Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Daire : DÖRDÜNCÜ DAİRE Karar Yılı : 1992 Karar No : 3647 Esas Yılı : 1990 Esas No : 1786 Karar Tarihi : 14/09/992 TÜZEL KİŞİLİĞİ BULUNMAYAN VE ORTAKLARIN SORUMLULUĞU MÜTESELSİL OLMAKTAN BAŞKA BİRİNCİ DERECEDE VE SINIRSIZ OLAN ADİ ORTAKLIK ADINA KESİLECEK VERGİ CEZALARININ ORTAKLAR ADINA TEBLİĞ EDİLEBİLECEĞİ VE ORTAKLARIN DA KENDİ ADLARINA DAVA KONUSU EDEBİLECEKLERİ HK.< Davacının ortağı bulunduğu adi ortaklık işlemleri nedeniyle düzenlenen tutanağa dayanılarak ortaklık adına usulsüzlük ve özel usulsüzlük ceza ları kesilmiştir....

    Davacı, davalı tarafından banka havalesi yoluyla gönderilen ödemeler dayanak gösterilerek aleyhine icra takibi yapıldığını, ancak bu ödemelerin davalıya vermiş olduğu borcun ödemesi olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı da taraflar arasında adi ortaklık mevcut olup takibe konu edilen havalelerin de ortaklığa yapılan ödemeler olduğunu savunmuştur. Mahkemece, havalenin mevcut borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal karine mevcut olduğu, bu yasal karinenin tersini ileri süren havalecinin iddiasını kanıtlaması gerektiği, davalının yasal deliller ile karinenin aksini ispatlayamadığından davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki davalı, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi mevcut olduğunu ileri sürmüş olup Mahkemece davalının bu savunması üzerinde durulup taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olup olmadığı hususu araştırılmamıştır....

      Adi ortaklık sözleşmesi iç ilişkide karşılıklı güvene ve iyiniyete dayanmaktadır. Ortaklar öteki sözleşmelerden tamamen farklı olarak, emeklerini ve sermayelerini ortak bir amaç için birleştirdiklerinden, aralarında sıkı bir işbirliği kurulmakta ve güvene dayanan bu işbirliği ilişkisi nedeniyle ortaklar birbirlerinin vekili gibi, ortaklık işlerinden dolayı özenle hareket etme, ortakları zarara uğratmamakla yükümlü tutulmuşlardır. Somut olayda dosyadaki belge ve bilgilerden adi ortaklığın devamının imkansız hale geldiği, ortaklığın devamında tarafların bir menfaatinin kalmadığı, taraflar arasındaki iç ilişkide güven unsurunun ortadan kalktığı anlaşıldığından, bu durumda adi ortaklığın feshine karar verilmesi gerekir. Davacı adi ortaklık nedeniyle 3. kişi tarafından ödenen hakedişlerden hissesine düşen payı talep etmektedir. Uyuşmazlık, bu bağlamda değerlendirilip çözüme kavuşturulmalıdır....

        Şubesi nezdinde yer alan adi ortaklık namına açılmış olan hesabın açıkça belirtildiğini, sözleşmenin 5. maddesinde ödemelerin proje kapsamında ...’ın iş sahibine yani kendi müşterisine hak edişlerden dolayı keseceği faturalar ve buna bağlı olarak alacağı bedellere oranlanarak adi ortaklığa yapılacağının belirtildiğini, aynı maddenin devamında da, davalı ...’ın proje kapsamında ödemelerini ...’dan aldığı anda adi ortaklığın da sözleşme’den doğan hizmet bedelinin vadesinin geleceğini ve ödemeyi hak edeceğinin belirtildiğini, bu doğrultuda, ...’ın ...’tan alacağı ödemeler nispetinde adi ortaklığa da sözleşme’den doğan hizmet bedelini ödemesi gerektiğini, sözleşme uyarınca adi ortaklığın hizmet bedelini hak etmiş olduğunu ancak davalının adi ortaklığın hak etmiş olduğu alacağını halen ödememiş olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin adi ortaklık hissesine tekabül eden alacağının tespit edilerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.200.000-USD alacağından şimdilik 10.000-USD’lik...

          Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun hissesinin bulunduğu araçlar üzerine haciz konulduğu, haciz uygulanan hissenin adi ortaklık adına değil, borçlu şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konan araçların adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde mahkemece, haciz konulan araçlar adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

            Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Takip dosyasının incelenmesinde; borçlunun hissesinin bulunduğu araç üzerine haciz konulduğu, haciz uygulanan hissenin adi ortaklık adına değil, borçlu şirket adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda haciz konan aracın adi ortaklık adına kayıtlı olduğundan bahsedilemez. O halde mahkemece haciz konulan araç adi ortaklık adına kayıtlı olmadığından şikayetin reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

              İDM KARARININ ÖZETİ : İlk Derece Mahkemesince verilen kararda özetle; davacı tarafça tüm tarafların ortağı olduğu adi ortaklığın haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesine yönelik olarak davalılar hakkında mahkememize dava açıldığı, davacı ve davalıların 28/02/2014 tarihli ortaklık sözleşmesi ile ''Funda Sargın ve Ortakları Adi Ortaklığı'' adı altında %33,3 eşit pay olarak adi şirket kurdukları, şirketin devamı esnasında adi şirket ortaklarının birbirlerine karşı güveni kalmadığından ve bu şartlar altında şirketin devamının mümkün olmadığı anlaşıldığından, TBK 639/7 maddesinde belirtilen haklı sebeblerin ve dolayısıyla adi ortaklığın fesih koşullarının oluştuğu ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiği ,TBK' nin 644....

              Sayılı davasındaki kararın kesin hüküm oluşturduğunu, vergi denetim raporunun sadece vergisel işleme ilişkin bulunduğunu, davacı ile adi ortaklık oluşturup birlikte ... yaptıklarını ve işin neticesinde belirlenen alacağı tahsil ettiklerini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, İzmir 3....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/18 Esas KARAR NO :2022/332 DAVA:Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan Talepler DAVA TARİHİ:07/01/2022 KARAR TARİHİ:21/04/2022 Mahkememizde görülmekte olan adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda; DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil şirket arasında ... 31. Noterliğinin 16/01/2017 tarih ve ... yevmiye numaralı Adi Ortaklık Sözleşmesi uyarınca ve taraflar arasındaki ortaklık çerçevesinde müvekkil şirkette payı ve yöneticilik sıfatı kalmayan ...'nin adi ortaklıktaki imza ve yetkisinin iptaline, adi ortaklık ortaklarından müvekkil şirketin ...'den boşalan temsilcisinin yine müvekkil şirket yetkilisi ... olarak belirlenmesine ve tescil ve ilanına, davalının adi ortaklık sözleşmesi çerçevesindeki yükümlülüklerinden yerine getirmediği İstanbul İli, ... İlçesi, ......

                  Davacının iddia ve talebine göre, taraflar arasındaki temel ilişki adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, davacının haksız rekabetin önlenmesine ilişkin diğer talepleri ancak adi ortaklığın ispatı halinde tasfiye aşamasında dikkat alınacak hususlardır. Adi ortaklık sözleşmesi; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmeler olup, (TBK. 620/1 md.) bu sözleşme türü Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiştir. Bu nedenle, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin davalara bakma görevi de genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine aittir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır....

                    UYAP Entegrasyonu