K A R A R Davacı, 10.6.2004 tarihli ortaklık sözleşmesi ile taraflar arasında adi ortaklık kurulduğunu, davalının ortaklığın kurulduğu tarihten bugüne kadar kâr payı verilmediğini ileri sürerek fazlası saklı 6.000.000.000 TL'sının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmenin yapılmasına rağmen ortaklığın kurulmadığını, kaldı ki ortaklık devam ederken birbirlerine karşı ortakların alacak davası açamayacaklarını savunarak yersiz olan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, tarafların ortaklığa katılım payları ve koydukları sermayenin belli olmayışı, ortaklığın fesih ve tasfiyesi dava edilmeden kâr payı talep edilemeyeceği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında 10.6.2004 tarihli adi ortaklık sözleşmesi ile ortaklığın kurulduğu ve adi ortaklığın "Artaş Makina Taşlama ve Taşeronluk Hizmetleri" şeklinde faaliyet gösterdiği idareci ortağın davalı ... olduğu dosya kapsamından anlaşılmaktadır....
haklı sebeple fesih talep edemeyeceği, davacının adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini isteyebilmesi için haklı nedenlerin bulunmadığı, bir başka deyimle adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için gerekli olan haklı nedenlerin varlığının davacı tarafından ispatlanamadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.Dosya kapsamından; davacı ile davalının, ..." unvanlı iş yerinin işletilmesi ve bunun sonucunda elde edilecek kar ve zararın %50 hisse ile paylaşılması konusunda, 23/07/2010 tarihli ortaklık sözleşmesi yapıldığı, buna göre taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde (818 sayılı BK.nun 520 ve devamı maddelerinde) düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır ki, bu husus mahkemenin de takdirindedir....
a husumet yöneltilemeyceğinden her iki müvekkili yönünden davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, fesih ve tasfiyesi istenen ortak girişimin alacak ve borçlarının henüz belirlenmediğini, tüm alacak ve borçlar belirlendikten sonra ortak girişimin fesih ve tasfiyesi yoluna gidilebileceğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin alacaklı olduğunu, müvekkillerinin ortak girişimi müdebbir tacir sıfatıyla özenle yönettiklerini, şirketin zarara uğratılmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. DELİLLER VE GEREKÇE: Dava, ...İnşaat ve ... İnşaat Ortak Girişimi nin fesih ve tasfiyesi, tasfiye payı, kar payı ve diğer alacakların tahsili, davalı yöneticilerin hukuki sorumlulukları nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, tasfiye raporu alınmıştır....
Karar tarihine ne yakın değerler üzerinden yapılan hesaplama sonucunda alınan 12/11/2021 tarihli tasfiye ek raporunda; davacının adi ortaklıktan 25/08/2009 dava tarihinde %50 hissesine 53.645,43 TL kar payı dava tarihine en yakın 05/11/2021 tarihinde 321.037,49 TL güncel değere ulaştığı kanaatini bildirmişlerdir. Son ek rapor oluşa ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır. DEĞERLENDİRME: Asıl ve birleşen davalar, adi ortaklığın tasfiyesi, ortaklık/kar payı, cezai şart ve tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında su bayisi işletmesine ilişkin 17/06/2008 tarihli protokol ile adi ortaklık kurulduğu, davacının 21/05/2009 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi feshettiğini beyan ettiği, ortaklık/kar payının ve cezai şartın tahsili amacıyla eldeki asıl davayı açmış, birleşen davada da diğer ortak birleşen davalının edimlerini yerine getirmemesi nedeni ile uğranılan zararın tahsilini talep etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2014/11574 Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı şirket ile diğer davalı Bülent Lök arasında Konya İl Özel İdaresi tarafından ihaleye çıkarılan Çumra Okçu Yağmurlama Tesisi işini ortak yapmak için aralarında adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, davalılar arasındaki iş nedeniyle kurulan BK'nın 522 ve 523.maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan kar payının ve tasfiye edilmesi halinde tasfiye payı üzerine haciz konulması talep edildiğini ve haciz müzekkeresinin ortaklara tebliğ edilerek kar payı ve tasfiye edilmesi halinde tasfiye payının haczedildiğini, İİK'nın 121. maddesi gereğince davalı borçlunun diğer davalı Bülent Lök arasında yapmış olduğu ortaklığın feshi ve tasfiyesi için İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yetki verildiğini, davalı T1 Şti. tarafından Konya 2....
