WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Böylece, kural olarak eşlerin birbirleri ve üçüncü kişilerle her türlü hukuki işlem yapma serbestisi Türk Medeni Kanunu felsefesi içinde kabul edilmişken, aile konutu ile bu kurala ayrı bir istisna getirilmiş, aile konutu üzerindeki hakların sınırlandırılması esası kabul edilmiştir. Düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı da tanınmıştır (TMK m. 194/3). Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin TMK’nun 1023. maddesi hükmünden yararlanacağı kabul edilmektedir (HGK, 24.04.2013 gün ve 2012/2-1567 E., 2013/579 K.). Bu durum aile konutu olarak kullanılan taşınmazın tapu kaydında, konutun bu niteliğini gösteren şerh olmaması hali ile ilgilidir ve taşınmazın aile konutu olduğunu bilmeyen ya da bilemeyecek durumda olan üçüncü kişinin tapuya güven ilkesinden yararlanmasıdır....

    in 12.07.2017 tarihinden itibaren aile konutu olan ... adına kayıtlı konutta eşi ile birlikte ikamet ettiklerini, aile konutu niteliğinde olan konutun müvekkilinin rızası olmaksızın davalı ... tarafından diğer davalı ... Duraklar Tarım Kredi Kooperatif lehine ipotek tesis edildiğini, bu durumun müvekkilinin haklarını sınırladığını, taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa da davalı kurumun eksper vasıtasıyla kıymet takdiri esnasında aile konutu olarak kullanıldığını bilebilecek durumda olduğunu, kooperatifin basiretli tacir gibi davranmadığını belirterek taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına, tesis edilen ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP 1.Davalı ......

      -Dava konusu olup aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydı üzerine “evlilik birliği sürerken” aile konutu şerhi konulmuştur. Aile konutu şerhi hukuki varlığını ancak evlilik birliği geçerli olduğu sürece sürdürebilmektedir. Taraflar arasındaki evlilik birliği sonlandığında dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini “kendiliğinden” kaybeder. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh “yolsuz” hale gelir. Evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle aile konutu şerhinin “kaldırılması” istemi “mahkemeye” değil de ilgili “Tapu Sicil Müdürlüğüne” malik olan eş tarafından yapılabilir/yapılmalıdır....

        Dava konusu olup aile konutu olarak özgülenen taşınmazın tapu kaydı üzerine “evlilik birliği sürerken” aile konutu şerhi konulmuştur. Aile konutu şerhi hukuki varlığını ancak evlilik birliği geçerli olduğu sürece sürdürebilmektedir. Taraflar arasındaki evlilik birliği sonlandığında dava konusu taşınmaz aile konutu özelliğini “kendiliğinden” kaybeder. Başka bir anlatımla aile konutuna ilişkin şerh “yolsuz” hale gelir. Evlilik birliğinin sona ermesi sebebiyle aile konutu şerhinin “kaldırılması” istemi “mahkemeye” değil de ilgili “Tapu Sicil Müdürlüğüne” malik olan eş tarafından yapılabilir/yapılmalıdır....

          Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Mevcut durumda mahkemece yapılacak iş, mahallinde keşif yapılarak ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden aile konutu olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi ve belirlenen bu bölüme hasren ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gibi, ihtiyati tedbir talebinin de aile konutu olarak kullanıldığı belirlenen yerle sınırlı olarak değerlendirilmesi gerekirken taşınmazın tamamına yönelik ipoteğin kaldırılması ve tedbir talebinin kabulü doğru görülmemiştir....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dosya kapsamı incelendiğinde, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, toplanan delillerden davaya konu taşınmaz üzerinde bulunan yapının, davacı kadın, davalı koca ve çocukları tarafından kullanılan aile konutu niteliğinde olduğu anlaşılmıştır. Dava TMK.nun 194. Maddesine dayalı olarak açılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa da aile konutudur....

          GEREKÇE : Dava, TMK.nun 194.maddesine dayalı taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı, süresinde kararın tamamı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamına göre; davacı boşandığı eşinin hak sahibi olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine aile konutu şerhinin konulduğu, kesinleşen boşanma kararından sonra aile konutu şerhinin kaldırılmadığını ileri sürerek kaldırılmasını istemiş, talep kabul edilmiştir. Toplanan delillerden davacı ile davalının Ankara 11.Aile Mahkemesinin 23/10/2014 tarih 2014/763- 1301 esas ve karar sayılı ilamı ile boşandıkları, kararın 14/01/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarihte evlilik boşanma ile sona ermiş olduğundan; konut aile konutu niteliğinden çıkmış ve TMK.nun 194.maddesinde düzenlenen aile konutu koruması da sona ermiştir....

          Davada, 3. kişiye satılan taşınmazın, aile konutu olduğu ve miras bırakanın rızası olmadan eşinin sattığı, malik olmayan eşin mirascıları tarafından iddia edilen ve malik olan davalı eş tarafından da ayrıca muvazaalı olarak gerçekleştirildiği iddiasına dayalı satışın iptali ile mirasçılar adına tapuya tesciline ilişkindir. Dosya kapsamından,,davacı tarafından uyuşmazlık konusu taşınmazda halen annenin oturduğu ve aile konutu olduğu, davalı Melek Aslan tarafından ise aile konutu olmadığı, aile konutu niteliğini yitirdiği iddia edilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle aile konutu olup olmadığı tartışılacağından Türk Medeni Kanununun 194 ve devamı maddeleri gereğince uyuşmazlığın 3. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Mersin 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil "açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayı sıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....

            Bu nedenle dahili davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı kadın, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu olduğunun tespitine ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ipoteğin kaldırılması davası konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aile konutu şerhi konulması davasının reddine, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Davacı kadın ve davalı kooperatif tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; aile konutu olarak tespitine karar verilen taşınmazın, eşlerin birlikte oturduğu bir mekan olması gerektiği halde ilk derece mahkemesince arsa vasıflı olduğu belirtilen 1002 ada 20 parsel yönünden tespit kararı verilmesi doğru olmadığından bahisle, taraf vekillerinin aile konutu tespitine ilişkin istinaf başvurularının kabulüne, Erzurum İli, Aziziye İlçesi, Ilıca Mah., Köyiçi Mevkii, ... Ada, ... Parselde 2....

              UYAP Entegrasyonu