Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar arasında adi ortaklık bulunmakta olup, davada, T4 usule uygun şekilde davalı olarak gösterilmemiştir. Taraf teşkili dava şartıdır. Davanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınması gerekir. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu durumda, adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Bu halde; davacıya, adi ortaklığı oluşturan tüm ortakları davalı olarak göstermesi için süre verilmeli, taraf teşkili sağlanarak yargılamaya devam edilmelidir. Tüzel kişiliği olmadığı halde, adi ortaklık adına davetiye çıkartılması, dosyada taraf teşkili sağlanamadan işin esasına girilerek adi ortaklık aleyhine hüküm kurulması hatalıdır....

Ancak sadece adi ortaklık veya ortak girişim denmiş ve kişi gösterilmemiş ise “Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır.Dosya içeriğine göre dava, davalı ... ile ... olarak adi ortaklığa yöneltilmiş, dava dilekçesi adi ortaklık adına tebliğ edilerek yargılama yapılmıştır. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu durumda, adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/5. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktadır....

    , adi ortaklık tarafından 18.11.2021 tarih ... nolu 164.071,24 TL tutarlı iade yansıtma faturası düzenlendiği, davacı şirket tarafından ......

      Görüldüğü üzere, katma değer vergisi uygulaması bakımından, adi ortaklık, ortaklardan bağımsız işletme birimi olarak vergilendirilmekte, defter tutma, fatura bastırma, belge düzenleme, muhafaza ve ibraz ödevleri ile beyanname verme ve vergi ödeme gibi yükümlülükleri ortaklardan ayrı yerine getirme zorunluluğunda bulunmaktadır. Katma değer vergisi uygulaması açısından, ortaklardan bağımsız işletme kabul edilen adi ortaklıklarda, mal alımı, mal teslimi ve hizmet ifası gibi edimler adi ortaklıkça yerine getirildiğinden, katma değer vergisi mükellefi de adi ortaklık olacak, beyannamelerin adi ortaklık adına düzenlenerek, yönetim yetkisine sahip ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle bağlı olunan vergi dairesine verilmesi üzerine de, ortaklık adına tarh ve tahakkuk eden vergilerin ödenmesinden de müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan her biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir....

        HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava; adi ortaklık ilişkisinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.Taraflar arasında yazılı bir sözleşme yapılmamıştır.Davacı, davalı ile aralarında bir adi ortaklık kurulduğunu iddia etmiş, davalı ise adi ortaklık iddiasını reddetmiştir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir....

        Mahkemece,taraflar arasında...Restaurant adlı işyerinin 25.12.1995 tarihinden itibaren işletilmesi hususunda % 50’şer hisseler oranında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğunu,davacı tarafça açıkca adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin istenmediğinden işyerinde daha önceden çalışan işçilere yapılan bir kısım tazminat ödemelerinin doğrudan diğer adi ortaktan istenmesinin mümkün olmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş ,hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ile davalı arasında adi ortaklık sözleşmesi olduğu ihtilafsızdır.Davacı eldeki davada ortaklığa konu işyerinde önceden çalışan işçilere yaptığı ödemelerden davalının hisesi oranında sorumlu olduğu iddiası ile eldeki davayı açmıştır..Davacının bu talebi adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebini de içermektedir.Hal böyle olunca adi ortaklık sözleşmesi gereği taraflar arasındaki ilişkinin B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesi gerekir....

          KARAR Davacı, davalılar ile inşaat yapmak üzere adi ortaklık yaptığı ve 30.000 TL para ödediğini,daha sonra davalılar ile anlaşmazlığa düşerek ortaklıktan ayrıldığını ancak ödediği paranın kendisine iade edilmediğini bildirerek ödediği 30.000 TL nin faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılardan ... ortaklık ilişkisini reddetmiş,diğer davalı kabul etmiş ancak ödemelerin şu an inşaatta olduğunu savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece adi ortaklık ilişkisi ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalılar ile inşaat yapmak üzere adi ortaklık yaparak 30.000 TL ödediği, bir süre sonra anlaşmazlığa düşerek ayrıldığını bildirerek ödediği bedelin tahsilini talep etmiştir. Davalı ... davacıdan para almadığını, adi ortaklık olmadığını savunmuş, diğer davalı ... ise üçünün adi ortaklık kurduklarını ancak yazılı sözleşme olmadığını, davacının 30.000 TL ödediğini, ...'...

            de hatalı olduğu, öncelikle taraflar arasında hukuken adi ortaklık ilişkisi olup adi ortaklığın da amacına ulaştığı, çünkü davacı mahkeme içi ikrarda bulunarak sözleşme konusu inşaat yapılıp bitirildiğini beyan ettiği, böylece Adi ortaklığın amacı olan inşaatın yapılıp bitmiş bulunduğunu kabul ettiği, yine mahkeme kararında ve davacının ikrarı ile sabittir ki adi ortaklık ilişkisi gereği ve amacı olan davacı 2 daire ve 1 dükkanı almadığı bunun için tapu tescil ve icbar davası açması gerektiği bu davayı açmadığı yani taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı açması gereken davanın bu dava olduğunu bildiği buna hukuki engel bulunmadığı fakat bunun yerine yargıya yanıltmak için gerçek dışı beyanda bulunarak davalının nakdi Borcu olmadığı halde adi ortaklık nedeniyle davalıya gönderilen havaleleri davalıdan nakdi borç alacağı gibi göstermeye çabalayarak dava açtığı mahkemede ikrar ederek taraflar arasında inşaat yapım ve taahüt sözleşmesinin yürürlükte olduğu, bundan dönmediklerini davacının...

              de hatalı olduğu, öncelikle taraflar arasında hukuken adi ortaklık ilişkisi olup adi ortaklığın da amacına ulaştığı, çünkü davacı mahkeme içi ikrarda bulunarak sözleşme konusu inşaat yapılıp bitirildiğini beyan ettiği, böylece Adi ortaklığın amacı olan inşaatın yapılıp bitmiş bulunduğunu kabul ettiği, yine mahkeme kararında ve davacının ikrarı ile sabittir ki adi ortaklık ilişkisi gereği ve amacı olan davacı 2 daire ve 1 dükkanı almadığı bunun için tapu tescil ve icbar davası açması gerektiği bu davayı açmadığı yani taraflar arasındaki sözleşmeye dayalı açması gereken davanın bu dava olduğunu bildiği buna hukuki engel bulunmadığı fakat bunun yerine yargıya yanıltmak için gerçek dışı beyanda bulunarak davalının nakdi Borcu olmadığı halde adi ortaklık nedeniyle davalıya gönderilen havaleleri davalıdan nakdi borç alacağı gibi göstermeye çabalayarak dava açtığı mahkemede ikrar ederek taraflar arasında inşaat yapım ve taahüt sözleşmesinin yürürlükte olduğu, bundan dönmediklerini davacının...

              , adi ortaklık sözleşmesinin TBK'da düzenlendiği ve davaya bakma görevinin mahkemesi görevi dışında kaldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu