HUKUKİ DEĞERLENDİRME: Yukarıda sözü edilen düzenlemelere göre, mükelleflerin 7143 sayılı Kanun kapsamında matrah artırdıkları takdirde, bu dönemler için haklarında vergi incelemesi ve tarhiyat yapılamayacağı, sahte belge düzenleyenlerin ise bu durumdan faydalanamayacakları, ancak sahte belge düzenleme fiillinden hareketle başlatılan vergi incelemesinin tamamlanması sonucu bu fiillerin varlığının tespit edilememesi durumunda Kanunda öngörülen şartların yerine getirilmesi koşuluyla matrah artırımı hükümlerinden yararlanılabileceği açıktır. Bu durumda, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin davacı tarafından yapılan matrah artırımı başvurusunun reddi işleminin iptal edildiği ve 18/05/2022 tarihinde dosyaya sunulan dilekçe ve eklerinden davacının matrah artımında bulunduğu dikkate alındığında oluşan bu yeni hukuki durum değerlendirilerek yeniden bir karar verilmek üzere Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ Dava, iştirak nafakası artırımı; birleşen dava velayetin değiştirilmesine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 31.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İstemin Özeti : 23.7.1993 tarih ve 3326 sayılı Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edilen sermaye artırımı nedeniyle kusur cezalı olarak salınan damga vergisini; 3291 sayılı Özelleştirme Kanununun 13'üncü maddesinin 1 ve 2'nci fıkraları hükmü açıklandıktan sonra, aynı kanunun 14'üncü maddesi hükmüne göre, özelleştirilmesine karar verilen kuruluşların sermayelerindeki kamu payının %50'nin altına düşmesine kadar, bu kuruluşların faaliyetlerini, organlarını, yönetimini, denetimini, sermaye miktarını tespite, bu işlemleri kolaylaştırıcı tedbirleri almaya Kamu Ortaklığı Kurulunun yetkili olup özelleştirme ile ilgili işlemlerin her türlü vergi resim ve harçtan muaf olduğunun belirtildiği; bu hükümlerden, sermaye artırımı dahil, maddede sayılan işlemlerin yapılmasının, özelleştirmeyi gerçekleştirme amacına yönelik olduğunun anlaşıldığı, olayda, bir kamu iktisadi teşebbüsü iken 87/12184 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile özelleştirme kapsamına...
Buna göre İdare Mahkemesi kararı, temyizen Danıştay'a başvurulmadığı takdirde, karar tebliğinden itibaren başlayacak temyiz süresinin bitiminde kesinleşeceğinden, bedel artırımı davasının da, bu kesinleşme tarihinden itibaren başlayacak 30 ... içerisinde açılması gerekir. Fıkranın ikinci bölümü, İdare Mahkemesi kararına karşı temyize başvurulması (Danıştay'a) ve temyizen verilen (Danıştay'ca) karara karşı karar düzeltme isteminde bulunulması hallerini hükme bağlamıştır. İdare Mahkemesi kararı süresinde temyiz edildiği takdirde 30 günlük bedel artırımı davası açma süresi, Danıştay'ın temyiz üzerine vereceği kararın (temyiz talebinin reddi) tebliğinden itibaren başlayacaktır. Ancak, temyizen verilen karara karşı süresinde (15 ...) karar düzeltme istenildiği takdirde bu 30 günlük adli yargıya dava açma süresi, karar düzeltme üzerine verilen kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır....
Davalı vekili, sermaye artırımı kararının şirketin zaruri ihtiyacı nedeni ile alındığını, genel kurula davet işlemlerinin usul ve yasaya uygun olarak 28.05.2008 tarihli olağan genel kurulda seçilen yönetim kurulu tarafından gerçekleştirildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davalı şirketin nakit ihtiyacı içinde olduğu, 2007-2008 yılları arasındaki olumsuz tablonun alınan dava konusu sermaye artırımı kararı ile aşılabildiği, sermaye artırımının şirketin öz kaynaklarından karşılanması imkanının bulunmadığı, alınan kararın davacıyı zararlandırma amacını taşımadığı, dosyaya sunulan ... 11. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2005/757 E. sayılı dosyasında verilen karar çerçevesinde, yönetim kurulunun yetkisine itirazın yerinde olmadığı, şirketin 2006 yılından bu yana sermaye arttırımına gitmediğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....
Odası'nın davalı sıfatının bulunmadığı; 6102 sayılı TTK m. 456/3 uyarınca sermaye artırımı kararının üç ay içerisinde sicile tescil edilmesi gerektiği, dava konusu sermaye artırımı kararının 10/03/2014 tarihinde alındığı halde sicile tescili için başvurunun yasada öngörülen üç aylık süre geçtikten sonra 11/12/2014 tarihinde yapıldığı, başvuru ve tescil süresinde yapılmadığından kararın geçersiz hale geldiği, tescil talebinin reddine dair kararın yerinde olduğu gerekçesiyle, davalı ... Odası yönünden pasif husumet yönünden davanın reddine; diğer davalı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir. ./.. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir....
Buna göre idare mahkemesi kararı, temyizen Danıştay'a başvurulmadığı takdirde, karar tebliğinden itibaren başlayacak temyiz süresinin bitiminde kesinleşeceğinden, bedel artırımı davasının da, bu kesinleşme tarihinden itibaren başlayacak 30 gün içerisinde açılması gerekir. Fıkranın ikinci bölümü, idare mahkemesi kararına karşı temyize başvurulması (Danıştay'a) ve temyizen verilen (Danıştay'ca) karara karşı karar düzeltme isteminde bulunulması hallerini hükme bağlamıştır. İdare mahkemesi kararı süresinde temyiz edildiği takdirde 30 günlük bedel artırımı davası açma süresi, Danıştay'ın temyiz üzerine vereceği kararın (temyiz talebinin reddi) tebliğinden itibaren başlayacaktır. Ancak, temyizen verilen karara karşı süresinde (15 gün) karar düzeltme istenildiği takdirde bu 30 günlük adli yargıya dava açma süresi, karar düzeltme üzerine verilen kararın tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır....
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: 7143 sayılı Kanun kapsamında yapılan matrah ve vergi artırımı üzerine taksitlendirilen ödemelerin yapılamadığı, ilk iki taksidin ödenmemesi üzerine 7143 sayılı Kanun'dan yararlanma imkanlarının kalmadığı ancak bu kanuna dayanarak hiçbir şekilde ödeme yapmaya zorlanamayacakları, sadece matrah artırımı beyanında bulunulmuş olması sebebiyle şirketin defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılmadan adlarına doğrudan ödeme emri düzenlenemeyeceği ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir. DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NİN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Dava, iştirak nafakasının artırımı; birleşen dava; velayetin nez'i istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 11.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Velayetin Değiştirilmesi-Nafaka Artırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı tarafından velayetin değiştirilmesi davasının reddi ile davalı-davacının birleşen nafaka artırımı davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Velayetinin değiştirilmesi talep edilen müşterek çocuk ... 14.11.2005 doğumlu olup idrak çağında olduğu anlaşılmaktadır.Çocuk Haklarının Kullanılmasına İlişkin Avrupa Sözleşmesinin 3 ve 6., Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. maddesi idrak çağındaki çocukların kendilerini ilgilendiren konularda görüşünün alınması ve görüşlerine gereken önemin verilmesini öngörmektedir....