Asliye Hukuk Mahkemesinin 1997/521 Esas, 1997/493 Karar sayılı dosyasında bedel artırımı davası açıldığı ve mahkemece, bedel artırımı davasının hak düşürücü süre yönünden reddedildiği, hükmün, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, davacılardan peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 23.11.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Nazilli Aile Mahkemsi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-davacı kadının tüm, ... kocanın ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-İlk hükümde davalı-davacı kadın lehine 200 TL.yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, bu hüküm taraflarca temyiz edilmiş, hüküm yoksulluk nafakası yönünden onanmış birleşen nafaka artırımı davası yönünden ise bozulmuştur. Bu şekilde yoksulluk nafakası miktarı yönünden ... koca lehine usulü kazanılmış hak oluşmuştur. Usulü kazanılmış hak hususu gözetilmeden yoksulluk nafakası konusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir....
- K A R A R - Davacılar vekili, müvekkillerinin aynı zamanda hissedar olduklarını, davalı şirkete sermaye artırımı için teminat olarak verdikleri bonoların herhangi bir yönetim kurulu kararı olmaksızın ve muaccel hale gelmeden doldurulması suretiyle icra takibine konu edildiğini belirterek müvekkillerinin davalı şirkete borcu olmadığının tespiti ile senetlerin ve takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacıların aynı iddia ile İcra Hukuk Mahkemesinde açtıkları davanın retle sonuçlandığını, teminat iddiasının yazılı belgeyle kanıtlanmasının gerektiğini, davacıların sermaye artırım taahhütleri nedeniyle borçluluk hallerinin oluştuğunu, şirkete olan taksitlerini yerine getirmediklerini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Mahkemece, bilirkişi kurulu ve kayyım raporlarında da anlaşılacağı üzere, sermaye artırımı taahhüt edilen miktarın 144.500.-TL'sının ödendiği, bakiye 613.157.-TL'sının ödenmediği, mağazalardan bir kısmının kapatıldığı, bir kısmının ise başkalarına devredildiği, sabit personel sayısının 8'e düştüğü, borçların büyük bir kısmının yeniden yapılandırılamadığı, şirket kayıtlarındaki stok mallarla fiilen bulanan stok malların birbirini tutmadığı, uygulanan tüm tedbirlere rağmen borca batıklık oranının %86 olduğu, bakiye sermaye artırımı taahhüdü ödense dahi 3.700.000.-TL kaynak açığının kapatılmasının mümkün olmadığı belirtilerek iflasın ertelenmesi talebinin reddine, şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm iflas erteleme talebinde bulunan davacı vekili ile müdahil ... Ticaret Odası Başkanlığı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekili ile müdahillerden ......
Mahkemece, küresel kriz öncesi borca batık duruma düşen şirketin sermaye artırımı sağlamadan borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olmadığı, iyileştirme projesinin dayanağı olan soda tesislerinin satışının gerçekleşmediği, arttırılan sermayenin ödenmediği, şirket ortağının ipotekli taşınmazının satışının sermaye artırımı olarak kabul edilemeyeceği, zira şirketin acilen nakit girişine ihtiyacı bulunduğu, ipotek alacaklısına giden paranın bu ihtiyacı karşılayamayacağı, şirketin ticari defterleri ile harcama belgelerini defalarca şirket vekiline tebliğ edilmesine rağmen kayyımlara vermediği, dolayısıyla kayyımın denetiminden kaçınıldığı, şirketin faaliyet gösterdiği yerin bir bölümünün satıldığı, diğer bir bölümünün kiraya verildiği, bu işlemlerde kayyıma bilgi verilmediği, şirketin faaliyette bulunmadığı, kazanç sağlamadığı sürece borçlarını ödeyemeyeceğinin açık olduğu belirtilerek iflasın ertelenmesi talebinin reddine, şirketin iflasına karar verilmiş, hüküm dilekçi şirket vekili tarafından...
sonrasında ... çocuğun 1 yıl 18 ay hapis cezası ile cezalandırılması yerine 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, bu ceza miktarı üzerinden TCK’nin 87/1-c maddesi uyarınca bir kat artırımı ile 3 yıl 36 ay hapis cezası ile cezalandırılması yerine 4 yıl 12 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmesi suretiyle hesaplama hatası yapılması, Bozmayı gerektirmiş, ... çocuk müdafii ile o yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerle, 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 03.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
yapılmasının hukuka aykırılık teşkil ettiğini, konkordato talebi kabul edilen şirketin sermaye artırımı yapabilmesi için konkordato projesinde sermaye artırımı yapılacağının belirtilmesi ve genel kurul kararının konkordato komiserlerince onaylanması şartının birlikte gerçekleşmesinin gerektiğini iddia ederek, öncelikle davalı şirketin 20.07.2022 tarihli olağanüstü genel kurulu kararının yürütülmesinin durdurulmasına, davalı şirketin 20.07.2022 tarihli olağanüstü genel kurulun iptal edilmesine, butlanına karar verilmesini talep etmiştir....
"İçtihat Metni" Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Uyuşmazlığın , şirket sermaye artırımı bedelinden kaynaklanması nedeni ile kararın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 11.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesine, 11.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Yasa kapsamında matrah artırımına engel olmadığı ve bir ay içerisinde matrah artırımı talebinde bulunabileceklerinin bildirildiği, davacı tarafından, 17/03/2021 ve 18/03/2021 tarihlerinde matrah artırımı beyanlarını ve başkaca bir tarhiyat yapılmaması ve yapılan tarhiyatın kaldırılması gerektiğini içeren başvurular yapıldığı, idare tarafından 24/03/2021 tarihli yazı ile matrah artırımlarına ilişkin tahakkukların yapıldığı ancak incelemeye dayanan tarhiyatların kaldırılmasının mümkün olmadığının bildirildiği olayda, davacının, davalı idareye başvurusu üzerine 7143 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımı hükümlerinden faydalandırıldığının açıkça ifade edildiği, davacının 22/03/2021 tarih ve 83478 sayılı dilekçe ile Söke Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvurarak 2016, 2017 yılı katma değer vergisi ve kurumlar vergisi matrahlarını artırdığının görüldüğü, bu durumda; davacının, 7143 sayılı Yasanın 5'inci maddesinin 9'uncu fıkrasına göre başvuruda bulunarak, aynı Kanun'un 5'inci maddesinin 3'üncü...
engel olmadığı ve bir ay içerisinde matrah artırımı talebinde bulunabileceklerinin bildirildiği, davacı tarafından, 17/03/2021 ve 18/03/2021 tarihlerinde matrah artırımı beyanlarını ve başkaca bir tarhiyat yapılmaması ve yapılan tarhiyatın kaldırılması gerektiğini içeren başvurular yapıldığı, idare tarafından 24/03/2021 tarihli yazı ile matrah artırımlarına ilişkin tahakkukların yapıldığı ancak incelemeye dayanan tarhiyatların kaldırılmasının mümkün olmadığının bildirildiği olayda, davacının, davalı idareye başvurusu üzerine 7143 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımı hükümlerinden faydalandırıldığının açıkça ifade edildiği, davacının 22/03/2021 tarih ve 83478 sayılı dilekçe ile Söke Vergi Dairesi Müdürlüğüne başvurarak 2016, 2017 yılı katma değer vergisi ve kurumlar vergisi matrahlarını artırdığının görüldüğü, bu durumda; davacının, 7143 sayılı Yasanın 5'inci maddesinin 9'uncu fıkrasına göre başvuruda bulunarak, aynı Kanun'un 5'inci maddesinin 3'üncü fıkrası kapsamında şartları yerine...