Davacı, aile konutu niteliğindeki taşınmazın, malik olan davalı eş ... tarafından "açık rızası bulunmadan " diğer davalı şirkete devredildiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eş ... adına tescilini ve taşınmazın kayıtları üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir Mahkemece, davalı şirketin kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nıın 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. " Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması-Konutun Aile Konutu Olduğunun Tespiti-Tapu İptal veTescil Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; Dairemizin onanmasına dair 08.12.2014 gün ve 16516-25047 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Mahkemece, taşınmazın bağımsız bir tapu kaydının olmadığı, davanın kooperatif hissesine yönelik olduğu, dahili davalı ile davalı arasında görülüp kesinleşen, kayda dayalı mülkiyete ilişkin olarak verilmiş el atmanın önlenmesi ve tahliye davası olduğu, davacının söz konusu konuttaki hakkının ve oturumunun dahili davalıya istinaden olduğu, dolayısıyla mülkiyete dayalı davaya davanın niteliği gereği, davacının sahip olduğu haktan daha fazla üstünlük tanınması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 194/1. maddesine göre, "Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz." Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi "Konulmuş olmasa da" eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....
haberdar olduğunu, bu nedenle müvekkilinin izni olmadan dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmesini ve taşınmazın tapu kaydı üzerine aile konutu şerhi konulmasın karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
ın davalı bankadan almış olduğu kredi için kefil olduğunu, borca teminat olması amacıyla aile konutu olarak kullanılan bu taşınmazda banka lehine ipotek konulduğunu, ipotekten ödeme emri tebliği ile haberdar olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi gereğince davasının kabulüne, ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu olduğunun tespiti ile aile konutu şerhi konulmasına, ipoteğin paraya çevrilmesine ilişkin İstanbul 10. İcra Müdürlüğü'nün 2015/2902 Esas sayılı icra dosyasında yapılacak satış işleminin ve takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
ın talebi üzerine 800.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiğini, tesis edilen ipotek bakımından davalı tarafça 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca açık rızasının alındığını, davalı bankanın bahse konu taşınmazın aile konutu olduğunu bildiğini, davalı eşinin basiretsiz ticaretleri sebebiyle ekonomik sıkıntıların baş gösterdiği günlerde Talas Tapu Müdürlüğünün 8259 yevmiye numaralı 12.04.2022 tarihli resmi senedi ile davalı eş ile davalı banka arasındaki aile konutunun üzerindeki 800.000,00 TL tutarındaki ipotek bedelinin 950.000,00 TL arttırılarak 1.750.000,00 TL bedele çıkarıldığını, ancak davalı bankanın taşınmazın aile konutu olduğunu bilmesine rağmen bu ipotek bedeli artırma işleminde açık rızasını almadığını iddia ederek dava konusu taşınmazın tapu kaydı üzerindeki ipoteğin açık rıza alınmaksızın arttırılan 950.000,00 TL bedelli işleminin iptali ile ipoteğin bu kısmının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir....
söz edilemeyeceği, bu durumda kararın ipoteğin fekki yönünden kaldırılmasına, kaldırılmasına karar verilen yönlerle ilgili gerekçede belirtilen eksiklikler giderilmek suretiyle yeniden karar verilmek üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, istinaf başvurusunun kabul sebebine göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir. 2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dava konusu icra dosyasında ipoteğin kaldırıldığı, taşınmazın güncel sorgulamasında taşınmaz üzerinde hali hazırda aktif bir ipotek bulunmadığı, taşınmazın 26.07.2022 tarihinde davalı banka lehine tescil edildiği, davanın konusuz kaldığı, karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği ancak yagılama gideri ve vekâlet ücreti konusunda haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiği, aile konutu şerhi konulmuş olmasa da eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırıldığı, sınırlandırma aile konutu...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle Türk Medeni Kanununun 194. maddesi uyarınca "eşlerden birinin açık rızası bulunmadıkça aile konutu üzerindeki hakların sınırlanamayacağı" tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmasa dahi iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceği, davacı kadının 12.02.2013 tarih 3277 yevmiye ile ... 2....
aile konutu olduğuna ilişkin tapu sicilinde şerh yer almadığını, bu nedenle müvekkili bankanın taşınmazın aile konutu niteliğine sahip olduğunu bilebilecek konumda olmadığını, diğer eşin üçüncü kişilerin iyi niyetle ayni hak kazanmasını önlemek için bu şerhi verdirmek zorunda olduğunu, TMK 194/3 maddesinde ifade edilen şerhin kurucu nitelik taşımadığını, davacının TMK'nun 2. maddesinde düzenlenen dürüst davranma ilkesine aykırı hareket ettiğini ve hakkını kötüye kullandığını, oturduğu taşınmazı ipotek eden kişinin bunu eşine söylememesinin, eşinin de bu durumu fark etmemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu davanın müvekkili bankanın alacağını almasına engel olmak ve taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını sağlamak amacı taşıdığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini istinaf kanun yoluyla talep ettiği, Adana Bölge Adliye Mahkemesi 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhinin Terkini K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık aile konutu niteliğindeki taşınmazın satışının iptali ve konut üzerindeki ipoteğin kaldırılması isteğine ilişkin bulunduğuna ve mal rejiminin tasfiyesi istenilmediğine göre, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay (2.) Hukuk Dairesine ait olmakla gereği için dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 07.06.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....