Birlikte çaba yükümlülüğü bir yan edim yükümü olmayıp, asli edim yükümü durumundadır ve adi ortaklığın sürekli borç ilişkisi karakterine uygun olarak, süreklilik arz etmelidir. Adi ortaklıkta tarafların birbirlerine karşı adi ortaklıktan doğan sorumlulukları ve talep hakları mevcut olup, taraflardan (ortaklardan) birinin yukarıda sayılın yükümlülüklerini ihlal etmesinin, TBK'nın 639/7. Maddesi hükmü gereğince adi ortaklığın feshini haklı kılacak nedenlerdendir.Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nun 639/7. maddesinde "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir.Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır....
Davadaki ileri sürülüşe göre, davacılar tarafından varlığı iddia edilen sözleşme, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Davacının iddiası ve davalının açıklamalarına göre,birlikte işletilen büfelerin geliri ile bir takım malların edindiği, alınan malların davalılar adına kayıt ve tescil edildiği ileri sürülerek Ortaklığın tespiti ile feshi ve ortaklığın tasfiyesi talep edildiğine göre, belli bir alacak talebi bulunmadığından bahsedilemez. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanarak B.K 520 ve devamı maddelerine göre davanın çözümlenmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir....
Mahkemece, üçlü bilirkişi kurulundan alınan rapor hükme esas alınmak suretiyle davacı-karşı davalının açtığı davanın kısmen kabülüne, adi ortaklık sözleşmesinin feshine, ortaklık payına yönelik talebinin reddine, davalı-karşı davacının davasının kabulü ile adi ortaklık sözleşmesinin feshine, zarara yönelik talebinin fazlaya yönelik isteminin saklı kalmak kaydıyla 10.000 TL zararın davacı-karşı davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı-karşı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davada, adi ortaklığın feshi ile bu ortaklığın feshinden davacının payına düşen kısım ile davacıya ödenmeyen kar payının belirlenip davalıdan tahsili, karşı davada ise adi ortaklığın feshi ile uğranılan zararın davacı karşı davalıdan tahsili istenilmiştir. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.)...
Hemen belirtmek gerekir ki, taraflar arasında imzalanan 21.1.2004 tarihli sözleşme, ortaklıkta davalının işçi olacak çalışmasınıda öngören adi ortaklık sözleşmesidir. Esasen bu husus mahkemece de kabul edilmiş ve mahkemenin bu kabulü davacı tarafından temyiz edilmediği için bu yön kesinlik kazanmıştır. Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığında sözleşme ve B.K'nın Adi ortaklığa ilişkin hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki ortaklık 5 yıl için kurulmuştur. Kural olarak adi ortaklığın bu süreden önce sona erdirilmesi olanaklı değildir. Ne var ki BK'nın 535/son maddesinde “ haklı sebeplerden dolayı mukavelede muayyen müddetin hitamından evvel ve eğer şirket muayyen olmayan bir müddet için akdedilmiş ise evvelce ihbara hacet olmaksızın şirketin feshi talep edilebilir” hükmü mevcut olup, adi ortaklığın haklı nedenlerle sözleşmede belirlenen süreden önce feshi mümkündür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı şirket ile Zirai Aletler İmalethanesine %50'şer adi ortak olduklarını, davalı şirketin de 120 paydan 48 payının davacıya, bakiyesinin davalı ...'ye ait olduğunu, şirket müdürlüğünün davalı tarafından yürütüldüğünü, davalının ortaklık gelirleri ile kendi adına taşınmazlar satın aldığını ileri sürerek ortaklığın feshine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, adi ortaklığın feshi ile 1.145,85 TL'nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile adi ortaklık kurduğunu ileri sürerek ortaklığın feshine karar verilmesini istemiştir. Davalı davanın reddini dilemiş....
Asliye Hukuk Mahkemesince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 28.05.2013 tarihli dilekçe ile; davalılarla babalarından kalan ... isimli teknenin işletilmesi için 13.10.2011 tarihinde ... ve Ortakları Adi Ortaklığı adı altında ortaklık kurduklarını, teknenin ...'ne kiraya verildiğini, elde edilen gelirden payına düşen miktarın kendisine ödenmediğini ileri sürerek adi ortaklığın feshi, dava sırasında adi ortaklığa kayyım atanması ve 15.000.-TL tazminatın davalılardan alınarak tarafına verilmesi istemleriyle asliye ticaret mahkemesine dava açmıştır. ... Asliye Ticaret Mahkemesi "...TTK'nın 4. maddesindeki koşullar bulunmadığından davaya bakma görevinin asliye hukuk mahkemesine ait olduğu..." gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir. ... Asliye Hukuk Mahkemesince; "...davaya konu adi ortaklığın ...'...
Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, takibe konu davanın itirazın iptali olarak açıldığını, ancak ihtilafın adi ortaklığa ilişkin olmasına bağlı olarak davanın adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine dönüştüğünü, kararın kesinleşmeden icra edilmesinin mümkün olmadığından takip dosyalarındaki haciz işlemlerinin iptali ve takiplerin teminatsız olarak durulmasını talep ettiklerini, mahkemece taleplerinin ve dava konusu olayın irdelenmeden, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan eksik ve yetersiz inceleme ile sonuca gidildiğini, davanın adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasına dönüştüğünden icra takiplerinin ilama bağlı alacağa dönüştüğünü ve alacağın bir bütün haline geldiğini, adi ortaklık ilişkisinde bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin davanın ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini kapsaması karşısında mahkeme kararında belirtilen gerekçeleri hukuken anlamanın mümkün olmadığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin kararların kesinleşmemiş olması...
anda borçlu ortak tarafından temin edildiğini, geri kalanının ise işletme sürecinde ortaklık geliriyle elde edildiğini, tüm cihaz, donanım ve ekipmanlar üzerinde her bir ortağın pay ve hakkının %50 olmak üzere diğer ortakla eşit olduğunu, her bir ortağın ortaklığın hak ve yükümlülüklerinde, malvarlığının paylaşımında, kar ve zararda %50 oranında paylaşım esasını benimsediğini, davalı ortaklar arasında ....ATM ... esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, davanın açılması ile adi ortaklığın feshi sürecine girdiğini, ortaklardan birinin alacaklısı adi ortaklığın tasfiye ve kar payına haciz koyması halinde de adi ortaklığın tasfiyesi gerektiğini, icra takip dosyasında adi ortaklığın tasfiye ve kar payına haciz konulduğunu, buna rağmen yönetim ve temsil yetkisine sahip ... ...Ltd.Şti.'...
K A R A R Davacı, 1996 yılında davalı oğluna kendisine ait arıları birlikte işletmek ve karını paylaşmak kaydı ile verdiğini, ancak davalının kardan payını vermediği gibi arılarıda anlaşmaları doğrultusunda iade etmediğini ileri sürerek, aralarındaki adi ortaklığın feshi ile 60 adet arının aynen iadesine, olmaz ise bedellerinden 2000,00 YTL nın ve 1996 tarihinden itibaren kazançtan payına düşen 3100,00 YTL nın faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı zamanaşımı def'inde bulunarak davanın reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece davacının arıları ortak işletmek üzere 1991 ve 1992 yıllarında davalıya verdiği, dava tarihi itibarıyla 14 yıla yakın bir zaman geçtiği, alacağın zamanaşımına uğradığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, adi ortaklığın feshi ve alacak davasıdır....
e verilmesine, adi ortaklığın zarar ettiği tespit edilmekle birlikte ilk hükümde zarar talebinin reddine karar verilip bu yönüyle temyiz edilmediğinden davacı şirketin zarara ilişkin talebinin reddine, adi ortaklığın kâr payına teminat olarak davalıya verilen 300.000,00 TL bedelli senedin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, davacı şirket adına davacı ... ile davalının yaptığı 08.12.2019 ve 13.01.2010 tarihli protokollerin geçersiz olduğunun tespitine, davacı şirket ile davalının adi ortaklığın tasfiyesi nedeniyle birbirlerinden alacak ve borçlarının kalmadığının tespitine karar verilmiştir. Hükmün davalı tarafından adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlıklar yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 2023/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay (3)....