Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre, eşlerden biri diğer eşin "Açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun başkası adına devir edilerek, tescil edilmesi gibi "Tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma "Ancak diğer eşin açık rızası alınarak" yapılabilir. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin "Açık" olması gerekir. Somut olayda, davalı eş dava konusu aile konutuna ilişkin tahsisli kooperatif hissesini diğer davalı ...'...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutu Şerhi Konulması - Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından aile konutu şerhi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, davalı (koca) adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebine ilişkindir. Evlilik; ölüm, boşanma veya iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 31.12.2013 tarihli karardan sonra, dava konusu taşınmazın maliki olan davalı eş ile davacı, 19.09.2014 tarihinde kesinleşen ... ... Aile Mahkemesinin 2013/438 esas ve 2014/463 karar sayılı ilamı ile boşanmıştır....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen muvafakatnamenin iptali davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/11/2022 tarihinde...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki muvafakatnamenin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı vekili avukat...'nın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı korunma da sona erer diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır. Toplanan delillerden, tarafların 14.06.2018 tarihinde kesinleşen kararla boşandıkları anlaşılmaktadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : 1-... 2-... DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Sebebiyle Kira Sözleşmesinin Feshi ve Tahliye Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm Davalı ... tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Aile konutunun, hak sahibi eş tarafından devri ve konut üzerindeki hakların sınırlandırılması, diğer eşin açık rızasına bağlıdır (TMK m. 194). Bu rıza alınmadan konutla ilgili yapılan tasarruf işlemi geçersizdir. Bu geçersizliği, rızası gereken eş konutun bu vasfını devam ettirmesi koşuluyla evlilik birliği süresince ileri sürebilir. Evlilik, boşanma yahut da iptal kararıyla sona ermiş ise, Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı korunma da sona erer diğer eşin rızası alınmadan yapılan tasarruf işlemi yapıldığı andan itibaren geçerlilik kazanır....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava; davalı erkek adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebine ilişkindir. Evlilik; boşanma kararıyla sona ermiş ise Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin "aile konutuna" sağladığı koruma da sona erer. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen 11.08.2013 tarihli karardan sonra, dava konusu taşınmazın maliki olan davalı eş ile davacı, aynı mahkemenin 08.09.2015 tarihinde kesinleşen 2012/736 esas, 2014/639 karar sayılı ilamı ile boşanmıştır. Evlilik boşanma ile sona erdiğine göre dava konusu taşınmaz aile konutu olmaktan artık çıkmış, Türk Medeni Kanununun 194. maddesinin konuta sağladığı koruma sona ermiştir. Bu halde dava konusuz hale gelmiştir....

                Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 26.02.2014 tarih 2012/263 Esas 2014/46 Karar sayılı kararı ile boşandıkları, boşanma kararının ise Yargıtay denetiminden geçerek 10.06.2015 tarihinde boşanma yönünden kesinleşmiş olduğu, evlilik birliğinin sona ermesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinden kaynaklanan aile konutuna ilişkin korumanın da sona erdiği, dava konusu taşınmazın aile konutu olma niteliğini kaybettiği, dava konusu taşınmazı cebri icra yoluyla satın almış olan ihale alacaklısı olan davacının taşınmaz üzerinde bulunan aile konutu şerhi nedeniyle taşınmazın tapuda kendi adına tescilini sağlayamadığı bu sebeple davacının dava açmakta haklı bulunduğu, 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin aile konutuna sağladığı korumanın kendiliğinden sona erdiği gerekçesiyle davacının davasının kabulü ile artık aile konutu vasfı kalmayan davalılardan ...'nın kayıt maliki olduğu dava konusu ... ili ... ilçesi, 14 Mayıs Mah. ......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVALILAR : 1-... 2-... DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil-Aile Konutu Şerhinin Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından; vekalet ücreti yönünden, davalılar tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tapu kütüğüne aile konutu şerhi konulması talebinde bulunmuş, bu dava 02.06.2015 tarihinde açılmıştır. Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesinin üçüncü fıkrası, 06.02.2014 tarihli 6518 sayılı Kanunla değiştirilmiş, yapılan değişikle, aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eşin, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini, tapu müdürlüğünden isteyebileceği kabul edilmiştir. Bu değişiklik 6518 sayılı 19.02.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanmakla aynı tarihte yürürlüğe girmiştir....

                    Ücret haciz ve temlike karşı, işçinin ve ailesinin geçimini sağlayabilmesi için lüzumlu sayılan ölçüde himaye edilecektir. " denilmekte olduğunu, ücretin haciz ve temlike karşı lüzumlu sayılan ölçüde himaye altına alınması gerektiğinin vurgulanmakta olduğunu, müvekkilinin irade sakatlığı ile verdiği muvafakatnamenin kendisinin ve ailesinin geçimini sağlayabilecek ölçüde maaşının himaye altına alınmasını engellemekte olduğunu, bu haliyle de muvafakatnamenin iptalinin gerektiğini, muvafakatnamenin haczin kesinleşmesinden sonra verilmiş olmasından bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka ve evrensel ilkelere aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin muvafakatnamenin düzenlendiği tarihte yevmiyelik işlerde çalıştığını ancak sağlık sorunları nedeniyle yevmiyelik işten çıkmak zorunda kaldığını, maddi olarak zor duruma düştüğünü beyan ederek, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu