Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, adi ortaklığın hükmen tasviyesi ile daha önce düzenlenmiş olan sözleşme hükümlerinin uygulanması istemine ilişkindir. Bilindiği üzere hangi davaların ticari dava olduğu 6102 sayılı TTK'nın 4. Maddesinde sayılmış olup, adi ortaklığın tasfiyesi 4. Madde gereğince ticari dava niteliğini taşımamaktadır, kaldı ki adi ortaklığın tasfiyesi 6098 sayılı TBK'nın 620. Maddesinde düzenlenmiştir. Somut davada, davacı dosyaya sunduğu adi yazılı sözleşme gereğince alacak talebinde bulunğuna göre mahkemenin bu sözleşme ve sözleşmeye ek olarak gösterilen ve gösterilecek olan delilleri degerlendirip olumlu yada olumsuz bir karar vermek durumdadır. Dolasıyla nitelendirmenin TBK'nın 620. Maddesi kapsamında olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın Konya ... Asliye Hukuk Mahkemesince çözüme kavuşturulması gerektiği anlaşıldığından Konya ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin yargı olarak belirlenmesine karar verilmiştir....

    Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; tarafların kardeş oldukları, davacı tarafça davalı ile aralarında davaya konu edilen torna tesviye atölyesinin müşterek olarak işletilmesine ilişkin sözlü anlaşma yaptıkları, davalının sözlü anlaşma uyarınca kararlaştırılan kar payı,... primi ve diğer ödemeleri yapmadığı ve müşterek işletilen atölyenin mülkiyetini de dava dışı eşi üzerine geçirdiğinden bahisle adi ortaklıktan kaynaklanan tüm alacaklarının ödenmesi amacıyla iş bu davanın açıldığı, davanın bu şekliyle fesih ve tasfiye istemini de içerdiği açıktır. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....

      kademeli yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, alacak taleplerinin ise reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin olup, ayakkabı ve terlik imalatı ile ilgili adi ortaklığın taraflar arasında kurulduğu, mahkemece uyulan bozma ilamında açıkça belirtilmiştir.Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre; Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır."....

        Hemen belirtmek gerekir ki taraflar arasında imzalanan 23.7.2005 tarihli belge ile adi ortaklık kurulmuş ise de, adi ortaklığın ne zaman sona ereceğine dair bir kararlaştırma bulunmadığından, taraflarca da ortaklığın sona erdirildiği iddia ve ispat edilemediğinden ve bu hususta mahkeme kararı da olmadığından adi ortaklığın halen devam ettiğinin kabulü gerektiği gibi, birleşen davadaki talebe göre davacının fesih ve tasfiye isteğinin de kabulü zorunludur. Taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğuna göre tasfiyenin bizzat mahkemece yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK’nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

          HD ... karar sayılı ilamı ile, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu ve işletmenin bir süre taraflarca işletildiği değerlendirildiğinde çekin iadesinin istenilmesinin adi ortaklığın feshi anlamına geldiği ve buna ilişkin hükümler gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Mahkememizce adi ortaklığın tasfiyesi yönünden taraflarca yapılan masraflara ve ortaklığın karına ilişkin evrakın sunulması için ihtaratlı kesin süre verilmiştir. TBK'nun 642 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiyenin yapılabilmesi için tasfiye memuru belirlenmesi hususunda taraflara imkan ve süre verilmiş, taraflarca belirlenmemesi nedeni ile Mahkememizce resen görevlendirme yapılmıştır....

            HD ... karar sayılı ilamı ile, taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu ve işletmenin bir süre taraflarca işletildiği değerlendirildiğinde çekin iadesinin istenilmesinin adi ortaklığın feshi anlamına geldiği ve buna ilişkin hükümler gözetilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozma kararı verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir. Mahkememizce bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Mahkememizce adi ortaklığın tasfiyesi yönünden taraflarca yapılan masraflara ve ortaklığın karına ilişkin evrakın sunulması için ihtaratlı kesin süre verilmiştir. TBK'nun 642 ve devamı maddeleri uyarınca tasfiyenin yapılabilmesi için tasfiye memuru belirlenmesi hususunda taraflara imkan ve süre verilmiş, taraflarca belirlenmemesi nedeni ile Mahkememizce resen görevlendirme yapılmıştır....

              Somut olayda davacı, iş bu dava ile adi ortaklığa konu işletmeye davalı tarafından alınmadığını belirterek işletmede bulunan demirbaşlara ilişkin payını talep etmiştir. Davalı ise, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için dava açıldığını, bu davanın sonucunun beklenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Görüldüğü üzere, taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesinin bulunduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bir ortak tarafından adi ortaklığa ilişkin olan sermaye payının istenmesi aynı zamanda ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsar. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip, çözüme kavuşturulmalıdır. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir....

                Hüküm taraf vekillerince süresinde temyizi üzerine Dairemizin 10.06.2014 tarihli ve 2014/6215 Esas-2014/9235 Karar sayılı ilamı ile "......Tarafların (asıl ve birleşen davadaki) tüm taleplerinin, adi ortaklığın tasfiyesi işleminde değerlendirilip, tartışılması ve çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu durumda, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642.madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Bütün bu açıklamalar ışığında, somut olaya bakıldığında; mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlığın adi ortaklığın tasfiyesine ilişkin bulunduğu kabul edilerek; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin; davalı ...'...

                  Böyle olunca, 10.000,00 TL nin tahsiline ilişkin talep, adi ortaklığın tasfiye talebini de içermektedir. Taraflar arasında BK’nun 520 ve devamı maddelerde yer alan şekilde bir adi ortaklık kurulduğu hususunda duraksama bulunmamaktadır. Hal böyle olunca aradaki ihtilafında BK 520 vd. maddeleri uyarınca çözülmesi gerekir. Yine tarafların iddia ve savunmalarından ve dosya kapsamından eldeki dava ile adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de istenildiğinin kabulü zorunludur. Hal böyle olunca adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de BK. 538. maddesi uyarınca yapılması gerekir. Anılan yasa hükmünde belirtildiği üzere; tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması, yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

                    Tüm dosya kapsamı ve yasal mevzuat birlikte değerlendirildiğinde; dava konusunun dava konusunun adi ortaklığın tespitine, Adi ortaklığın haklı nedenle feshine, Mezkur adi ortaklığın tasfiyesine müvekkiline ödemesi yapılmayan kar paylarına uygulanacak faiz ile işbu bedellerin müvekkiline ödenmesi talebini içerdiği, davanın tespit istemli olarak ikame edildiği belirtilmiş ise de aynı zamanda fesih ve ortaklığın tasfiyesi de talep edildiğinden ve bu nedenle de arabuluculuğa başvurulmadığı ve Türk Ticaret Kanunu'na 06/12/2018 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan para alacaklarına ilişkin Takibin Başlatılması Usulü Hakkındaki Kanunun 20. maddesi ile eklenen 5/A mad gereğince dava açılmadan önce "Arabulucuya" başvurulması gerektiği ancak mahkememize Arabulucuya Başvurma dava şartı yerine getirilmeden dava açıldığı anlaşılmakla dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki hükmün kurulması gerekmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu