Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin kurulduğu andan itibaren iptali istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 6.000,00 TL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir.Bu durumda HUMK’nun 8. maddesinin 2 fıkrası kapsamında bulunmayan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, isteminden oluşan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Büyükçekmece 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili kooperatif ile davalıların murisi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi düzenlendiğini, sözleşmeye konu taşınmazda davalıların murisi haricinde de paydaşların bulunduğunu, davalıların sözleşmeye konu daireyi teslim aldıklarını ancak sözleşme şartlarını yerine getirip diğer hissedarların da rızalarını alarak arsayı halen müvekkiline devretmediğini ileri sürerek arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespitini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir....
Müdahil ..., taşınmazı 22.01.2004 tarihinde 3.İcra Müdürlüğünün 2003/831 sayılı dosyasında yapılan cebri icra sonucu satın alarak malik olduğunu, satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı düzenlendiğini 27.03.2000 günlü sözleşmenin geçersizliğinin tespitini istemiştir. Mahkemece, davada dayanılan 27.03.2000 günlü sözleşme tapuya şerh edilmediğinden dava konusu taşınmaz da cebri icra sonucu satıldığından, şahsi hak sağlayan sözleşmeye dayanılarak tescil talebinde bulunulamayacağından söz edilerek dava reddedilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. Burada öncelikle, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin tapuya şerh edilmesinin sonuçları, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmaz tapu kaydında ipotek, haciz ve ihtiyati tedbir gibi kayıtların bulunmasının sözleşmeye etkisi üzerinde durulması gerekmektedir. Gerçekten, tapu kütüğüne esas itibarıyla mülkiyetin veya sınırlı ayni hakların iktisabına veya bunların kaybedilmelerine ilişkin tesciller yazılır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen Geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Ancak, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 22.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu durumda sözleşme baştan beri geçersizdir ve sözleşmenin geçersizliğinin tespitini arsa sahiplerinden biri talep edebilir. Bu nedenle sözleşmeyi tüm imzalayan tarafların davada bulunması da gerekmemektedir. Ancak mahkemece sözleşmenin geçersizliğinin tespiti yerine, akdin başlangıçta geçerli olduğu zannını uyandıracak biçimde sözleşmenin geriye etkili olarak feshine karar verilmesi doğru olmamıştır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de yapılan yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK m. 438/7 uyarınca hükmün aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması gerekmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti haciz şerhinin terkini davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 19.04.2011 gün ve 2011/842-5220 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen yerel mahkeme gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....
Davanın, taraflar arasında düzenlenen devre mülk satış sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve bu sözleşme uyarınca davalıya verilen kambiyo senetlerinden dolayı davacının borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Devre mülk hakkı, Kat Mülkiyeti Kanununda düzenlenen taşınmazın müşterek mülkiyet payına bağlı bir haktır. Mevcut uyuşmazlığın tüketici mahkemelerinde görülmesi için davaya konu sözleşmenin resmî şekilde düzenlenmesi gerekli olmayıp, şekil şartına uyulup uyulmadığı hususunun tüketici mahkemesince tartışılarak bir karara varılması gerektiğinden, 4077 sayılı Kanun kapsamındaki uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Hukuk Dairesi'nin 09.07.2012 tarih, 2012/790 E. ve 2012/11396 K. sayılı kararıyla taşınmazın aynına ilişkin davalarda yetkili mahkeme taşınmazın bulunduğu yer mahkemesidir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 12 ... maddesine göre taşınmaz üzerindeki aynı haklara ilişkin veya aynı hak sahipliğinden değişikliğe yol açabilecek davalar taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiği, bu yetki kuralı kesin yetki olduğu, re'sen gözetilmesi gerektiği mahkemece anılan hüküm gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğuna işaret edilerek bozulmuştur. C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar Mahkemenin yukarıda tarih, esas ve karar sayısı beliritlen kararı ile davacılar vekili 09.11.2006 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ve sözleşmenin iptali, sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti halinde tapu iptal ve tescil ile ipoteklerin kaldırılması talebinde bulunduğu, İstanbul 2....
Şirketi olan ADN01613 numaralı sözleşmenin geçersizliğinin tespitine, Sözleşmenin eki olarak düzenlenen 54 adet senetten dolayı davacının borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça ödenen 12.003,00.TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, davacı tarafından imzalanan devremülk satış sözleşmesinin iptali, sözleşme nedeniyle imzalanan senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespiti ve ödenen bedelin iadesine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan devremülk satış sözleşmeleri incelendiğinde, tapuda pay devrini içeren bir sözleşme olduğu anlaşılmaktadır....
Sulh Hukuk Mahkemesi ise, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin geçerli olmadığı iddiası ile kira sözleşmesinin iptali için açılan davada görevin dava değerine göre belirleneceğini belirtip, yıllık kira bedeline göre görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda; taraflar arasında yapılmış bulunan kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile ödenen kira bedelinin geri alınması istenmektedir. HUMK’nun 8. maddesinin 2. fıkrasında yalnızca akdin feshi istemli davaların dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde açılacağı öngörülmüştür. Buna karşılık kira sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, başlangıçtan beri geçerli olmadığının saptanması davasında görevli mahkeme dava konusu değere göre belirlenecektir. Geçersizliğinin tespiti istenilen kira sözleşmesinde yıllık kira parası 23.000,00 YTL olup, bu değerde sulh hukuk mahkemesinin görev sınırının üzerindedir....