VEKİLİ : DAVANIN KONUSU : ALACAK-ADİ ORTAKLIĞIN FESHİ VE TASFİYESİ İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN : TARAF VEKİLLERİ KARAR TARİHİ : 23/11/2022 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2022 Mahkemece verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/325 Esas 2017/95 Karar sayılı davası ile davacıdan satılan taşınmaz bedelinden payına düşen kısmın ödenmesi talebinde bulunduğunu, anılan davanın reddedildiğini ve istinaf aşamasında olduğunu, bu davanın adi ortaklığın tasfiyesi niteliğinde olmadığını, sermaye ve tasfiye yapının talep edilmediği gibi alacak iddiasının taşınmazı olan üçüncü kişi Dursun Tabak ve davacıya birlikte husumet yönetildiği anlın mahkeme kararın gerekçesinde belirtildiğini, yargılama aşamasında sabit olacağı üzere adi ortaklığın tasfiyesi sonucu davacının, davalıdan alacaklı olduğunun ortaya çıkacağını, ortaklık için ortaya koydukları sermaye, bankalardan alınan krediler, bu kredilerin ödenmesi, yapılan harcamalar, borç ödemeleri, piliç üretiminden elde edilen gelirler ve bu gelirlerin nerede kullanıldığı, yapılan harcamalar, mevcut ve halen ödemesi devam eden ortaklık borçlarının ortaya konulacağını, adi ortaklığın tasfiyesi ve alacağının tespiti ve tahsiline, karar verilmesini talep...
Dosyanın yapılan incelemesinde mahkemece davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile reddine karar verilmişse de dava dilekçesinin ekinde tarafların imzasını içeren adi ortaklık sözleşmesinin bulunduğu söz konusu yazılı sözleşmenin bertaraf edildiğine dair dosya içerisinde başkaca bir delilin bulunmadığı ve davalının söz konusu belgedeki imzaya ilişkin bir itirazının bulunmadığı anlaşılmakla mahkemece adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü gerekmektedir. Uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK.nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen adi ortaklığın tasfiyesi davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların ... ..........i'nin ....06.2011 tarih ve 11825 yevmiyeli sözleşmesi ile % 51 hissesinin davacı, % 49 hissesinin davalıya ait olacak şekilde adi ortaklık kurduklarını, adi ortaklık sözleşmesi ile davalı ..... Ltd.Şti.'nin işin başlangıcından bitimine kadar adi ortaklığı temsil ile yetkilendirildiğini, adi ortaklığın .... ..... Belediyesi ...... ........
Davacı adi ortaklığın tasfiyesi talebinde bulunduğuna göre ortaklık mal varlığının korunması açısından ihtiyati tedbir kararının verilmesi "yaklaşık ispat koşulu"nun yerine getirilmesine bağlıdır. Adi ortaklık ortak amacın kalmaması, ortaklardan birinin ölümü, kısıtlanması, iflası veya sözleşmede belirlenen sürenin dolması suretiyle kendiliğinden sona erebileceği gibi ortakların bu yöndeki iradeleri veya haklı nedenlere dayanan ortağın ortaklığın sona erdiğine karar verilmesi isteminin yerinde görülmesi suretiyle mahkeme kararı ile de sonlanabilir. Adi ortaklık, sona ermesiyle birlikte tasfiye aşamasına girer. Tasfiye, ortaklar arasın daki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik bir usuldür ve yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların katılımı ile yapılır....
nin adi ortaklık hükümlerine göre tasfiyesine, ... A.Ş.'...
Mahkemece;davacının TMK'nun 6.maddesi kapsamında öncelikle adi ortaklık sözleşmesi gereğince kararlaştırılan sermayeden hissesine düşen 10.000 TL'yi ortaklık sermayesi olarak davalıya ödediği iddiasını ispatlaması gerektiği, bu konuda davacının yazılı belge sunmadığı, davalının ise teklif edilen yemini usulüne uygun eda ettiği ve davacının bu nedenlerle davasını ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklığın tasfiyesi ve alacak istemlidir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....
Şti. tarafından, dava dışı taşınmaz mal sahipleriyle kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzalayarak kazanç elde etme müşterek saikiyle hareket etmek suretiyle akdettikleri sarih bir şekilde anlaşılan davaya konu 14.06.2021 tarihli adi ortaklık sözleşmenin, "kazanç, sermaye, kâr ile zarara iştirak unsurlarını" havi bir adi ortaklık sözleşmesi şeklinde geçerli olarak kurulduğu,adi ortaklık sözleşmesinin akdedildiği 14.06.2012 tarihi itibariyle imar işlemlerine devam hususunda "geçici objektif imkansızlık" bulunduğu, davacının edimini yerine getirmesinde davacıya atfı kabil bir kusur tespit olunamayacağı,adi ortaklık sözleşmesine konu taşınmaz üzerinde yapılmış inşaatta 12.02.2021 tarihli keşifte yapılan tespitler ve dosyadaki verilere göre adi ortaklık sözleşmesine göre davacı T1 %27’ye tekabül eden yaklaşık 1.500.000 (birmilyonbeşyüzbin)USD tutarındaki kar payı alacağının derdest dava vesilesiyle davacı tarafından 4.500.000 USD olarak güncellenmesini istediği nazara alındığında, davacının...
Şirketinin adi ortaklıktaki tasfiye payının BK'nun 534. maddesi gereğince haczedildiğini belirterek BK'nun 535/3 maddesi gereği davalılar arasındaki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile borclu ... Ltd. Şirketinin tasfiyesi sonundaki borcu yetecek tasfiye payının icra dosyasına yatırılmasına karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davacının tasfiye davacı açması için İİK'nun 121 maddesi gereği gereken yetkiyi almadığını, Adi Ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için mallarının haczinin mümkün olmadığını, konulan haczin usul ve yasaya uygun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
Ne var ki, mahkemece taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin sözlü anlaşma ile kurulduğu benimsenmiş ve ancak zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemenin adi ortaklık ilişkisinin kurulduğuna dair gerekçesi davalılar tarafından temyiz edilmeyerek benimsenmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunludur. Adi ortaklık ilişkisinin varlığı kabul edildiği için de olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının incelenmesi gerekir. Adi Ortaklığa konu olayın gerçekleşmesi durumunda ortaklığında fesih ve tasfiye edildiği söylenemez. Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye ediliş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir....