WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar, ortaklık adına yapılan masrafların diğer ortaktan tahsili isteminde bulunabilmek için, ortaklığın tasfiyesi gerekmese de; davaya konu adi ortaklığın ihaleye konu işin (belirli bir iş) yapılması amacıyla kurulduğu, işin tamamlanmasıyla birlikte ortaklık amacı elde edilerek ortaklığın sona erdiği, ortaklığın sona ermesinin zorunlu ve kaçınılmaz bir hukuki sonucu olarak da kendiliğinden tasfiye aşamasına girdiği anlaşılmaktadır. Eş söyleyişle, adi ortaklığın fiilen sona ermesinden sonra, ortaklardan birinin mahkemeye başvurarak, ortaklığın kendisi tarafından ödenen borçlarının diğer ortağa düşen kısmını talep etmesi, aynı zamanda ortaklığın tasfiyesi istemini de kapsamaktadır....

    İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle;dava dilekçesindeki iddialarını tekrarla taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunun, müvekkilinin adi ortaklık gereğince ifa etmesi gereken tüm edimleri ifa ettiğinin yaklaşık olarak değil aksine tam olarak ispat ettiğini belirterek ilk derece mahkemesinin ara kararının kaldırılarak rödavans sözleşmesinden kaynaklanan işletmecilik hakkının 3.şahıslara devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için ileride tasfiye memuru olarak değiştirilmek üzere tedbiren denetim kayyımı atanmasını istemiştir. İNCELEME VE GEREKÇE Talep, adi ortaklığın haklı nedenle feshi ve tasfiyesi istemli davada, davalı şirketin rödevans sözleşmesinden kaynaklı işletmecilik hakkının tedbiren 3. kişilere devir ve temlikinin önlenmesi ve adi ortaklığa tedbiren kayyım atanması istemine ilişkindir....

      ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/10/2020 NUMARASI : 2019/106 Esas - 2020/355 Karar DAVA KONUSU : Alacak (Adi Ortaklık Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Kayseri 4....

      iken ve ortaklar arasında tasfiye konusunda yapılmış bir anlaşma da bulunmuyorken "ortaklar arasındaki borçların fiilen tasfiye edildiği" sonucuna varılmış olmasının çelişkili olduğu,bağımsız bölüm paylaşımının ortaklar arasındaki borçların tasfiyesi ile hiçbir ilgisi olmadığını,böyle bir tasfiyenin ancak ortaklar arasında bu konuda imzalanmış bir tasfiye sözleşmesi ile yapılmasının mümkün olduğunu,böyle bir sözleşme olmadığı müddetçe, salt bağımsız bölüm paylaşımını adi ortaklığın tasfiyesi olarak kabul etmek tamamen dayanaksız ve keyfi bir değerlendirme olduğunu, karara esas alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere adi ortaklık hesaplarına göre ortakların birbirlerine karşı borçları bulunduğunu,ortaklar arasında imzalanmış olan adi ortaklık sözleşmesinin 16 ncı maddesinde tasfiyenin, ortaklık malvarlığının tamamen paraya çevrilmesi ve ortakların birbirlerine karşı olan tüm yükümlülüklerini yerine getirilmesi ile gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığını,bu halde ortakların birbirlerine...

        Bankası’nın, Adi ortaklık ile imzalanan sözleşmeyi feshettiği, bu nedenle adi ortaklığın kuruluş amacının ortadan kalkmış olduğu, davacı tarafın pilot ortağa, adi ortaklığın tasfiyesi için ihtarname gönderdiği, lakin bir sonuç alamadığı, Türk Borçlar Kanununun 639 ve 644. maddeleri göz önünde bulundurulduğunda, davacı tarafın tasfiye işleminin Mahkeme tarafından çözüme kavuşturulmasını talep etme hakkına sahip olduğu, Adi ortaklığın tasfiyesinin Mahkeme eliyle çözüme bağlanmasında bir sakınca bulunmadığı görüşü bildirilmiştir. Dava, "adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi" davasıdır....

          Adi Ortaklığı adıyla 24.10.2014 tarihinde Konya ...Noterliği'nin 24.10.2014 tarih ve ...yevmiye numaralı Adi Ortaklık Sözleşmesi ile ortaklık kurulduğu, sözleşmenin 5. Maddesi ile ortaklığın süresinin 24/10/2014 tarihinden başlamak üzere 5 yıl olarak belirlendiği, sözleşmenin 13. Maddesine göre adi ortaklığın münferiden davalı ... tarafından temsil edileceğinin kabul edildiği, tarafların bir araya gelerek 07/06/2018 tarihli "Adi Ortaklığın Tasfiyesi Sözleşmesi" başlıklı sözleşme ile adi ortaklığı feshettiklerine ilişkin sözleşme yaptıkları, akabinde 10/06/2018 tarihli "Adi Ortaklığın Tasfiyesi Sözleşmesi" başlıklı sözleşme ile yeni bir sözleşme yaptıkları ve sözleşmenin 7....

            Somut olayda davacı vekili, müvekkili ile davalıların mutabakata vararak işletme açmak üzere anlaşıldığını, müvekkilinin ortak olmasına rağmen işletmenin sadece davalı ... adına açılarak her türlü iş ve işlemlerin bu kişi adına düzenlendiğini, müvekkilinin ortak olmasına rağmen işyerinden uzaklaştırılarak ortaklığına haksız şekilde son verildiğini ileri sürerek, adi ortaklığın varlığı ile ortak durumunun tespiti ile ortaklık katkı payı ve menfi zararların tahsili istenmektedir. Davacının adi ortaklık ilişkisinin ve bu ortaklığın ortaklık olduğu iddiası davalılarca kabul edilmemektedir. Eldeki davada mahkemece 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı TBK'nun 620. ve devamı maddelerinde adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalıdır. Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerinin ve mallarının ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşme dışı (TBK.620/1) adi ortaklık TBK'nun 620.maddesinde düzenlenmiştir. Davacı tacir değildir....

              KARAR Davacı, davalı ile 2005 yılında aralarında yapmış oldukları sözlü anlaşma gereğince ortak alınan araçlar ile nakliye işi yaparak elde edilecek kârı bölüşmek üzere adi ortaklık kurduklarını, ortaklık sermayesinin büyük bir kısmının tarafından konulduğunu, buna karşın adi ortaklığa ait araçların işletilmesi ve ortaklık işlerinin mutad yönetiminin davalıya bırakıldığını, ne var ki davalının elde edilen kazançtan payına düşen kısmı çeşitli bahanelerle ödemediğini, davalının sahte giderler göstermek suretiyle adi ortaklık kazancını gizlediğini ve kazancı zimmetinde bulundurduğunu ileri sürerek fazla hakları saklı kalmak üzere adi ortaklık kârından hissesine düşen 8.000.TL miktarın dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....

                Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu, 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, davanın açılış tarihi (25.06.2009) itibariyle 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükte bulunduğundan dolayı uyuşmazlığın, bu kanunun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

                  Yargıtay ilamına istinaden adi ortaklığın tasfiyesi prosedürünün uygulanmasına ilişkin takdirin mahkemeye ait olduğu" rapor edilmiştir. 08/03/2019 tarihinde hesap bilirkişi Çiğdem Karayel'den aldırılan bilirkişi raporunda özetle; "Adi ortaklık tasfiyesi hükümleri çerçevesinde davacının alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin hesaplamanın, adi ortaklığın tasfiyesinin hangi tarihte yapıldığının belirlenebilir ve sonuçta adi ortaklığın tasfiyesi neticesinde mümkün olabileceği değerlendirmesi ile bu aşama da davacının alacağının bulunup bulunmadığına ilişkin hesaplama yapılamayacağı" rapor edilmiştir. 11/05/2020 tarihinde hesap bilirkişi Çiğdem Karayel'den aldırılan bilirkişi EK raporunda özetle; "Adi Ortaklık Sözleşmesi bulunmadığı, tarafların hisse oranlarının belirlenemediği ve davacının çalışmasına son verilmesinin ortaklık tasfiye prosedürü uyarınca yapılmadığı, bu sebeple kök rapor sonucundan farklı bir sonuca varılamadığı; ancak Sayın Mahkeme tarafından davacının talebinin adi ortaklık...

                    UYAP Entegrasyonu