Şirketinin taşınmazın aile konutu olduğunu bildiği ve kötü niyetli olduğu davacı tarafından ispat edilmediği gibi davalı şirketin ipoteği temlik alırken taşınmazın aile konutu olduğunun araştırma gibi bir yükümlülüğü de bulunmadığı, ayrıca davacının taşınmaz üzerinde ayni hak sahibi olmadığı üçüncü kişi yararına oluşan ipoteğin iptalini de isteme hakkı bulunmadığından; davacının davasının reddine karar vermiş, davacının temyizi üzerine, Dairemizin 13.04.2016 gün, 2015/26704 esas ve 2016/8059 karar sayılı ilamıyla yerel mahkeme hükmünün onanmasına karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Aile Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olmasına ve mahkemenin sıfatına göre dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 2. Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 26.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) - K A R A R - Uyuşmazlığın aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ilişkin olmasına göre kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 2.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 05.11.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
a ait dava konusu taşınmaz tapu kayıtlarında aile konut şerhinin işlenmediği, MK.'nun 194. maddesindeki düzenleme uyarınca ancak ipotek edilen taşınmazın aile konutu olması halinde eş rızasının alınması gerektiği, MK'nun 1023. maddesindeki tapuya güven ilkesi gereği davalı bankanın üzerinde aile konutu şerhi kaydı bulunmayan dava konusu taşınmaz nedeniyle taşınmaz malikinin eş muvafakatini alma zorunluluğu olmadığı, yapılan ipotek sözleşmesinin geçerli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ipoteğin fekki istemine ilişkin olup, taşınmazın aynına ilişkin olması nedeniyle HMK'nun 12/1.maddesi uyarınca taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin davalarda taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkili olup ipoteğe konu taşınmazın ... da bulunduğu anlaşıldığından somut olayda... Mahkemeleri kesin yetkilidir. Kesin yetki, 6100 sayılı HMK'nun 114. maddesinde dava şartları arasında sayılmıştır....
O halde aile konutu üzerindeki hakların sınırlanması niteliğindeki ipotek tesisine ilişkin işlemin iptali ve sicildeki ipoteğin terkinine karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07.05.2015 (Prş.)...
Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça" aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu cümleden hareketle, aile konutunun maliki olan eş, aile konutundaki yaşantıyı güçlüğe sokacak biçimde, aile konutunun ipotek edilmesi gibi tek başına" bir ayni hakla sınırlandıramaz. Bu sınırlandırma “ancak diğer eşin açık rızası alınarak” yapılabilir. Genel kural, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza, taşınmaz maliki eşin, açık rızası olmadan, ipotek tesis edilemeyeceği olmakla birlikte, öncelikle tespiti gereken husus, anılan taşınmazın ipoteğin konulduğu tarihte aile konutu olup olmadığı, eğer o tarihte aile konutu ise, malik olmayan eşin açık rızasının bulunup bulunmadığıdır. İzmir 32....
KARAR Davacı, davalı eşi Münevver ile birlikte aile konutu olarak kullandıkları taşınmaz üzerinde diğer davalı ... lehine kurulan ipoteğin, ipoteğe rızasının olmaması nedeniyle geçersiz olduğunu ileri sürerek; ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davanın reddini istemiş; diğer davalı davaya cevaplarını sunmamıştır. Mahkemece verilen davanın reddine dair karar, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizce onanmış, davacı tarafça bu sefer karar düzeltme talebinde bulunulmuştur. 1-Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin (TMK, md. 194) kaldırılmasına ilişkin olup, 07/07/2014 tarihinde açılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından (m.118-395) kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır....
basiretsiz ticaretleri sebebiyle ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği günlerde Talas Tapu Müdürlüğünün 8259 yevmiye numaralı 12/04/2022 tarihli resmi senedi ile davalı eşi ile davalı banka arasındaki aile konutunun üzerindeki 800.000,00 TL tutarındaki ipotek bedelinin 950.000,00 TL arttırılarak 1.750,000,00 TL bedele çıkarıldığını, ancak davalı bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesine rağmen bu ipotek bedeli artırma işleminde açık rızasını almadığını, bu nedenle davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerindeki ipoteğin açık rıza alınmaksızın arttırılan 950.000,00 TL bedelli işleminin iptali ile ipoteğin bu kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş; taşınmazın vasfının tapu kaydında arsa olarak gözüktüğü husus da nazara alınarak, dava konusu taşınmazda usulünce keşif yapılıp, ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden "Aile konutu" olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi, aile konutu olarak kullanılan bu bölümün değerinin belirlenip, bu bölümle sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, taşınmazın tamamına yönelik olarak ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; aile konutu olan taşınmazda müvekkilinin açık onayı olmaksızın davalı şirket lehine ipotek tesis edildiğini, 4721 sayılı Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince aile konutu olan taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaza aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirket aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak davanın ikame edilmiş olduğunu, aile konutu şerhinin tapu kütüğünde bulunmaması nedeniyle şirketinin taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III....