Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece tüm delilleri toplanmadan ,eksik inceleme ile karar verildiği, dava konusu adi ortaklık sözleşmesinin ve müvekkiline adi ortaklık konusu yerle ilgili olarak tek başına tasarruf yetkisi verildiğine ilişkin beyan ettikleri noterlik belgesinin celp edilmediğini,dosyaya sonulan kira sözleşmelerinin dava konusu adi ortaklık için davalıya tahsis edilen son kata ilişkin olmayıp, 2. ve 3. katlara ait olduğu, mahkemece adi ortaklığa tahsis edilen yerin keşfen tesbiti ve tanıklarının da dinlenmesi gerekirken bunun yapılmadığı ,ayrıca davalı şirketin adi ortaklık sebebiyle beyan ettikleri dönemlere ilişkin tüm ticari defter ve kayıtlarının,banka hesaplarının incelenmesi gerekirken mahkemece bu hususta da inceleme yapılmadığı,gerekçenin yetersiz olduğu,davalı şirket adına adi ortaklık sözleşmesinin yetkili temsilci tarafından imzalandığını,şirket yetkilisinin dava tarihinden önce öldüğünün gerekçede yer almasının hatalı olduğu,zira şirket...

HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; ilk derece mahkemesindeki dava adi ortaklığın feshi,tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı tarafça ,adi ortaklık ilişkisi bulunduğu iddia edilmiş olup,yazılı bir adi ortaklık sözleşmesi ibraz edilmemiştir.Mahkeme kararında da bahsedildiği üzere, adi ortaklık sözleşmesinin yazılı yapılması geçerlilik koşulu olmayıp,ispat yönünden önemlidir. Dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ve ortaklık payı alacağına ilişkin olmakla, davalıların malvarlığı adi ortaklık konusunu teşkil etmemektedir. Buna göre, dava konusu edilmeyen hususlar üzerine ihtiyati tedbir konulamayacağından, somut olayda HMK 389. maddedeki uyuşmazlık konusu olmayan malvarlığına ilişkin tedbir talebi yönünden yasal koşullarının oluşmadığı gözetilerek, mahkemenin ihtiyati tedbirin reddi kararı usul ve hukuka uygun bulunmuştur....

Davacı-karşı davalı tarafından araç bedeli ve davalıya ödenen 4.250 TL talep edilmiş, karşı davada ise araçların tamir masrafları ve sözleşmenin feshi nedeniyle cezai şart talep edilmiş olup, bu durumda; tarafların karşılıklı talepleri adi ortaklığın tasfiyesinin mahkeme kararıyla tamamlanmasına yönelik kabul edilmeli ve inceleme bu yönde yapılmalıdır. ..... Adi ortaklık sözleşmesi geçerlilik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Niteliği gereği, adi ortaklıklar kişi ortaklıklarına dahildir, ortakların şahsı belirleyicidir. Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır....

    -TL tutarında ödeme yapıldığı sabit olup bu dolapların tasarım tescil belgesi ve marka hakkının sahibi olan davalı ... ödenen paranın ve bu işten temin edilen kârın yarısının kendisine verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasında bağıtlanan Adi Ortaklık Sözleşmesinde ortaklık konusu plastik eşya imalatı olarak bahsedilmiş olup, ... marka dolapların üretim ve satışının ortaklık sözleşmesi kapsamında bulunmadığı taraflar arasında çekişmesizdir. Davalı ...'ın isteği ve rızası doğrultusunda davacı şirket ile dava dışı ... AŞ. Arasında ticari ilişki yürütülmüştür. Davalı ... Adi Ortaklık Sözleşmesinin ... A.Ş.'nin istediği teminat mektubunun temini amacıyla imzalandığını iddia etmiş isede, bu iddiasını somut delillerle kanıtlayamamıştır. Adi Ortaklık Sözleşmesinin 4.maddesinde sermaye ve malzeme temininin taraflarca yarı yarıya sağlanacağı kararlaştırılmış ise de, bunların davacı şirket tarafından sağlandığı , davalı ...'ın bu konuda bir katkısının bulunmadığı anlaşılmaktadır....

      Hukuk Dairesinin 17.11.2012 tarihli ve 2011/4911 E., 2012/364 K. sayılı ilamıyla; karşı davada ileri sürülen hususlar ve taleplerin esasında adi ortaklığın feshi istemini içerdiği, bu durumda karşı dava yönünden adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi gerektiğinden bahisle, karar bozulmuştur. B. İkinci Bozma Kararı 1. Bozmaya uyan mahkemece; asıl davanın kabulüne, karşı davanın kısmen kabulü ile adi ortaklık sözleşmesinin feshedildiğinin tespiti ile ortaklığın tasfiyesine, davalı/karşı davacının tasfiye payı alacağı olarak belirlenen 7.400 TL’nin 09.08.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacı/karşı davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine dair verilen karara karşı, taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur. 2. Dairece verilen 06.07.2017 tarihli ve 2016/240 E., 2017/11254 K. sayılı ilamla; bozma gereklerinin tam olarak yerine getirilmediğinden bahisle, karar bozulmuştur. C....

        Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır. Ortaklar öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulmakta ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulmuşlardır. Somut olayda dosyadaki belge ve bilgilerden adi ortaklığın devamının imkansız hale geldiği, ortaklığın devamında tarafların bir menfaatinin kalmadığı, taraflar arasındaki iç ilişkide güven unsurunun ortadan kalktığı anlaşıldığından, bu durumda adi ortaklığın feshine karar verilmesi gerekir. Davacı adi ortaklık nedeniyle 3. kişi tarafından ödenen hakedişlerden hissesine düşen payı talep etmektedir. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip çözüme kavuşturulmalıdır....

          Davalı ... ise, davacı ve diğer davalının eski kiracıları olduğunu, tarafına açılan davada hukuki menfaatin bulunmadığını, davacının muvazaa iddiasını kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne, davanın ... yönünden reddine, davalı ... yönünden kısmen kabulüne, 42.599,00TL 'nin davalı ...' dan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapılan ve bu ortaklık ilişkisine konu olan lokantada kullanılan demirbaş eşyaları ile ortaklığa konu lokantaya yapılan zorunlu ve faydalı masrafların davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda; taraflar arasında “......” adıyla faaliyette olan lokantanın işletilmesine ilişkin olarak adi ortaklık ilişkisi kurulduğu ve bu ortaklığa ilişkin olarak da 01.03.1988 tarihli noterde düzenlenmiş ortaklık sözleşmesinin akdedildiği tarafların kabulündedir....

            İşletme adına yapılan işlemlerden zarar doğması halinde sorumluluğun işlemi yapan yönetici ortağa ait olacağı da kararlaştırılmış olmasına rağmen sözleşme gereği ortakların tamamının onayı alınmadan taahhütler verilip banka kredileri temin edilmiş, SGK, vergi ve işçi tazminatları, hatta piyasaya ve ortaklara borçların söz konusudur. Adi ortaklık işlemlerinde beklenilen fayda temin edilemediği ve müvekkile kar payı/ kira vesaire gibi herhangi bir isim altında hiçbir ödeme yapılmadığı gibi idarecilerin yapmış olduğu şirketi zararlandırıcı işlemler nedeniyle şirket borca batmış, dolayısıyla müvekkile altından kalkılamayacak borçlar yüklenilmiştir. Sözleşmenin üzerinden 7 yıl geçmiş olmasına rağmen şirket müvekkile işlerin gidişatıyla ilgili hesap vermemekte, kar payı ödememekte, görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği gibi borçlandırıcı işlemleri nedeniyle ortaklık sözleşmesinin D maddesinin 6.fıkrası doğrultusunda ......

              Davacının dava dilekçesinde fesih ve tasfiyesini talep ettiği ortaklığın taraflar arasında kurulduğu iddia olunan adi ortaklık olduğu, davada adi ortaklık sözleşmesinin feshi ile bu ortaklığa ilişkin sermaye payının istenmesi, talebinin bulunduğu, adi ortaklığa ilişkin fesih ve tasfiye usulünün 6101 sayılı TBK Yürürlülük Kanunu m. 1'e göre TBK’nun 642 ve devamı hükümlerinin uygulanmasını gerektirdiği belirlenmiştir. Somut olayda davacının talebi dava dilekçesinden adi ortaklığın feshine ilişkin olduğu belirlenmiştir....

                Mahkemece, kar payı istenen dönemde ve öncesinde ortaklığın zarar ettiği, sulh hukuk mahkemesince taşınmazdaki ortaklığın giderilmesine karar verildiği, davacının davalıya 55.000 Euro para verdiğini ispat edemediği, adi ortaklığın tasfiye edilecek mal varlığının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddinekarar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı eldeki davada, davalı ile yarı yarıya ortak oldukları taşınmaz üzerinde kurulu bulunan tavuk kümeslerini davalı ile birlikte adi ortaklık şeklinde işlettiklerini, ancak davalının ortaklık ilişkisine uygun olmayan davranışlarda bulunduğunu savunarak ortaklığın fesih ve 2012/14998-24255 tasfiyesi ile kar payının tahsilini istemiş, davalı ise adi ortaklık ilişkisini inkar etmemiş ve ancak ortaklığın kar elde etmediğini savunmuştur. Taraflar arasında adi ortaklığın kurulduğu tarafların beyanlarıyla anlaşılmış olup, esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir....

                  UYAP Entegrasyonu