ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21.HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/352 KARAR NO : 2023/86 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 23/12/2020 NUMARASI : 2020/238 ESAS 2020/699 KARAR DAVA KONUSU : Limited Şirket Ortaklığından Çıkarma KARAR : Taraflar arasındaki limited şirket ortaklığından çıkarma istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Mahkeme kararındaki nitelendirmeye göre, dava; adi ortaklıktan kaynaklanan hisse iptali ve tazminat istemine ilişkin olup, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda karar verilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 20.01.2017 tarih ve 1 sayılı kararı ile aynen kabul edilen ve 27.01.2017 günü Resmi Gazetede yayımlanarak 01.02.2017 tarihinde yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca bu davanın temyiz incelemesi Yargıtay 3.Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Hâl böyle olunca, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Kanun'un 21. maddesi ile değişik 60/3. maddesi gereğince dosyanın Yargıtay 3.Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 02.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Noterliğinden 16.07.2014 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile, Yönetim Kurulunun 07.07.2014 tarihli ve 276 sayılı kararı ile davacıyı ortaklıktan çıkardığını bildirdiğini, davalının eyleminin usul ve yasa ile kooperatif ana sözleşmesine aykırı olduğunu ileri sürerek yönetim kurulunun davacı hakkında verdiği 07.07.2014 tarihli ve 276 sayılı ortaklıktan çıkarma kararının iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının Kooperatif Ana Sözleşmesinin 10. maddesinin 6. fıkrasında yer alan ve ortaklık şartı olarak öngörülen nitelik ile şartları sağlamayarak kuruluş amacına uygun olarak kurulmuş olan OSB'deki katılımcı vasıflarını kaybettiğinden ana sözleşmenin 14/1 maddesi gereğince ortaklıktan çıkarıldığını, bu durumun kendisine ana sözleşme hükümlerine uygun olarak noter kanalıyla tebliğ edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Taraflar arası uyuşmazlık her ne kadar yukarıda belirtildiği şekilde oluşmuş ise de uyuşmazlığın esası yönünden değerlendirmeye geçmeden evvel dava şartları yönünden dosyanın değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla bu kapsamda yapılan inceleme neticesinde takip konusu alacağın adi ortaklık ile olan ticari ilişkiden kaynaklandığı, adi ortaklık borçlarından ötürü adi ortakların arasında 3. kişilere karşı mecburi dava arkadaşlığın bulunduğu (Yargıtay kapatılan 15. HD'nin 2019/2305 esas ve 2020/404 karar sayılı içtihat), buradan hareketle ortaklıktan olan alacağın tüm ortaklardan talep edilmesi gerektiği yani adi ortaklık alacağından kaynaklı icra takibinde tüm ortakların borçlu olarak gösterilmesi gerektiği (İzmir BAM 14....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle BK.126-4 maddesine göre adi ortaklıktan kaynaklanan uyuşmazlıkların ilgili 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 12.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklıktan 1998-2000 yılları arasında doğan gelir bulunduğu, fazlasını saklı tutmanın zamanaşımını kesmeyeceği kabul edilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacının, Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/382 Esas, 2007/ 566 Karar sayılı dava dosyasında, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağını istediği ve fazlaya ilişkin haklarını da saklı tuttuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de, adi ortaklığa yönelik maddi olguların sübut bulması ve iç ortaklığın sona ermesi nedeniyle aktif ortağın şirketi tasfiye etmesinin zorunlu olmadığının gerektiği kabul edilmiş ve bu hukuki neden altında hüküm kurulmuştur. Kural olarak Borçlar Kanunu'nun 535/7. maddesine göre, fesihte, ortaklık bu yönü tespit eden mahkeme kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren fesih edilmiş sayılır ve feshin hukuki hüküm ve neticeleri bu tarihten itibaren başlar....
"İçtihat Metni" Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün ONANMASINA ilişkin olarak daireden verilen 04.10.2012 gün ve 2012/1776-6716 E.K. sayılı ilamın karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava adi ortaklık kâr payının davacıya isabet eden tutarının davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davacının adi ortaklığın tasfiyesini istemediği bu durumda davanın usulen dinlenemeyeceği gerekçesiyle red kararı verilmiş ve dairemizce karar onanmıştır. Adi ortaklığa ilişkin yasal düzenleme BK'nun 530 ve devam eden maddelerinde yer almaktadır. Ortaklığın yazılı şekilde kurulması gerekmediği gibi tasfiye için ayrıca açıkca tasfiye isteminde bulunulması koşulu da yer almamaktadır. Davada adi ortaklıktan kaynaklanan kazanç payı istendiğine göre istemin bu şekli itibariyle taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesininde istendiğinin kabulü gerekir....
-K A R A R- Davacı vekili, davalı kooperatif yönetim kurulu tarafından, müvekkiline hiçbir ihtar ve bildirim yapılmadan, davacı hakkında kooperatif anasözleşmesinin ortaklık şartlarını belirten 10 ncu maddesinin 3, 5 ve 6. fıkralarında düzenlenen ortaklık şartlarını taşımadığı gerekçesiyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmiş olduğunu, sözkonusu çıkarma kararının hukuka aykırı bulunduğunu ileri sürerek, 08.06.2006 tarih ve 5 nolu ortaklıktan çıkarma kararının iptali ile ortaklığın devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın, yönetim kurulu üyelerine açılmasının doğru olmadığını, davacının, tahditli plaka uygulamasına geçiş sürecinde kooperatifle ilişiğini kestiğini ve aynı bölgede faaliyet gösteren başka bir kooperatife ortak olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir....
Davacıya tahsis edilen konutun kooperatif borcu nedeniyle satılmış olması halinde de davalı kooperatifin ortağı olan ve hakkındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen davacının aidat ödeme yükümlülüğü devam eder. Davacının, davalı kooperatif aleyhine tazminat veya konut tahsisi istemiyle dava açması aidat ödeme yükümlülüğüne engel olmadığı gibi kooperatifin aidat istemesi ve aidat borcunu ödemeyen ortağa ihtarname keşide etmesi için de anılan davanın sonucunun beklenmesine gerek bulunmadığından mahkemece bu gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır....
Genel kurula itiraz edildiği takdirde, yönetim kurulunun çıkarma kararı aleyhine itiraz davası açılamaz. İtiraz üzerine genel kurulca verilecek karara karşı itiraz davası hakkı saklıdır. Üç aylık süre içinde, genel kurula veya mahkemeye başvurmak suretiyle itiraz edilmeyen çıkarılma kararları kesinleşir. Haklarındaki çıkarma kararı kesinleşmeyen ortakların yerine yeni ortak alınamaz. Bu kişilerin ortaklık hak ve yükümlülükleri, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam eder. Madde metninden anlaşıldığı üzere, yönetim kurulunun çıkarma kararı verebilmesi için genel kurul tarafından yetkilendirilmiş olması gerekir ve davamızda bu yönde bir yetki kararı sunulmamıştır. Ortaklıktan çıkarma sebeplerine ilişkin anasözleşmede çıkarma nedenlerinin yazı olması gerekirken ana sözleşme de sunulmamıştır....