile konutu niteliği, sağ kalan eş açısından, eşinin ölümünden sonra da devam etmektedir. Yasanın amacı sağ kalan eşin eski yaşantısını devam ettirmesini sağlamaktır. Dolayısıyla, Türk Medeni Kanunu'nun 194, 240 ve 652. maddelerindeki açık düzenlemelere göre, aile konutuna sağlanan koruma da sona ermemiştir. Eldeki davada davacı, aile konutunun içerisinde bulunduğu taşınmazın eşi tarafından rızası dışında devredildiğini ileri sürmektedir. Yargılama sırasında davalı eş ölmüştür. Ancak, davacının aile konutu ile ilgili mirasçılıktan doğan haklarını kullanabilmesi için taşınmazın tapusunu iptal ettirerek tekrar terekeye( ölen eşi adına) döndürmesi gerekmektedir....
imkanının bulunmadığı kanaat ve sonucuna ulaşıldığı, tüm bu hususlar göz önüne alındığında 4721 sayılı TMK'nun 652/2. maddesinde yazılı koşulların oluştuğu, intifa hakkı tanınması için davacı T1 yönünden haklı sebeplerin bulunduğu değerlendirilmiş, sağ kalan eş olarak T1'ın miras payının değerinin 137.500,00 TL, intifa bedelinin ise bilirkişice 51.562,50 TL olması nedeniyle, intifa bedelinin sağ kalan eş T1'ın miras payının değerinden fazla olmadığı belirlenmekle davalılara ivaz olarak herhangi bir bedel ödenmeksizin sağ kalan eş davacı T1'ın 1/4 miras payına mahsuben dava konusu taşınmazda lehine intifa hakkı tanınmasına ilişkin talebinin kabulüne, asıl davanın (ortaklığın giderilmesi talepli) işbu dava dosyasından tefriki ile mahkemenin başka bir esasına kaydedilerek, yargılamanın yeni esas üzerinden sürdürülmesine karar verilmiştir....