Esas sayılı dosyasından ilamsız takip başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı şirket ile diğer davalı ... arasında .... tarafından ihaleye çıkarılan ....Tesisi işini ortak yapmak için aralarında adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, davalılar arasındaki iş nedeniyle kurulan BK'nın 522 ve 523.maddeleri gereğince adi ortaklıkta her ortak şirketin iştirak hakkına sahip olduğundan kar payının ve tasfiye edilmesi halinde tasfiye payı üzerine haciz konulması talep edildiğini ve haciz müzekkeresinin ortaklara tebliğ edilerek kar payı ve tasfiye edilmesi halinde tasfiye payının haczedildiğini, İİK'nın 121. maddesi gereğince davalı borçlunun diğer davalı ... arasında yapmış olduğu ortaklığın feshi ve tasfiyesi için İcra Hukuk Mahkemesi tarafından yetki verildiğini, davalı .... tarafından Konya .....
Davalı, davacıdan 55.000 Euro para almadığını, bir kümesin kendisine ait olduğunu, işletmenin kar elde etmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, kar payı istenen dönemde ve öncesinde ortaklığın zarar ettiği, sulh hukuk mahkemesince taşınmazdaki ortaklığın giderilmesine karar verildiği, davacının davalıya 55.000 Euro para verdiğini ispat edemediği, adi ortaklığın tasfiye edilecek mal varlığının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinekarar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada, davalı ile yarı yarıya ortak oldukları taşınmaz üzerinde kurulu bulunan tavuk kümeslerini davalı ile birlikte adi ortaklık şeklinde işlettiklerini, ancak davalının ortaklık ilişkisine uygun olmayan davranışlarda bulunduğunu savunarak ortaklığın fesih ve 2012/14998-24255 tasfiyesi ile kar payının tahsilini istemiş, davalı ise adi ortaklık ilişkisini inkar etmemiş ve ancak ortaklığın kar elde etmediğini savunmuştur....
Dava, taraflar arasında adi ortaklık olup olmadığı, varsa ne şekilde oluştuğu, tarafların karşılıklı edimlerini yerine getirip getirmedikleri, adi ortaklığın fesih ve tasfiye şartları davalıların pasif husumetleri olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Davacı taraf, davalılardan ... ile sözlü olarak kurulan bir adi ortaklık olduğunu iddia ederek bu adi ortaklığın tasfiyesi için davalının tek ortağı olduğu diğer davalı şirketin mal varlığının tespiti ve adi ortaklık hükümlerine göre tasfiyesinin yapılmasını talep etmektedir. Dosya kapsamına göre; davacı ....----davalı ... arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında her iki tarafın tacir olmadığı ve bu nedenle nispi ticari dava sayılamayacağı gibi adi ortaklığın tasfiyesi Borçlar Kanunu hükümlerine göre yapılacağından mutlak ticari dava niteliğinde de olmadığı anlaşılmakla mahkememizin görevsizliğine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen adi ortaklıktan kaynaklanan tespit ve alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalılar ile arasındaki adi ortaklık sözleşmesi gereği ödenmesi gereken kar payının davalılarca ödenmediğini ileri sürerek, adi ortaklıktaki payının tespiti ile ödenmeyen ortaklık payı alacağının tahsilini, bunun mümkün olmaması halinde ise adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile tasfiye payı alacağının tahsilini talep etmiştir. İstanbul Anadolu 10....
Mahkemece, adi ortaklığa ait defter ve belgelerin mevcut olmaması, dolayısıyla ortaklığın aktif ve pasifinin de belli olmaması nedeniyle tasfiyenin mümkün olmadığı belirtilmiş, bilirkişi raporuna, davalının yemin beyanına ve tüm dosya kapsamına göre davacının sermaye payını ödediğini, harcamalara katıldığını ve adi ortaklığın kar ettiğini ispat edememesi nedenleriyle kar payı da isteyemeyeceği kabul edilerek, ortaklığın tasfiyesi, sermaye payı, hizmet bedeli ve kar payı istemlerinin reddine, her iki tarafın talebi üzerine taraflar arasındaki ortaklık sözleşmesinin feshine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir....