Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre, davacılar vekilinin son duruşmada ipotek tesisi amacıyla banka görevlilerinin değer belirlemek için konuta geldikleri sırada konutta bulunan ve diğer davacı ile birlikte yaşayan davacı ...’nın bu işlemlere rıza göstermediğini açıkça bildirmediğinin belirtildiği, HGK’nun 04.10.2006 tarihli 2006/2-591 esas, 2006/624 karar sayılı ilamında da açıklandığı gibi tapu kaydında aile konutu şerhinin olmaması ve davacılardan ...’nın işleme açıkça rıza göstermediğini belirtmemiş olduğundan davalı bankanın tapuya güven ilkesinden de istifade etmesinden dolayı işlemin geçerli olduğunun kabulü gerektiği, aile mahkemesinin taşınmaz üzerindeki aile konutu şerhinin kaldırılması konusunda verdiği kararında onandığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davalı lehine uygulanan süresiz intifa hakkının 15 yıl süreli olarak düzeltilmesine, bu şekilde intifa hakkının tesisine dair hüküm kurulmuştur. Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir. Dava, intifa hakkının terkini istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 794. maddesindeki tanıma göre intifa hakkı taşınırlar, taşınmazlar hatta haklar veya bir malvarlığı üzerinde tesisi mümkün olan ve hak sahibine konusu olan şeyden yararlanma hakkı veren bir irtifak türüdür. Taşınmaz mallar üzerinde intifa hakkı, resmi senedin düzenlenerek tapuya tescili ile, taşınırlar üzerinde ise taşınır eşya zilyetliğinin intifa hakkı sahibine geçirilmesiyle kurulur. Alacaklar üzerinde intifa hakkı ise; hakkın temliki, kıymetli evrakın teslimi suretiyle kurulabilir....

      "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık aile konutunun sağ eşe özgülenmesi istemine ilişkindir.Uyuşmazlığın bu niteliğine göre hükmün temyiz incelemesi Dairemiz'in görevleri içerisinde bulunmayıp Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin görevleri içerisindedir.Ne var ki anılan daire tarafından da görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmesine, 26.10.2009 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesi hükmüne göre, eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerinde hakkını sınırlayamaz ise de; bu kurala aykırı davranış durumunda malik olmayan eş aile konutu üzerindeki haklarını sınırlandırılmasına sebep olan işlemin iptali için dava açabilir. Kanunun malik olmayan eşe tanıdığı bu hak, ayni bir hak olmayıp, şahsi bir haktır. Dava, malik olmayan eş tarafından açılmış Türk Medeni Kanunu'nun 194. maddesine dayalı ipoteğin kaldırılması davası olup, bu davalarda yetkili mahkeme davalının ikametgahı mahkemesi olup, genel yetki kuralı uygulanır. Bu durumda ilk derece mahkemesince verilen yetkisizlik kararı ve yetkisizlik kararı ile ilgili bölge adliye mahkemesi gerekçesi hatalıdır. Dava konusu taşınmazın cebri icra yolu ile satıldığı gerekçesi ile davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığı şeklinde karar verme yetkisi de; davaya bakmaya yetkili ve görevli ilk derece mahkemesine aittir....

          Bu düzenleme ile malik olmayan eşe, aile konutu ile ilgili tapu kütüğüne şerh verilmesini isteme hakkı tanınmış, eşlerin aile konutu ile ilgili bazı hukuksal işlemlerinin diğer eşin rızasına bağlı olduğu kuralı getirilerek eşlerin hukuki işlem özgürlüğü “aile birliğinin’’ korunması amacıyla sınırlandırılmıştır. Tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi aile konutuna ilişkin olarak; eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemeyecek, aile konutunu devredemeyecek ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamayacaktır. Malik olmayan eşin izni için şekil şartı bulunmamakla birlikte, iznin açık olması gerekmektedir. Açık rızanın varlığını ispat yükü ise aile konutu ile ilgili tasarrufta bulunana aittir. Öte yandan; TMK’nın 194. maddesinde öngörülen sınırlandırma, taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulduğu için değil, konut aile konutu vasfı taşıdığı için getirilmiştir....

            Türk Medeni Kanunu madde 194. hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyiniyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğı için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahî aile konutudur....

            Bu yasal önlemlerin alınması için; tarafların oturdukları konutun davalı eşe ait olması gerekmediği gibi, kira veya başka bir sebeple temin edilmiş olup olmadığı da aranmaz. Davacı, oturdukları konutun ve ev eşyalarının kendisinin yararlanmasına tahsis edilmesini istemiş, konuta ilişkin tapu kaydına aile konutu şerhi konulması yönünde bir talepte bulunmamışta. O halde, davacıdan delillerinin sorulması, göstermesi halinde toplanması ve toplanan delillerin Türk Medeni Kanunu'nun 197/3. maddesi çerçevesinde değerlendirilerek, hasıl olacak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 2- Davalı tarafından gösterilen A... Mahallesindeki konutla ilgili, davalı herhangi bir kira sözleşmesi sunmamıştır. Bu konutun kime ait olduğu ve ailenin oturmasına uygun olup olmadığı belli değildir. Davalı tarafından, davacı eşe bu konuta ilişkin bir ihtar ve usulüne uygun bir çağrı da yapılmamıştır....

              Dava; hak sahibi eş tarafından diğer eşin rızası alınmadan, davalı kişi lehine verilen aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkindir (TMK md.194). Somut olayda, dava açıldığı tarihte davacı adına miras yolu ile intikal eden (diğer mirasçılar mirası reddetmişlerdir.) taşınmaz üzerinde davalı kişi lehine konulmuş bir ipoteğin varlığı söz konusu olup, davacı sağ eş dava açarak ipoteğin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. Şayet iddia edildiği gibi açık rıza alınmamış ise bu ipotek işleminin geçersiz olduğu açıktır. Dolayısıyla, geçerli bir işlemin olmadığının kabul edildiği hallerde, malik olan eşin ölümünün bu işleme hukukilik kazandırması düşünülemez. Diğer bir anlatımla ölü olan bir işlem diriltilemez. Sağ kalan eşin mirasçı sıfatıyla hakları (TMK madde 240. ve 652) bulunmaktadır ve davacının bu davayı açtığı sırada var olan hukuki yararı davalı eşin ölümünden sonra da devam etmektedir....

              ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ TARİHİ : 12/02/2018 NUMARASI : 2016/495 ESAS 2018/69 KARAR DAVA KONUSU : Aile Konutu Şerhi Konulması - İpoteğin Kaldırılması KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı T5 davacının muvafakatı olmaksızın Karabük İli, Safranbolu İlçesi, Bağlarbaşı Mahallesinde bulunan 695 ada 44 parselde kaim 6.Blok 4 nolu bağımsız bölümdeki aile konutu vasfındaki taşınmaz üzerine davalı banka lehine ipotek tesis ettirdiğini, kurulan ipoteğe davacının muvafakatının olmadığını, her ne kadar tapu kayıtlarında aile konutu şerhi yer almasa da bankanın ipotek koymadan önce yaptırdığı incelemede dava konusu taşınmazın aile konutu olduğunu bilebilecek durumda olduğunu beyanla taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını ve ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir....

              TMK 194. maddesine göre; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir. Aile konutu eşlerden biri tarafından kira ile sağlanmışsa, sözleşmenin tarafı olmayan eş, kiralayana yapacağı bildirimle sözleşmenin tarafı haline gelir ve bildirimde bulunan eş diğeri ile müteselsilen sorumlu olur. Türk Medeni Kanununun 194. maddesi yetkili eşin izni için bir geçerlilik şekli öngörmemiştir. Bu nedenle söz konusu izin bir şekle tabi olmadan, sözlü olarak dahi verilebilir. Ancak maddenin ifadesinden de anlaşılacağı üzere, iznin “açık” olması gerekir ....

              UYAP Entegrasyonu