WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Adi ortaklığın malvarlığının tespitinde davacının bu tapu iptali ve tescil davasında davalı sıfatıyla verdiği dilekçelerinde adi ortaklığa ait olduğunu kabul ettiği taşınmazlar bulunduğundan öncelikle bu dilekçe!erdeki davalı sıfatıyla yaptığı kabullerinin içeriği esas alınmalıdır. Yine davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası neticesinde verilecek lehe kararla ortaklar adına yapılacak tescil kararı adi ortaklığın malvarlığı içinde bulunacağından eldeki dava için de ön mesele teşkil ettiği gözden kaçırılmamalıdır. Mahkemece ortaklar adına kayıtlı taşınmazların fesih ve tasfiyesine karar verilmiş ise de kat karşılığı inşaat sözleşmesine konu olup da henüz arsa sahipleri adına görünen taşınmazların da adi ortaklığın malvarlığı içinde bulunduğu hususu göze-tilmemiştir. Bunların tasfiyesi için öncelikle ortakların adına tescili gerek-tiğinden, tarafların tescil hususunda nasıl hareket edeceklerine ilişkin beyanları alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

    Hukuk Dairesine temyiz ile gittiği ve temyiz sonucu kararın bozulduğu, bozma ilamında arsa maliki olan ölü ... . ile ... ve dava dışı kişiler arasında adi ortaklık kurulduğu ve ortaklığın tasfiyesine yönelik araştırma yapılıp buna göre hüküm kurulması gerektiğinin belirtildiği, mahkemece bu yönde araştırma yapılarak ortaklığın tasfiyesine karar verildiği ancak bu arada davacı tarafın davadan vazgeçmesi nedeniyle davanın reddedildiği anlaşılmıştır. Söz konusu bu davada dosyamız davacısının daireyi satın aldığını ve yüklenici olduğunu belirttiği ...’nün davacı tarafın iddiası gibi yüklenici olmadığı, aksine arsa sahibi ölü ... . ile dava dışı ...’la bir araya gelerek adi ortaklık kurdukları belirlenmiştir. Bu durumda davacı ...’nın yükleniciden daire satın almadığı, adi ortaklık tarafından yapılan dairelerden birini haricen satın aldığı anlaşılmaktadır....

      Dava dilekçesindeki (davalı adına olan tapu kayıtlarının davacı ortakların payları oranında iptali ve tesciline ilişkin) istem, adi ortaklığın tasfiyesine ilişkindir. Ne var ki, 10/10/2007 tarihli sözleşmede, taraflar ile birlikte dava dışı ... da yüklenici olarak yer almaktadır. Esasen, davacılar da dava dışı ...'ın adi ortaklığın ortaklarından olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu durumda, adi ortakların tümünü ilgilendiren böyle bir davada, dava dışı ortak ...'ın da taraf olarak yer alması zorunludur. Zira, TBK'nın 644 üncü maddesinin birinci fıkrasında; ortaklığın sona ermesi halinde tasfiyenin, yönetici olmayan ortaklar da dahil olmak üzere, bütün ortakların elbirliği ile yapılması gerektiği açıkça belirtilmiştir. Hal böyle olunca; mahkemece, dava dışı ortak ...'...

        ile davacı arasında adi ortaklık kurulduğu, bu davanın adi ortaklık ile ... arasında imzalanmış olan “Arsa satış kat karşılığı Gelir Paylaşım Sözleşmesi”nin haksız feshi nedeni ile uğranılan zararın tazminine ilişkin olduğu, adi ortaklığın tasfiyesine dair talep ya da belge bulunmadığı, adi ortaklığın feshine dair dosyada belge bulunmadığı, adi ortaklığın henüz tasfiye edilmemiş olduğu, sözleşmenin tasfiyesinde taraf iddiaları ve savunmaları kapsamında hukuki ifa imkansızlığı olup olmadığı ve ifa imkansızlığı noktasında ve yaşanan imar değişikliği süreci nedeni ile taraflara kusur yüklenip yüklenemeyeceği hususlarında nihai takdirin mahkemede olduğu, Mahkemenin talep edilebileceği kanaatine varması halinde davalının talep edebileceği menfi zarara ilişkin, davacının dilekçelerinde talep ettiği zarara ilişkin somut ifadesi olmadığı gibi somutlaştırmaya yönelik her hangi bir belge bulunmadığı, davacının şirket kayıtlarının tümünü sunamadığı ve sunulan kayıtlarda menfi zarar talebi kapsamındaki...

          Somut olayda taraflar arasında adi ortaklığın tasfiyesi amacıyla ... 9.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/509 esas sayılı dosyasında görülmekte olan bir davanın bulunduğu, eldeki bu davanın da adi ortaklığa dahil olduğu iddia edilen taşınmazın davalı 3.kişiye satış işleminin iptali için açıldığı anlaşılmaktadır. Her iki dava farklı davalar olup davacı, şahsi hakkına dayanarak görülmekte olan adi ortaklığın tasfiyesine yönelik alacak davası ile hak edebileceği ortaklık payı alacağının tahsilini sağlamak amacıyla eldeki davayı açmıştır. Davacının böyle bir davayı açmasında hukuki yararının bulunduğunun ortaklığın tasfiyesine ilişkin davada mahkemece verilecek yetkiye gerek kalmadan da dava açılabileceğinin kabulü gerekir. Bu durumda işin esasına girilerek, tarafların delillerinin toplanması, varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

            Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile adi ortaklığın tasfiyesine, ortaklığın aktif değerler toplamı 24.658,37 TL'nin, ortaklık borcunun % 50'si 552,52 TL'nin davalıdan tahsiline, davacının zarar talebinin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiş ve Dairemizin 11.05.2016 tarihli ve 2015/8090 Esas - 2016/7543 K. sayılı sayılı ilamı ile ; uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin olup tasfiyenin kanunda belirtilen sıra ve yöntem izlenerek çözüme kavuşturulması gerekirken yazılı şekilde adi ortaklığın tasfiyesine karar verildiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir....

              davalı ... adına kayıtlı bulunan 80 payın iptali ile müvekkili ... adına KAYIT ve TESCİLİNE, bunun mümkün olmaması halinde adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle ortaklığın fesih ve tasfiyesine, adi ortaklığa ait taşınmazların 18/04/2022 tarihli sözleşmede kararlaştırılan şekli ile TAKSİM ve TASFİYESİNE, bu suretle müvekkili ...'...

                Her ne kadar, işletmeye ilişkin tüm resmi kayıt ve belgeler, davalıların murisi adına görünmekte ise de, ortaklık, davacı ve dava dışı diğer iki ortağın, dış ilişkide ortak olarak görünmediği bir iç ortaklık tarzında oluşmuştur. Bu nedenle davacı ve diğer iki ortağın dış ilişkide gizli ortak olarak yer aldığı, söz konusu "iç ortaklık" nedeniyle, tarafların birbirlerine karşı adi ortaklıktan doğan sorumlulukları ve talep hakları mevcut olup, davacı iş bu davada, sözleşmenin davalıların murisi tarafından feshedilmesi nedeniyle yapmış olduğu masrafların, cezai şartla birlikte 11.430.000.000 TL olarak ödetilmesini talep ettiğine göre, bu talebinin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığının kabulü gerekir. Bu durumda mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir....

                  Aynı şekilde az yukarda da değinildiği gibi, mahkemece verilecek süre sonunda yönetici ortak tarafından ortaklık defterlerinin ve hesap listesinin ibraz edilememesi hususunun da, tasfiyeye engel bir durum olmadığı, ancak yönetici ortağın hesap vermekten kaçındığına ilişkin hukuki sonuç doğuracağı kabul edilmelidir. O halde adi ortaklığın kurulduğu sabit olduğuna ve davacı da, ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istediğine göre, mahkemece ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi, tasfiyenin de bizzat yaptırılması gereklidir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....

                    Davacı tarafından, adi ortaklığa ait taşınmazların bir kısmının davalı adına olduğu, bir kısmını sattığı, davalı ... ile davacının, arsa sahipleri ile yaptıkları kat karşılığı inşaat sözleşmelerinin adi ortaklığın konusu olduğunu, yaptıkları inşaatlardan alacakları taşınmazların da adi ortaklığın malvarlığı arasında olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile tescilini talep etmiştir. Davacı ve davalı ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/306 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğu anlaşılmaktadır. Tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                      UYAP Entegrasyonu