Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davada, 3. kişiye satılan taşınmazın, aile konutu olduğu ve miras bırakanın rızası olmadan eşinin sattığı, malik olmayan eşin mirascıları tarafından iddia edilen ve malik olan davalı eş tarafından da ayrıca muvazaalı olarak gerçekleştirildiği iddiasına dayalı satışın iptali ile mirasçılar adına tapuya tesciline ilişkindir. Dosya kapsamından,,davacı tarafından uyuşmazlık konusu taşınmazda halen annenin oturduğu ve aile konutu olduğu, davalı Melek Aslan tarafından ise aile konutu olmadığı, aile konutu niteliğini yitirdiği iddia edilmiştir. Bu durumda, uyuşmazlığın çözümünde öncelikle aile konutu olup olmadığı tartışılacağından Türk Medeni Kanununun 194 ve devamı maddeleri gereğince uyuşmazlığın 3. Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Mersin 3. Aile Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 07.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    GEREKÇE : Dava, TMK.nun 194.maddesine dayalı taşınmazın tapu kaydı üzerine konulan aile konutu şerhinin kaldırılması talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararına karşı; davalı, süresinde kararın tamamı yönünden istinaf talebinde bulunmuştur. Dosya kapsamına göre; davacı boşandığı eşinin hak sahibi olduğu aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerine aile konutu şerhinin konulduğu, kesinleşen boşanma kararından sonra aile konutu şerhinin kaldırılmadığını ileri sürerek kaldırılmasını istemiş, talep kabul edilmiştir. Toplanan delillerden davacı ile davalının Ankara 11.Aile Mahkemesinin 23/10/2014 tarih 2014/763- 1301 esas ve karar sayılı ilamı ile boşandıkları, kararın 14/01/2015 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davanın açıldığı tarihte evlilik boşanma ile sona ermiş olduğundan; konut aile konutu niteliğinden çıkmış ve TMK.nun 194.maddesinde düzenlenen aile konutu koruması da sona ermiştir....

    Bu nedenle dahili davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davacı kadın, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu olduğunun tespitine ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece ipoteğin kaldırılması davası konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, aile konutu şerhi konulması davasının reddine, taşınmazın aile konutu olduğunun tespitine karar verilmiştir. Davacı kadın ve davalı kooperatif tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Bölge adliye mahkemesince; aile konutu olarak tespitine karar verilen taşınmazın, eşlerin birlikte oturduğu bir mekan olması gerektiği halde ilk derece mahkemesince arsa vasıflı olduğu belirtilen 1002 ada 20 parsel yönünden tespit kararı verilmesi doğru olmadığından bahisle, taraf vekillerinin aile konutu tespitine ilişkin istinaf başvurularının kabulüne, Erzurum İli, Aziziye İlçesi, Ilıca Mah., Köyiçi Mevkii, ... Ada, ... Parselde 2....

      Davacı kadın tarafından aile konutu şerhi ve ipoteğin kaldırılması davası açılmış, mahkemece aile konutu şerhi konulmasına yönelik isteğin kısmen kabulüne karar verilmiş, ipoteğin kaldırılmasına yönelik istek hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulmamıştır. Hüküm, davacı ve davalılardan banka tarafından temyiz edilmiş, banka tarafından aile konutu şerhi, yargılama giderleri ve vekalet ücretine dair itirazlarda bulunulmuş, Dairemizin 16.06.2015 tarih, 2015/10500 esas, 12789 karar sayılı ilamı ile hüküm ipoteğin kaldırılması talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm kurulması gerektiği yönünde bozulmuş, aile konutu şerhine yönelik tesis edilen hükmün onanmasına karar verilmiş, bozma sebebine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, davalı banka karar düzeltme talebinde bulunmuştur....

        Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması - Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davanın ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davası olduğu, aile konutu şerhi davasında mahkemece imza incelemesi sonucuna göre aile konutu araştırması yapılmamış olup aile konutu olduğunun ispat edilmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de davanın 19.02.2014 tarihinden sonra açıldığı, bu tarihten sonra yapılan kanuni değişiklik nedeniyle kişinin her zaman için tapuya doğrudan başvuru yaparak aile konutu şerhi konulmasını isteyebileceği halde davacının tapuya başvuru yapılmadan doğrudan dava yoluyla aile konutu şerhi konulması isteminde bulunmasında hukuki...

          konutu şerhi konulması ve aile konutu üzerine konulan haczin kaldırılması olmak üzere iki ayrı talepte bulunmuştur....

            Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleşiyle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu" değil "açıklayıcı" şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, "emredici" niteliktedir. Dolayı sıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak "belirli olan" bir işlem için verilebilir....

            5 no' lu bağımsız bölüm numaralı taşınmazdaki 21/07/2017 tarihli aile konutu şerhinin kaldırılmasına karar verilmiştir....

            Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfıda dikkate alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırlması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı banka tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkin olup, davacı eş, aile konutu niteliğinde bulunan taşınmazın, malik olan davalı eş tarafından “açık rızası bulunmadan" davalı banka lehine ipotek ettirildiğini ileri sürerek, aile konutu üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. Mahkemece, dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, tacir olan davalı bankanın ipotek tesisinden önce dava konusu yerin aile konutu olup olmadığının araştırılması gerektiği basiretli tacir gibi davranmadığı, belirtilerek davanın kabulüne karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu