Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava aile konutu olarak kullanıldığı ileri sürülen taşınmaz üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına yönelik olduğuna göre, öncelikle aile konutu olarak kullanılan bölümün belirlenmesi gerekir. Mevcut durumda mahkemece yapılacak iş, mahallinde keşif yapılarak ipotek tesis tarihinde ve halen tarafların aile konutu olarak kullandıkları bağımsız bölümün belirlenmesi, uzman bilirkişilerden aile konutu olarak kullanılan bölümün kroki ve harita üzerinde işaretlenmesinin istenmesi ve belirlenen bu bölüme hasren ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği gibi, ihtiyati tedbir talebinin de aile konutu olarak kullanıldığı belirlenen yerle sınırlı olarak değerlendirilmesi gerekirken taşınmazın tamamına yönelik ipoteğin kaldırılması ve tedbir talebinin kabulü doğru görülmemiştir....

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, aile konutu olan taşınmazın tescili, mümkün olmadığında konut üzerinde intifa hakkı kurulması istemine ilişkin olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirlenmesi koşulları oluşmamıştır. Hüküm Asliye Hukuk Mahkemesince verilmekle, temyiz inceleme görevi 2797 sayılı Yargıtay Yasası’nın 14. maddesi ile Başkanlar Kurulu’nun kararı uyarınca Yüksek 2. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 11.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü, “aile birliğinin” korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Buna göre, eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Bu sınırlandırma ancak diğer eşin açık rızası alınarak yapılabilir. Açık rıza yazılı veya sözlü olarak verilebilir. Örtülü rıza yeterli değildir. Açık rızanın varlığını ispat yükü; tasarruf işlemini yapanların üzerindedir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş tarafından, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmemesi halinde, işlem tarafı iyiniyetli üçüncü kişinin 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 1023. maddesi hükmünden yararlanacağı kabul edilmektedir....

      (TMK m.194) Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; TMK'nun 194/1 maddesine göre ''eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.'' bu madde hükmü ile aile konutu şerhi '' konulmuş olmasa da ''eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten varolduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır.Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma '' emredici '' niteliktedir.Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşması ile de ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak '' belirli olan '' bir işlem için verilebilir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Aile Konutunun Sağ Kalan Eşe Özgülenmesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 652. maddesinden kaynaklanmaktadır. Aile konutunun sağ kalan eşe özgülenme görevi Sulh Hukuk Mahkemesine aittir. Görev kamu düzenine ilişkindir.Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması da zorunludur.Gerçekleşen bu durum karşısında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde işin esasının incelenmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 07.02.2008...

        in çeşitli borçları nedeniyle taşınmaz üzerinde hacizler bulunduğunu, müvekkilince, ikamet etmekte olduğu ve ayrılık kararından önce aileye özgülenen konutun satılması tehlikesini önleyebilmek amacıyla Fatsa Tapu Müdürlüğü'nden taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep ettiği, Fatsa Tapu Müdürlüğünce eşlerin aynı konutta ikamet etmeleri şartı arandığından bahisle müvekillinin talebinin reddedildiğini, buna karşın ayrı yaşama halinde dahi aile konutu şerhinin konulmasının bir gereklilik olduğunu, müvekkilinin tüm yaşamsal faaliyetlerini sürdürdüğü yer olan taşınmazın, davalının borçları dolayısıyla satılmasının engellenmesi amacıyla aile konutu şerhi konulmasını talep ve dava etmiştir. II....

          Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi hükmüne göre, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerinde hakkını sınırlayamaz ise de; bu kurala aykırı davranış durumunda malik olmayan eş aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandırılmasına sebep olan işlemin iptali için dava açabilir. Kanunun malik olmayan eşe tanıdığı bu hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir haktır. Dava, malik olmayan eş tarafından açılmış Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayalı ipoteğin kaldırılması davası olup aile konutu iddiasıyla açılan ipoteğin kaldırılması davasında görevli mahkeme aile mahkemesi olduğundan mahkemece bu yönde görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

          Ancak; 1- Yapılan incelemede; dava konusu 548 ada 3 parsel (yenileme ile 5314 ada 3 parsel) sayılı taşınmaz üzerinde 1.866,16 m² lik alanda TEK lehine daimi irtifak hakkı tesis edilmiş olup bunun 148,84 m²'si 28.08.2009 tarihli imar işlemi sonucu 548 ada 4 parsel sayılı taşınmaza gitmiş olduğu, geriye 1.722,32 m² irtifak hakkı kaldığı, 1.722,32 m²'lik alanda yer alan eski irtifak hakkı ile dava konusu 547 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde 1.348 m²'lik alanda TEK lehine daimi irtifak tesisi nedeniyle taşınmazlarda meydana gelecek değer kaybının bilirkişi kurulunca dikkate alınmaması, 2-Dava konusu 549 ada 3 parsel (yenileme ile 5303 ada 3 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydında lehine intifa hakkı bulunan ... kızı ...'...

            İntifa hakkı sahibi, bu hakkın konusunu oluşturan bağımsız bölümden ve dolayısıyla anataşınmazın ortak yerlerinden yararlanma hakkına sahip olup, ancak bu yerlerden yararlanmasının engellenmesi ya da kısıtlanması durumunda hakimin müdahalesini isteyebilir. Bir kat malikinin kendi bağımsız bölümünde veya ortak yerlerde yaptığı değişiklikler, başka bir kat malikinin bağımsız bölümü üzerinde intifa hakkı sahibi olan kişinin, bu hakka dayanarak yararlandığı bağımsız bölüme veya ortak yerlerden yararlanma hakkına müdahale oluşturmadıkça, intifa hakkı sahibinin bu değişikliğin eski hale getirilmesi için dava açma hakkı yoktur. Kat Mülkiyeti Yasası hükümlerine görle, intifa hakkı sahibinin bağımsız bölümü kullanmasını ve ortak yerlerden yararlanmasını engellemeyen ya da bu hakkını kısıtlamayan projeye aykırı değişikliklerin eski hale getirilmesini isteme hakkı anataşınmazda bağımsız bölüm maliki olanlara tanınmış bulunmaktadır....

              Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm mal rejiminin tasfiyesi ve aile konutu üzerinde katılma alacağına mahsuben intifa hakkı tanınması istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.06.2014 (Pzt.) .......

                UYAP Entegrasyonu