Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile; TBK 639 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın haklı sebeple fesih ve tasfiyesi ile tasfiye payının ödenmesi adi ortaklığın konusunu teşkil eden inşaat sözleşmesi uyarınca elde edilen bağımsız bölümlerin adi ortaklık kapsamında el birliği mülkiyetinin korunarak tasfiye payı oranında taşınmazların taraflara devri, adi ortaklığa verilen---- tasfiyede dikkate alınarak davacıya ödenmesi, kar paylarının hesaplanıp ödenmesi istemlerine ilişkindir....

    () ile adi ortaklık ilişkisi içinde olduğunun tespit edildiğini ve adi ortaklığını 195.990,000 TL sözleşme bedelli Anadolu yakası Adalet Binası İnşaatını yükümlendiklerini, adi ortaklığını fesih ve tasfiyesi hususunda İcra hakimliğinden yetki alındığını ileri sürerek ...- adi ortaklığının fesih ve tasfiyesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, ...'ya bazı icra dosyaları kapsamında borç bulunduğunu, ancak 89/1 haciz ihbarnamesi ile ...'ın ve adi ortaklığın borçlu kılınamayacağını, adi ortaklık tasfiye payına haciz uygulanmadığını, adi ortaklık yetki belgesinin geçersiz olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, ... tarafından borcun varlığı kabul edilen icra dosyaları içerisinde dayanak ... 11....

      Davacı, ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren kar payının ödetilmesi ile ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle eldeki davayı açmış olup, ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin öncelikle bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

        ise bu borcun 1.800,00 TL'ye çıktığını ve ödenmesi gereken kira bedellerinin ödenmediğini öğrendiğini, davalıdan borçların ödenmeme nedenini sorduğunda ise aralarında tartışma meydana geldiğini, davalının kendisine hitaben "dükkan benim üstüme, hesap da vermiyorum, hiç bir ödeme de yapmıyorum sana, dükkandan çık git" dediğini ve bu olaydan sonra bir daha dükkana gitmediğini; 09.07.2013 tarihinden bu yana davalının kendisine katkı payı karşılığını ve işlettiği döneme ait kar paylarını ödemeyi kabul etmediğini; bu nedenlerle, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, tasfiye bilançosu yapılarak kendisinin verdiği katılım payı ve adi ortaklığın hesaplanacak mal varlığından müspet bakiye kalması halinde %50 hisse üzerinden tekabül eden miktara mahsuben 20.000,00 TL katılım payı alacağına karşılık, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 10.000,00 TL katılım payı ve 09.07.2013 tarihinden bu yana kendisine isabet eden kar payı alacaklarına karşılık olarak fazlaya...

          Birlik Otobüscüler Kooperatifindeki 1 adet hisseyi 65.000 TL bedelle ortak olarak aldıklarını, yapılan anlaşmaya göre ortaklık paylarının eşit olduğunu, satış bedelinin 55.000 TL'lik bölümünü nakit olarak ödediklerini, bakiye kalan satış bedelinin ise kardeşi ... tarafından bankadan kredi çekilerek ödeneceğinin ve bankaya olan bu borç bitinceye kadar kendisine kar payı ödenmeyeceğinin kararlaştırıldığını, ancak kardeşi...'un bankaya olan borç bitmesine rağmen kar payını hiç ödemediğini, 2013 yılında kardeşi ...un ölümü ile de ortaklığın sona erdiğini ileri sürerek; ortaklığın tasfiyesi ile şimdilik 10.000 TL tasfiye payı alacağının yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş, 10/02/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 75.000 TL'ye artırmış; 15/01/2016 tarihinde ölmesi üzerine mirasçıları davayı takip etmiştir....

            in haber vermeden vekaletten azil ettiğin ileri sürerek adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kar paylarının tahsili ve şirketin tasfiyesi talebiyle eldeki davayı açmıştır.Buna göre aynı uyumazlıkla ilgili olarak daha önce verilen karar sonrası BAM 13. HD tarafından değerlendirildiği gibi; gerçek kişi tarafların aralarında anlaşarak davalı A.Ş.'yi kurdukları, davacının, davalı A.Ş.'de gayrı resmi ortak olduğu iddia olunarak, davacının, davalı A,Ş,'den kar payı alacağının tespiti ile tahsilinin ayrıca davalı A.Ş.'nin tasfiyesinin talep edilmiş olmasına göre, davalı A.Ş.'nin tasfiyesi ve kar payı ödenmesine ilişkin uyuşmazlığın çözümünde TTK hükümleri uygulanacak olup TTK 4. Maddesine göre dava mutlak ticari dava ve TTK 5....

              karını ve ortaklık adına alınan taşınmaz bedelini vermediğini belirterek; fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla sözleşmeyle verilen altınların aynen olmadığı takdirde bedelleri ile kar payı ve ortaklık malı taşınmaz değerine mahsuben 25.000,00 TL’nin yasal faiziyle tahsiline, birleşen davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                Eski 818 sayılı BK zamanında Yargıtay’ımızın yerleşik uygulaması, adi ortaklığın haklı sebeplerle feshi davası açılmışsa, mahkemenin ortaklığın feshine karar vermesi halinde, tasfiyenin de bizzat mahkeme veya denetiminde bir tasfiye memuru aracılığıyla yapılması yönündeydi; “adi ortaklığın mahkemece bizzat tasfiyesinin yaptırılması gerekir.”16 Kanaatimce yeni TBK md 644/II ve IV üncü fıkraları karşısında, ki bu hükümler eski BK’da yoktur, adi ortaklığın tasfiyesi işlerinin mahkemelerce veya mahkemelerin denetiminde atayacakları bir tasfiye memuru aracılığıyla yapılması uygulamasına son verilmesi doğru olacaktır. Ancak Yargıtay aynı ve bir çok başka kararında, “Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için öncelikle adi ortaklığın malvarlığının tespiti gerekir. Bu malvarlığı tespit edildikten sonra az yukarıda izah edilen şekilde tarafların anlaşamamaları üzerine fesih ve tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir....

                  Dava, taraflar arasında adi ortaklık olup olmadığı, varsa ne şekilde oluştuğu, tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmedikleri, adi ortaklığın fesih ve tasfiye şartları ile davacının tasfiye sonucu alacağa hak kazanıp kazanmayacağına ilişkindir. Dosya kapsamına göre; davacı --- arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında tarafların tacir olmadığı ve bu hususun dosyada mübrez ---yazısı ile sabit oyduğu bu nedenle nispi ticari dava sayılamayacağı gibi adi ortaklığın tasfiyesi Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılacağından mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....

                    Rent A Car isimli adi ortaklık ya da ''... ve ...'' olduğunu, müvekkilinin hem kar payına hem de tasfiye payına hak kazandığını, hem tasfiye payının hem de kar payının 2011 yılı baz alınarak hesaplanması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Dava, adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ve kâr payı istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda yazılı gerekçeyle adi ortaklığın feshine, adi ortaklığa özgülenmiş malvalığı ve borç bulunmadığından adi ortaklığın tasfiyesi talebinin reddine, davacının kâr payı alacağının 1.967,57 TL'lik kısmının kabulü ile dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi uyarınca istinaf nedenleriyle ve resen kamu düzenine ilişkin sebeplerle sınırlı olarak istinaf incelemesi yapılmıştır....

                      UYAP Entegrasyonu