WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.” hükmünü taşımaktadır. Adi ortaklığın kuruluşu belirli bir şekle tabi tutulmamış olup, sözlü veya ispat kolaylığı bakımından yazılı sözleşme ile kurulabilmektedir. Somut olayda da taraflar arasında yazılı şekilde kurulmuş bir ortaklık ilişkisi bulunmamaktadır. 10- Her ne kadar adi ortaklık ilişkisi her hangi bir şekle bağlı değilse de, bu kural geçerlilik şekli bakımından söz konusu olup, ihtilaf çıktığında adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ispat yükü, adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklıkta yazılı sözleşme, geçerlilik koşulu değil, bir ispat aracıdır. 11- Bu doğrultuda, 200/1 hükmünün getirdiği ispat şeklinin sözleşmeler bakımından da uygulanması gerektiği kabul edilse dahi bu adi ortaklık sözleşmesi ile diğer sözleşmeler arasında bir ayırıma gidilmesi gerekmektedir....

    Mahkemece, taraflar arasındaki adi ortkaklıktan doğan ve sermaye payı olarak konulan taşınmaz nedeniyle payın tahsiline ilişkin davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ortaklığın murisin ölümü ile 25.1.2000 tarihinde fiilen sona erdiği, sona erme tarihinden dava tarihine kadar zamanaşımı 2011/20129-2012/15088 süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık ilişkinin kurulduğu benimsenmiş ve ancak zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemenin adi ortaklık ilişkisinin var olduğuna dair gerekçesi davalı tarafından temyiz edilmemek suretiyle kabul edilmiştir. Hal böyle olunca, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunludur. Adi ortaklık ilişkisinin varlığı kabul edildiği içinde olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının incelenmesi gerekir....

      fıkralarına göre; devam eden adi ortaklıklarda, verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan birinin katma değer vergisine muhatap tutulması gerektiği, olayda … hakkında düzenlenen vergi tekniği raporuna dayanılarak, davacı ile dava dışı … adına re’sen adi ortaklık mükellefiyeti tesis edildiği, bu doğrultuda re'sen tarh edilen vergilere ilişkin adi ortaklık adına ihbarname düzenlenerek, davacıya tebliğ edildiğinin görüldüğü, uyuşmazlıkta; ortaklardan biri adına diğeri müteselsil sorumlu olmak üzere ihbarname düzenlenerek tebliği gerekirken, adi ortaklık adına ihbarname düzenlenmesi nedeniyle, kamu alacağının usulüne uygun kesinleştiğinden bahsedilemeyeceğinden, davacı adına düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir....

        A.Ş. tarafından, ... ... ... projesi kapsamındaki taraflarına ödenmesi gereken hak edişler, davalı ile davadışı şirket arasındaki bir takım gizli görüşmeler neticesinde, davalı şirketin hesabına yatırıldığını, müvekkilinin adi ortaklık kapsamında diğer ortaktan alacağını talep etmekte olup, bu isteğin adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi anlamı taşıdığı açık olduğu için adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesini istemek zorunluluğunun hasıl olduğunu, ayrıca, adi ortaklık giderleri ve diğer tüm masrafların hesaplandıktan sonra kalan miktarın Müvekkilinin ve davalı arasında paylaştırılması gerektiğini, adi ortaklık sözleşmesi kapsamında yapılan ... ... ... projesi kapsamında, davalı taraf ile davadışı ... şirketlerinin kusurlu davranışları sebebiyle, taraflarınca birden fazla dava açılmış olup ayrıca davadışı ... firması tarafından da adi ortaklığa karşı dava açıldığını, bu sebeple, 26.10.2016 tarihli ortaklık sözleşmesinin haklı feshinin tespiti ile fazlaya dair hakların saklı kalmak kaydıyla...

          Mahkememizce görev yönünden yapılan değerlendirmede; adi ortaklık sözleşmesinin tarafları gerçek şahıs olup, bu şahısların kurdukları adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmaması, yapılan işin iş bu adi ortaklık yönünden ve taraflar yönünden niteliği, tarafların tacir olmaması ve ticari işletme olarak bir adi ortaklık kurulmamış olması nedeniyle nispi ticari dava söz konusu olmadığı gibi, dava konusu uyuşmazlığın ticaret kanununda düzenlenmediği adi ortaklık ilişkisinin 6098 sayılı TBK'nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, daha çok şahısların şahsi emekleri ve malları ile ortak bir amaca erişmek üzere bir araya geldikleri sözleşme türü ve bu sözleşmeden kaynaklanan ilişki ve tasfiyenin TBK'da düzenlenmiş olduğu, böylece mutlak bir ticari davanın da söz konusu olmadığı mahkememizce benimsenmiştir....

            Adi ortaklık sözleşmesi gereğince faaliyete başlanılacak tarihin 15/03/2019 olarak kararlaştırıldığı dikkate alındığında, adi ortaklğın faaliyet konusunun gerçekleşmediği, ... ile sözleşme ilişkisine girilmemek suretiyle imkansızlaştığı görülmektedir. Adi ortaklıkta konu ile kastedilen işletmenin konusudur. Yani amaca ulaşmak için yürütülen faaliyet olup, BKnun 639/b-1 uyarınca ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkansız duruma gelmesiyle adi şirketin sona erdiği, hükümde geçen imkansızlığın, adi ortaklık sözleşmesinin imzalanmasından sonra ortaya çıkan imkansızlık olup, adi ortaklığın kendiliğinden sona ereceği, taraflar arasındaki adi ortaklığın, konusu kapsamına giren işin gerçekleşmesinin imkansız hale geldiği an itibariyle tasfiyeye girdiği tespit edilmiş, yine davacı ile davalı ... San.ve Tic.A.Ş.imzalanan ancak diğer davalı ... İnş.... tarafından imzalanmamış protokol ile adi şirketin tasfiyesinin kararlaştırıldığı, her ne kadar ......

              Somut olayda; taraflar arasında Cezayir ülkesinde ve Cezayir ülkesi yasaları kapsamında 20/09/2011 tarihinde noterlikçe adi ortaklık sözleşmesinin düzenlendiği ve bu şekilde taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu dosya kapsamı ile sabittir. Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin yerleşik içtihatlarına göre ortaklık adına yapılan masrafların diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için, ortaklığın tasfiye edilmesine gerek yoktur. Bu talep, ancak taraflar arasındaki adi ortaklığın fiilen sona ermesi durumunda adi ortaklığın tasfiyesini de gerektirecektir. Dosya kapsamı itibariyle, taraflar arasındaki adi ortaklığın ihaleye konu işin (belirli bir iş) yapılması amacıyla kurulduğu, ancak taraflarca dava ve cevap dilekçeleri ve yargılama sürecinde adi ortaklık ilişkisinin sona erdiği yönünde iddia ve savunmada bulunulmadığı gibi üstlenilen işlerin tamamlanıp tamamlanmadığı ve taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin sona erdiğinin ispatlanamadığı anlaşılmıştır....

                Görüldüğü üzere, katma değer vergisi uygulaması bakımından, adi ortaklık, ortaklardan bağımsız işletme birimi olarak vergilendirilmekte, defter tutma, fatura bastırma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi yükümlülükleri ortaklardan ayrı yerine getirme zorunluluğunda bulunmaktadır. Katma değer vergisi uygulaması açısından, ortaklardan bağımsız işletme kabul edilen adi ortaklıklarda, mal alımı, mal teslimi ve hizmet ifası gibi edimler adi ortaklıkça yerine getirildiğinden, katma değer vergisi mükellefi de adi ortaklık olacak, beyannamelerin adi ortaklık adına düzenlenerek, yönetim yetkisine sahip ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle bağlı olunan vergi dairesine verilmesi üzerine de, ortaklık adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden de müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan her biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir....

                  Görüldüğü üzere, katma değer vergisi uygulaması bakımından, adi ortaklık, ortaklardan bağımsız işletme birimi olarak vergilendirilmekte, defter tutma, fatura bastırma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi yükümlülükleri ortaklardan ayrı yerine getirme zorunluluğunda bulunmaktadır. Katma değer vergisi uygulaması açısından, ortaklardan bağımsız işletme kabul edilen adi ortaklıklarda, mal alımı, mal teslimi ve hizmet ifası gibi edimler adi ortaklıkça yerine getirildiğinden, katma değer vergisi mükellefi de adi ortaklık olacak, beyannamelerin adi ortaklık adına düzenlenerek, yönetim yetkisine sahip ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle bağlı olunan vergi dairesine verilmesi üzerine de, ortaklık adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden de müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan her biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir....

                    Mahkememizce görev yönünden yapılan değerlendirmede; adi ortaklık sözleşmesinin tarafları gerçek şahıs olup, bu şahısların kurdukları adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmaması, yapılan işin iş bu adi ortaklık yönünden ve taraflar yönünden niteliği, tarafların tacir olmaması ve ticari işletme olarak bir adi ortaklık kurulmamış olması nedeniyle nispi ticari dava söz konusu olmadığı gibi, dava konusu uyuşmazlığın ticaret kanununda düzenlenmediği adi ortaklık ilişkisinin 6098 sayılı TBK'nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, daha çok şahısların şahsi emekleri ve malları ile ortak bir amaca erişmek üzere bir araya geldikleri sözleşme türü ve bu sözleşmeden kaynaklanan ilişki ve tasfiyenin TBK'da düzenlenmiş olduğu, böylece mutlak bir ticari davanın da söz konusu olmadığı mahkememizce benimsenmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu