Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dosyaya konu sözleşmenin adi yazılı bir sözleşme olup, satıcısının Kasım Suiçmez, alıcısının T1 olduğunu, davalı müvekkilinin sözleşmenin tarafı olmadığı, adi yazılı sözleşmenin müvekkilini bağlamayacağını, tapu tescil davalarında adli yazılı sözleşmelere dayanak olamayacağını, davacı T1'ın düzenleme şeklindeki taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı olamayacağını, yüklenici Kasım Suiçmez'in alacağın temliki, devir ve üçüncü şahıslara kazanım yapamayacağını, yüklenicinin edimini yerine getirmediğini, adi yazılı sözleşmenin tarafı olmadıklarını, zorunlu dava arkadaşlığı olan durumlarda zorunlu dava arkadaşlarından birinin yokluğu halinde taraf teşkilinde eksiklik olacağından hüküm kurulamayacağını, harca esas değerin belirtilmediğini, ihtiyati tedbir talebinin reddinin gerektiğini, arsa maliki ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yüklenicinin borçlarının neler olduğunun sözleşme...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2023/602 KARAR NO : 2023/845 Kararın Kald T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MERZİFON 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2020/12 ESAS, 2022/542 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali ve Tescil (Satış Vaadi Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Merzifon 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/12 esas, 2022/542 karar sayılı dava dosyasında verilen tapu iptali ve tescil (satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan) talebinin reddine karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine, dosyanın yapılan inceleme sonucunda; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı taraf ve dava dışı Nurdan Subaşı Merzifon 1....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali tescil ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; tapu iptal tescil isteminin kabulüne, tazminat isteminin reddine dair verilen 28.05.2009 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _K A R A R_ Dava, 21.03.2001 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ve aynı tarihte düzenlenen adi yazılı sözleşmeler uyarınca 449 ada 3 sayılı parselde yapılan C Blok 2. kat 9 numaralı bağımsız bölümün tescili ve 5140.TL ceza alacağının tahsili istemlerine ilişkindir. Davalılar, davanın reddini savunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmazsa alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Davacı vekili, müvekkilinin, davalılardan ...'ndan alacaklı olduğunu, ... ... Müdürlüğü'nün 2008/994 Esas sayılı takibinin kesinleştiğini, ...'nun yüklenici sıfatıyla ....08.2005 ve ....08.2005 tarihli düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinden kaynaklanan alacakları sebebiyle diğer davalılar adına kayıtlı olan taşınmazlar üzerine ....06.2008 tarihinde haciz uygulandığını ileri sürerek, davalı ...'...
Yapılan yargılama neticesinde toplanan deliller, belirtilen hususlar ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dava konusu edilen taşınmazlara ilişkin olarak iş bu davada, dosya kapsamında mevcut tapu kayıtları ve kadastro tutanakları incelendiğinde, dava konusu edilen taşınmazların kadastro tespitlerinin ve tapulama tutanaklarının 1969, 2005, 2007 ve 2009 senelerinde gerçekleştirildiği, 1969, 2005, 2007 ve 2009 seneleri itibariyle taşınmazların tapulu taşınmaz niteliği taşıdıkları, davacı tarafından dosyaya sunulan 07/12/2010 tarihli davacı ile davalılar murisi T17 arasında akdedilen adi yazılı satış sözleşmesi ve harici satıma dayalı istemlerin mevcut olduğu, dava konusu taşınmazların adi yazılı satış sözleşmesinin imzalandığı 07/12/2010 tarihinde tapulu olduğu yönünde bir uyuşmazlığın mevcut olmadığı ve bu durumun tüm dosya kapsamında mevcut tapu kayıt ve tutanakları neticesinde sabit olduğu, tapulu taşınmazın satışına dair sözleşmenin resmi biçimde yapılmadığı takdirde hukuken...
Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine konu bir taşınmazda elbirliği ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez."(14.HD'nin 2019/1479 E 2019/7747 K sayılı içtihadı). "Taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, bir taşınmaz satışı sözleşmesi değil bir taşınmazın ileride satımını gerçekleştirme üzere yapılan ön sözleşmelerdendir....
DELİLLER, DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda, Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal olmadığı takdirde bedelin iadesi istemine ilişkindir. Davacı alıcı ile davalılardan yüklenici şirketin yetkilisi olduğu iddia olunan diğer davalı T6 arasında 'taşınmaz satış sözleşmesi' başlıklı 07.12.2007 tarihli adi yazılı belge imzalanmıştır. Bu sözleşme ile davalı yüklenici yetkilisi olduğu iddia olunan davalı Ümit sözleşmenin tarafı olmayan davalı taşınmaz maliki ile davalı yüklenici şirket arasında tanzim edilen Bodrum 4....
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin düzenleme şeklinde yapılması zorunlu olup, düzenleme şeklinde yapılmayan taşınmazı satış vaadi sözleşmesi geçersizdir. Satış vaadi sözleşmesi kişisel bir hak sağlayan sözleşme olduğundan tapu kanunun 26. maddesinin 5. fıkrasında " Noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri taraflardan birinin istemesi halinde gayrimenkul siciline şerh verilebilir. " hükmü ve TMK’nun 1009. maddesi “ Taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinin tapuya şerh verilebilir" hükmü uyarınca tapuya şerh edilebilir. Bu hak tapu siciline şerh edilmekle güçlendirilmiş şahsi hak olur. Tapu siciline şerh edilebilmesine rağmen ayni hak niteliği kazanamaz. Ancak aynı kuvvet ve tesiri gösterebilir. Tapuya şerh için sözleşmede hüküm olmasına gerek yoktur. Taraflardan birisi sözleşmeyi de eklemek suretiyle bir dilekçe ile tapuya başvurarak istemde bulunabilir....
kabul edileceğini, davanın müvekkile ihbarının kanuna aykırı olduğunu, davanın ihbarı müvekkilini hiçbir şekilde davanın tarafı yapmayacağını, iş bu yargılama neticesinde müvekkili aleyhine hüküm kurulamayacağını, arabuluculuk yoluna başvurulmadan açılan davanın özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi gerektiğini, husumetin tüm takyidat lehtarlarına yaygınlaştırılması gerektiğini, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, adi yazılı şekilde yapılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu, davacı adi yazılı satış vaadi sözleşmesinden doğan taleplerini yalnızca davalı Garanti Kozaya karşı ileri sürebileceğini, 30.9.1988 tarihli, 1987/2 esas, 1988/2 karar sayılı Yargıtay içtihadı birleştirme genel kurulu(YİBGK) kararı gereğince de ipoteğin fekkinin talep edilemeyeceğini, satış sözleşmesinin imza tarihinde taşınmaz üzerinde ipotek bulunmadığını, ipoteğin tesisi esnasında taşınmazın davacıya satıldığı müvekkili tarafından...
Ancak, Borçlar Kanunun m.22/II hükmüne göre kanun iki tarafın yararına bir sözleşmenin geçerli olmasını şekil koşuluna bağlamışsa yasanın öngördüğü şekil ön akitte (satış vaadi yapılması halinde) de aranır. Gerçekten, Borçlar Kanunu m.213/II taşınmaz satış vaadi sözleşmelerinde şekil şartını öngörmüştür. Bunun yanında TMK m.706’ya göre de taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan sözleşmelerin resmi şekilde düzenlenmesi zorunludur. Resmi senedin düzenleneceği yer ise 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi gereğince Tapu Sicil Müdürlüğü veya 1512 sayılı Noterlik Kanunu m.60/3 ve aynı Yasanın 89. maddeleri hükmünce Noterliklerdir. Demek oluyor ki, taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri BK.213, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26, 1512 sayılı Noterlik Kanununu 60. ve 89. maddeleri hükmünce tapu sicil müdürlüklerinde ve noterlerde düzenlenme şekilde yapılabilir....