Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun 1/2 hissesinin bulunduğu taşınmazlar üzerine de haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Haciz uygulanan taşınmaz hisselerin ise adi ortaklık adına değil, borçlu şirketin adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konulan taşınmazların adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde haczin taşınmazlar yönünden borçluya ait 1/2 hissesi üzerine konulduğu anlaşılmış olup, haciz konulan taşınmazlar adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından mahkemece şikayetin taşınmazlar yönünden reddi gerekirken yazılı şekilde tümden kabulü isabetsizdir....

    Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Somut olayda davacı taraf, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu ve bunun sözlü sözleşmeye dayandığını iddia ettiğine göre iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosya kapsamından davacının iddialarını ispat için, dava dilekçesi ekinde davacıya ait banka hesap dökümlerini, davacı tarafından davalının ortağı olduğu beyan edilen Aymina İnş.Turz. San. Tic. A.Ş. adına düzenlenen mal satışına ilişkin fatura ile cari hesap ekstresini ibraz ettiği görülmüştür. Sunulan belgelerde davacı ile davalı arasında adi ortaklık bulunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Yine mahkemece taraflara ait banka kayıtları celp edilmiş olup banka kayıtlarında da taraflar arasında adi ortaklık bulunduğuna dair herhangi bir ödeme bilgisi bulunmamaktadır....

    Dava dilekçesindeki açıklamalar, davalının cevabı ve tüm dosya kapsamından davacı ... ile davalı ... arasındaki adi ortaklığa sadece 5590 adet derinin işlenmesi ve satılması ile sınırlı olarak kurulmuş olup, yarı mamül hale getirilmiş olmakla birlikte ortaklığın sona erdiği de anlaşılmaktadır. Dairemizin hükmüne uyulan 31.01.2018 tarihli bozma ilamında uyuşmazlığın 07.01.2014 tarihli sözleşme ve adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereğine işaret edilmiştir. Davacı adi ortak ... ve kefil olarak senedi imzalayan ...’ın senet nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespitini isteyebilmesi için üstlendikleri yükümlülüklerin tamamını ifa etmeleri zorunlu olmayıp kısmen ifa halinde dahi ifa edilen kısımla ilgili menfi tespit isteminde bulunulabileceği gibi az yukarıda da açıklandığı üzere adi ortaklık sona erdiğinden 6098 sayılı BK’nın 644. ve devamındaki adi ortaklık ve tasfiye hükümlerine göre sözleşme de dikkate alınarak tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir....

      Türk Borçlar Kanununun 620. maddesinde "Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir." hükmüne yer verilmiştir. Adi ortaklık TBK'nın 620 ve devam eden maddelerinde düzenlenmiştir. Somut olayda taraflar tacir olmadığından, adi ortaklık da TTK'da düzenlenmediğinden, malvarlığı haklarına ilişkin olan davanın genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Tarafların beyanları ve dosya kapsamından taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi sonlandırıldığına göre davacı-birleşen dosya davalısı şirketin adi ortaklık sözleşmesi gereği yaptığı teminat mektubu avans ödemeleri ve diğer masraflar ve bunların dışındaki katkı payları ile varsa davalı-birleşen dava davacısı adi ortak şirketin, adi ortaklık ilişkisine para, emek ve hizmet suretiyle yaptığı katkıların karşılığı belirlenip davalının adi ortaklık nedeniyle elde ettiği kazanç miktarı da tespit edildikten sonra yanlar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi ile Türk Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerine göre Mahkemece adi ortaklık tasfiye edilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun karar verilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 643. maddesi gereğince zararın da ortaklar arasında paylaştırılması gerektiği gözönünde tutularak davanın sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile tasfiye işlemi yapılmaksızın sadece...

          İlk derece mahkemesi dosyasındaki dava; yukarıda anlatıldığı üzere davacı ile davalılardan T6 arasında düzenlendiği iddia olunan adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, bu adi ortaklık sözleşmesinin davacının da kabulünde olduğu ancak davacı tarafından adi ortaklık sözleşmesinin hayata geçirilmediğinin iddia edildiği ve davalı savunmasında bahsi geçen adi ortaklık sözleşmesinin taraflar arasında geçerli bir şekilde kurulduğunun ve ifa edildiğinin tespiti halinde davaya konu bağımsız bölümün adi ortaklık sözleşmesine konu edilen yani adi ortaklığın sahibi olduğu bağımsız bölümlerden olacağı ve taraflar arasındaki davaya konu uyuşmazlığın adi ortaklık sözleşmesi hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden ve nitekim Ankara BAM 24. Hukuk Dairesi'nin de 09/06/2020 tarihli, 2020/128 Esas-2020/441 Karar sayılı kararı ile taraflar arasında aynı nedenle görülmekte olan Ankara 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/364 Esas sayılı dosyası ile Ankara 21....

          Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda;Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir,adi ortaklık sözleşmesinin inkarı halinde yazılı belge ile kanıtlanması gerekmektedir. Somut olayda davacı ... ile davalı ... arasında akdedilen 28/08/2013 tarihli adi ortaklık sözleşmesiyle, ... Şti'nin belirli bir şantiyesi tarafından yapılan bir taşınmaz için adi ortaklığın kurulduğu, adi ortaklık sözleşmesinde sadece davacı ... ve davalı ...'nun imzasının olduğu, sözleşmenin ... ve ...'ı bağladığı, diğer davalılar ...'nun ve ... Ltd Şti'nin adi ortaklık sözleşmesinde imzalarının bulunmadığı ve davacı ile adi ortaklık sözleşmesi akdetmediklerini sözleşmenin kendilerini bağlamadığını savundukları, davacı tarafından da ... Tic Ltd Şti ve ...'...

            .. ile davacılar arasındaki adi ortaklığın konu ve faaliyetinin ise ... olduğunu, fabrikanın işletilmesinin ve kazancın bu şirket üzerinden elde edildiğini, adi ortaklık sözleşmesi gereğince ...’nin %49 nun davacılara, %51 nin ise davalılara ait olduğunu, ortaya çıkan anlaşmazlıklar ve güven ilişkisinin bozulmasından dolayı adi ortaklığın tasfiyesini istemek durumunda kaldıklarını belirterek, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin tespitine ve kabulüne, adi ortaklık konusu şirkete tedbiren kayyum atanmasına, davacıların hissesine düşen hisse bedelinin ödenmemesi halinde adi ortaklık temeli ve sebebi olan ....’nin feshine ve tasfiyesine, şirketin kuruluşundan itibaren davanın karara çıkan tarihe kadar kârdan şimdilik 100.000,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

              Bu tanımlardan adi şirketin –ortaklığın- unsurları; kişi, sözleşme, katılım payı, amaç, affectio societatis (müşterek gayeye ulaşmak için birlikte çalışmak unsuru) şeklinde belirtilebilir (Barlas, Nami, Adi Ortaklık Temeline Dayalı Sözleşme İlişkileri, ..., 1998 s.13). Kişi Unsuru: Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişidir. Kanunun lafzından da anlaşıldığı üzere adi ortaklık ilişkisinin kurulabilmesi için, iki ya da daha fazla gerçek veya tüzel kişinin bir araya gelmesi gerekmektedir. Eldeki davada iki gerçek kişi ve bir tüzel kişinin bir araya geldiği gözetilerek, adi şirketin varlığı için aranan kişi unsurunun, uyuşmazlık konusu olayda bulunduğu kabul edilmelidir Sözleşme Unsuru: Borçlar Kanunu'nun ilgili maddesinde adi ortaklık tanımlanırken, "şirket bir akittir ki..." denilmektedir. Görüldüğü gibi, kanun koyucu öncelikle adi şirket ilişkisinin akdi bir ilişki olduğunu kabul etmiştir....

                Mahkememizce görev yönünden yapılan değerlendirmede; adi ortaklık sözleşmesinin tarafları gerçek şahıs olup, bu şahısların kurdukları adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmaması, yapılan işin iş bu adi ortaklık yönünden ve taraflar yönünden niteliği, tarafların tacir olmaması ve ticari işletme olarak bir adi ortaklık kurulmamış olması nedeniyle nispi ticari dava söz konusu olmadığı gibi, dava konusu uyuşmazlığın ticaret kanununda düzenlenmediği adi ortaklık ilişkisinin 6098 sayılı TBK'nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, daha çok şahısların şahsi emekleri ve malları ile ortak bir amaca erişmek üzere bir araya geldikleri sözleşme türü ve bu sözleşmeden kaynaklanan ilişki ve tasfiyenin TBK'da düzenlenmiş olduğu, böylece mutlak bir ticari davanın da söz konusu olmadığı mahkememizce benimsenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu