WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptal ve Tescil-Tazminat-Aile Konutu Şerhi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından, tapu iptali-tescil ve tazminat yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle ipoteğin kaldırılmasına ilişkin talebin ıslah yoluyla tapu iptal-tescil olmadığı takdirde tazminata dönüştürülmesine ve dava konusu taşınmazın cebri icra yoluyla davalı bankaya satılmış bulunduğunun anlışlmasına göre, sonucu itibarıyla doğru olan kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla...

    KARAR : Esastan ret İLK DERECE MAHKEMESİ : Kars Aile Mahkemesi SAYISI : 2019/43 E., 2020/23 K. Taraflar arasındaki aile konutu şerhi konulması ve ipoteğin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile, hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere dosyanın gönderilmesine karar verilmiştir. Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın ipoteğin kaldırılması talebi yönünden kabulüne, aile konutu şerhi konulması talebi yönünden ise usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir....

      Davacı vekili; ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesi talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. HMK'nın 355. maddesine göre, re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, aile konutu üzerindeki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulmasına ilişkindir. Toplanan deliller ve dosya kapsamına göre; ilk derece mahkemesinin delil değerlendirmesi ve davanın red gerekçesinin doğru olduğu, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davacının istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Aile Konutu Üzerindeki İpoteğin Kaldırılması ve Tapu Kütüğüne Aile Konutu Şerhi Konulması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından, ipoteğin kaldırılması talebi hakkında verilen hüküm yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, adli müzaheretten yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.05.2015 (Çrş)...

        Emsal Hukuk Genel Kurulu kararında yer alan yerel mahkemenin “direnme gerekçesinde” açıkça belirtildiği üzere Türk Medeni Kanunu 194 hükmü ile eşlerin fiil ehliyetine getirilen sınırlama aile konutuna şerhin konulması ya da konulmaması koşuluna bağlanmadığı gibi işlem tarafı olan üçüncü kişinin iyi niyetli olup olmamasının da herhangi bir önemi bulunmamaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194/1. maddesine göre, “Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz.” Bu madde hükmü ile aile konutu şerhi “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri sınırlandırılmıştır. Sınırlandırma aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur....

          Davacı koca, aile konutu olarak kullanılan, davalı... adına tapuda kayıtlı konutun aile konutu olduğu ve kendisinin rızası dışında diğer davalı bankaya ipotek verildiğinden bahisle taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması ve davalı banka lehine konulan ipoteğin kaldırılmasını talep etmiştir. Mahkemece dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu yönünde bir uyuşmazlık bulunmadığından tapuya, aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiştir. Aile konutu şerhine ilişkin karar kesinleşmiştir....

            DAVA Davacı asıl dava dilekçesinde özetle; ipoteğe konu taşınmazın aile konutu olduğunu, kanundan kaynaklı olarak korumasının bulunduğunu, ipoteğin kurulması sırasında muvafakati olmadığını ileri sürerek, aile konutu şerhinin konulması ile ipoteğin kaldırılmasını talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Dava dilekçesi davalı ...'a 29.12.2015 tarihinde ve davalı şirkete ise 18.01.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, davalılar cevap dilekçesi sunmamıştır. III....

              ve bu taşınmazlara aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş, karara karşı davalı bankanın istinaf talebinde bulunması üzerine bölge adliye mahkemesince davalı bankanın istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kısmen kabulü ile 1 nolu bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına ve aile konutu şerhi konulmasına karar verilmiş, davalılardan Saliha'nın istinaf talebi ise reddedilmiştir....

                Konuyla ilgili mevzuat incelendiğinde; TMK'nın Aile Konutu başlığını düzenleyen 194. maddesi "Eşlerden biri diğer eşin açık rızası bulunmadıkça aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez ve aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz" şeklindedir. 4721 Sayılı TMK'nın 194/1. maddesi hükmü kapsamında aile konutu olarak özgülenen bir taşınmaza bu husustaki şerh “konulmuş olmasa da” eşlerin birlikte yaşadıkları aile konutu üzerindeki fiil ehliyetleri yasa koyucu tarafından zaten sınırlandırılmış olup bu sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi tescil edilmese bile o konutun aile konutu özelliğini kazanmadığı söylenemeyecektir. Başka bir ifadeyle, aile konutu olarak kullanılan taşınmaza şerh konulduğu için taşınmaz aile konutu özelliği kazanmayıp, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir....

                Sınırlandırma, aile konutu şerhi konulduğu için değil, zaten var olduğu için getirilmiştir. Bu sebeple tapuya aile konutu şerhi verilmese bile o konut aile konutu özelliğini taşır. Zira dava konusu taşınmaz şerh konulmasa dahi aile konutudur. Eş söyleyişle şerh konulduğu için aile konutu olmamakta, aksine aile konutu olduğu için şerh konulabilmektedir. Bu nedenle aile konutu şerhi konulduğunda, konulan şerh "kurucu” değil “açıklayıcı” şerh özelliğini taşımaktadır. Anılan madde hükmü ile getirilen sınırlandırma, “emredici” niteliktedir. Dolayısıyla bu haktan önceden feragat edilemeyeceği gibi eşlerin anlaşmasıyla da ortadan kaldırılamaz ve açık rıza ancak “belirli olan” bir işlem için verilebilir....

                  UYAP Entegrasyonu