O halde bu talep yönünden dosya tefrik edilip, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. 3-Davacı kadının taşınmazın cebri icra yolu ile yapılan satışının iptali ve aile konutu şerhi konulması davası yönünden temyiz itirazlarının incelemesine gelince; Davacı kadının taşınmazın cebri icra yolu ile yapılan satışının iptali ve aile konutu şerhi konulması davasının dinlenilebilmesi için, yukarıda 1. bentte gösterilen isteminin kesinleşmesi gerekmektedir. O halde mahkemece yukarıda 1. bentte gösterildiği üzere yolsuz tescil nedeniyle ferağ ve iptal istemi davasının bekletici mesele yapılıp, sonucunun beklenmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, bu yön nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi Konulması-İpoteğin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı ... Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Toplanan delillerden davalı eşin yargılama sırasmda, öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği anlaşılmaktadır.Açıklanan sebeple konusuz kalan aile konutu şerhi davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar ve davanın açıldığı tarih itibariyle tarafların haklılık durumları tespit edilerek yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. 2-Dava konusu taşınmazın tapuda "avlulu kargir iki ev" vasfıyla kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Şerhi ve İpoteğin Fekki Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacının ipoteğin kaldırılması davasının reddine yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı, mülkiyeti davalı eşine ait olan 1516 ada 3 parselde kayıtlı taşınmazda bulunan 3 nolu daire için tapu kaydı üzerine aile konutu şerhinin verilmesini istemiştir. İstek Türk Medeni Kanununun 194/3. maddesine dayalıdır. Yapılan keşifle, tapu kaydında "arsa" vasfında kayıtlı bulunan taşınmaz üzerinde binanın mevcut olduğu ve tarafların 3 nolu dairede halen yaşadıkları, yirmi yıldır bu dairenin aile konutu olarak kullanıldığı belirlenmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : İpoteğin Kaldırılması-Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından ipoteğin kaldırılması davasının reddedilen kısmı ile aile konutu şerhi konulması davasının reddi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı tarafından açılan ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına yönelik davaların yapılan yargılaması sonucundan ilk derece mahkemesince verilen karar davacı tarafından ipoteğin kaldırılması davasının reddedilen kısmı ile aile konutu şerhi konulması davasının reddi yönünden istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen karar davacı tarafından istinaf talepleri yanında vekalet ücreti yönünden de temyiz edilmiştir....
bulunduğunu, müvekkilinin rızasının alınmadığını belirterek dava konusu taşınmazın aile konutu olarak kullanılan bölümü ile sınırlı olacak şekilde ipoteğin kaldırılmasına, tapu kaydına aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini istemiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, aile konutu niteliğindeki taşınmazın, malik olan davalı eş A. tarafından “açık rızası bulunmadan” diğer davalı şirkete devredildiğini ileri sürerek, taşınmazın davalı şirket adına olan tapu kaydının iptali ile davalı eş A. adına tescilini ve taşınmazın kayıtları üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep etmiştir. Mahkemece, davalı şirketin kötü niyetinin ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir....
GEREKÇE: Davacı, aile konutu olarak kullandıkları ve tapuda da aile konutudur şerhi bulunan Trabzon ili Ortahisar ilçesi, Erdoğdu Mahallesi 1150 ada 10 parselde kayıtlı 12 bağımsız bölüm numaralı meskenin davalı kocası adına kayıtlı olduğunu, konut üzerinde hak sahibi olan kocasının kefil olduğu, kefalet sözleşmesi nedeniyle Trabzon İcra Müdürlüğünün 2015/30697 sayılı icra takip dosyasında icra ve satış işlemlerine geçildiğini, rızası alınmadan hak sahibinin aile konutu üzerindeki haklarının sınırlanamayacağını, yapılan işleme rızasının bulunmadığını ileri sürerek, icra ve satış işlemlerinin iptaline karar verilmesini istediğine göre dava, Türk Medeni Kanununun 194/1.maddesine dayanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1.maddesi gereğince, Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından (md.118-394) kaynaklanan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir....
GEREKÇE: Davacı, aile konutu olarak kullandıkları ve tapuda da aile konutudur şerhi bulunan Trabzon ili Ortahisar İlçesi, Erdoğdu Mahallesi 1150 ada 10 parselde kayıtlı 12 bağımsız bölüm numaralı meskenin davalı kocası adına kayıtlı olduğunu, konut üzerinde hak sahibi olan kocasının kefil olduğunu, bu kefalet nedeni ile Trabzon 4. İcra Müdürlüğünün 2015/77135 sayılı icra takip dosyasında icra ve satış işlemlerine geçildiğini, rızası alınmadan hak sahibinin aile konutu üzerindeki haklarının sınırlayamayacağını, yapılan işleme rızasının bulunmadığını ileri sürerek, icra ve satış işlemlerinin iptaline karar verilmesini istediğine göre dava, Türk Medeni Kanununun 194/1.maddesine dayanmaktadır. Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair 4787 sayılı Kanunun 5133 sayılı Kanunla değişik 4/1.maddesi gereğince, Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç ikinci kitabından (md.118-394) kaynaklanan dava ve işlerde aile mahkemeleri görevlidir....
İpoteğin fekkinin gerekip gerekmediği ve davacının bu ipotekten dolayı davalı bankaya borçlu olup olmadığı yönünden yapılan incelemeye göre; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Her ne kadar ipotek tesis tarihi itibariyle, ipotek tesis edilen aile konutu yönünden, taşınmazın maliki olan davacının eşi Cömert Gürel'in rızasının bulunmadığı anlaşılmış ise de; Yargıtay 2. HD’nin 30.11.2015 gün ve 2015/15035 E. 2015/22655 K. sayılı emsal içtihadına göre, "Davacı, tapuda kendisinin adına kayıtlı olan ve aile konutu niteliğinde olan taşınmazı davalı banka lehine ipotek olarak verdiğini, bu işlemde davalı malik olmayan eşinin rızasının bulunmadığını belirterek ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir......
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen ipoteğin kaldırılması, satışın iptali, aile konutu şerhi konulması davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının kısmen onanmasına kısmen bozulmasına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi talebi yönünden hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....