HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesindeki dava adi ortaklığın feshi,tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı tarafça ,adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş olup,yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi ibraz edilmemiştir.Mahkeme kararında da bahsedildiği üzere, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik koşulu olmayıp,ispat yönünden önemlidir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağına ilişkin olmakla, davalıların malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir. Buna göre, dava konusu edilmeyen hususlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, somut olayda HMK 389. maddedeki uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığına ilişkin tedbir talebi yönünden yasal koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemenin ihtiyati tedbirin reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....
Dava;adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasında dosya kapsamında da yer alan 19/01/2012 ‘’adi ortaklık taşıma sözleşmesi’’ başlıklı sözleşme ile, ‘’Polystrene ürünlerin taşınması ve yanında Türkiye sınırları içinde her türlü polystrene ürün taşınmasına ilişkin damperli, rotary valflı, ekipmanlı dorselerle adi ortaklığa ait çekicilerle nakledilmesi '' işine ilişkin olarak adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu sabittir....
Bu nedenle, adi ortaklığın taraf olduğu davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Para borçlarında, adi ortaklardan her biri borcun tamamından sorumlu tutulabileceğinden ortaklardan birine karşı adi ortaklığın borcundan dolayı takip yapılabilir, dava açılabilir ise de, dava adi ortaklığa karşı yöneltilmiş olup bu durumda adi ortaklığı oluşturan her iki şirkete ayrı ayrı dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkilinin sağlanması gerekmektedir. Dava dilekçesi adi ortaklık için belirlenen adrese tebliğ edildikten sonra davalı .... vekili olarak cevap dilekçesi sunan vekil, cevap dilekçesi ekinde adi ortaklık ile davalı ... şirketi adına düzenlenmiş vekaletnamelerini de sunmuş, ikinci cevap dilekçesini ise adi ortaklık adına hazırlayarak mahkemeye vermiştir....
Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davanın açılış tarihi (25.06.2009) itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın, bu kanunun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....
Türk Hukuk sisteminde adi ortaklığa tüzel kişilik tanınmamış olup, adi ortaklık, ticari işlerle uğraşan bir ... olmakla birlikte, bir ticaret ortaklığı değildir. Zira, adi ortaklık, ticaret ortaklıklarını düzenleyen Türk Ticaret Kanunu’nda değil, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiştir. Adi ortaklığın unsurlarından olan katılma payının çeşidini ve kapsamını belirlemede ortaklar serbest olup, katılma payına kısaca sermaye denir. Adi ortaklıkta, tüzel kişiliğe sahip olan ticaret ortaklıklarında olduğu gibi bir “ortaklık malvarlığı” yoktur. Katılım payı unsuruna ilişkin düzenlemenin yer aldığı TBK'nın 621. maddesinin 1. fıkrasına göre her ortak, para, alacak veya başka bir mal ya da emek olarak, ortaklığa bir katılım payı koymakla yükümlü olup, anılan Kanun’un 638. maddesinin 1. fıkrasına göre de ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur....
Davacı davalı ile yaptıkları adi ortaklık gereği alınan işin malzeme ve işçiliğinin adi ortaklık tarafından kendi firmasından satın alındığından bedelinin tahsilini talep etmiştir.Davalı,davacının adi ortaklıktan alacak talebinin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasında ileri sürülmesi gerektiğini savunmuştur.Tarafların belediyeden aldıkları ... için adi ortaklık yaptıkları dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Davacı adi ortaklıktan olan alacağını pilot ortak davalıdan talep etmiştir.Taraflar arasında davacı 2008/15435-2009/6275 tarafından açılan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin dava derdest olduğu anlaşıldığına göre davacının adi ortaklıktan olan alacağının tahsili için açtığı eldeki dava ile adi ortaklığın fesih ve tasfiye davası birbirleri ile bağlantılı davalar olup biri hakkında verilecek karar diğer davayı da etkiler nitelikte olduğundan her iki davanın birleştirilerek görülmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Noterliği'nin 14/10/2015 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 6.maddesinde "ortaklığı temsil ve ilzam etmeye, sulh ve ibraya ortaklardan her biri münferiden yetkilidir." yazıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi tarafından ,"... davacı borçlu vekilinin süresi içerisinde açmış olduğu iş bu davada senet düzenleme tarihi olan 22/10/2018 tarihinde adi ortaklığın borçlandırıcı işlemlerde çift imza ile temsil edildiğini beyanla takibin iptalini talep ettiği, davalı vekilinin sunmuş olduğu 14/10/2015 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 6....
İDDİA VE SAVUNMANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde T8 T7 arasında adi ortaklık kurularak Yıldız Teknik Üniversitesi'nin personel servisi işine başladığını, adi ortaklık verdiği hizmet nedeniyle Yıldız Teknik Üniversitesinden para alacakken 89/1 haciz ihbarnamesi ile alacağa haciz konulduğunu, adi ortaklığın ortaklarından birinin sadece kendini ilgilendiren borcu nedeniyle adi ortaklık alacağına haciz konulduğunu, İstanbul 30. İcra müdürlüğünün 2018/45225 esas sayılı dosyasında 3. Şahıs Yıldız Teknik Üniversitesine gönderilen 06/05/2019 tarihli 89/1 haciz ihbarnamesinin iptali ile Yıldız Teknik Üniversitesinden alacağı olan dosya borçlusu değil müvekkilinin de ortağı olduğu adi ortaklık olduğundan hacizlerin kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili davanın reddini istemiştir....
Bu durumda, ortaklardan ayrı katma değer vergisi mükellefi olan adi ortaklık adına yapılan tarhiyatların, vergi/ceza ihbarnamelerinin müteselsil sorumlu olan ortaklardan herhangi biri adına düzenlenmesi gerekirken adi ortaklık adına düzenlenmesinin 3065 sayılı Kanun'un 44. maddesine uygun düşmediği gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmiş ise de, söz konusu tarhiyatların nedenini oluşturan fiillerin adi ortaklık bünyesinde gerçekleştirildiği ve yukarıda yer verilen açıklamalar çerçevesinde fiili gerçekleştiren adi ortaklığın vergi ve cezalar açısından muhatap kabul edilmesinde yasal bir engel bulunmadığından, uyuşmazlığın esası incelenerek bir karar verilmesi gerektiğinden, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği oyu ile Daire kararına katılmıyorum....
Şti. arasında taşeronluk sözleşmesinin imzalandığını, yapılan kısmi ödemelerinin çeklere ilişkin olmadığını, iş bu çeklerin taşeron firmaya yapılan iş gereği verildiğini, çek bedellerinin ödenmemesinin kendilerinin sorumluluğunda olmadığını ileri sürerek davanın reddini davacı yanın %20 kötü niyet tazminatı ile sorumlu tutulmasını istemişlerdir.Mahkemece; davanın esas itibariyle adi ortalık alacağına ilişkin olduğu, adi ortaklığın çift imza ile temsili söz konusu olduğu, davanın davacı adi ortak tarafından diğer adi ortak ve işin yapımı nedeniyle adi ortaktan alacaklı çek lehtarı ... şirketine yöneltildiği, davanın adi ortaklık adına açılması zorunlu olduğu, ancak adi ortaklar arasında menfaat uyuşmazlığı bulunduğundan adi ortaklığın temsili için öncelikle kayyum atanması ve davanın adi ortaklık adına kayyum tarafından açılması gerektiği, belirtilen hususun yargılama aşamasında davacı yana kayyum atanması için süre verilmesi ve kayyumun davaya icazet vermesi suretiyle giderilebilecek bir...