Davacılar, ortak işletilen büfelerin geliri ile elde edilen gayrimenkul ve menkul malların tespiti ile tasfiyesi istemiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı ... davayı kabul etmiş, diğer davalılarda reddini savunmuşlardır.HUMK.nun 76. maddesi uyarınca Davada maddi olguların açıklanması 2010/17703 2011/6947 taraflara, ileri sürülen maddi olguların hukuki nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerinin tespit edilmesi ise ... ait bir görevdir. Davadaki ileri sürülüşe göre, davacılar tarafından varlığı iddia edilen sözleşme, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, adi ortaklığın tasfiyesi istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 1.6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 620 nci maddesinin birinci fıkrasına göre; adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. 2. Adi ortaklık sözleşmelerinde "şekil serbestisi" ilkesi uygulanmakta olup, ortaklık ilişkisinin sözlü olarak da kurulabilmesi mümkündür. Adi ortaklık sözleşmesinde şekil, ispat açısından önem arz etmektedir. 3. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ncı maddesinin birinci fıkrasına göre; ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Taraflar arasında ortaklık ilişkisinin varlığına dair ihtilaf çıktığında, ispat yükü, ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. 4....
Mahkemece; Davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının kar payının tahsili talebinin feragat nedeni ile reddine, davalı ile davacıların murisi ... ... arasında kurulan adi şirketin tasfiyesine, davalının krokili raporda belirtilen yere müdahalesinin men’ine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacılar eldeki dava ile murisleri ile davalı arasında adi ortaklık bulunduğunu ancak murislerinin ölümü ile ortaklığın sona erdiğini belirterek, ortaklığın tasfiyesi ile davalının murise ait taşınmaza müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir. 2011/178081-2012/815 Mahkemece, B.K 535 madde 2. fıkra uyarınca “ortaklardan birinin ölümü ile kurulan adi şirketin son bulduğu” kanaatine varıldığı belirtilerek bu yönden adi şirketin...
Mahkemece, taraflar arasındaki tasfiyesi istenen 13 Mayıs 2012 tarihli harici adi ortaklık sözleşmesinin davacı ve davalı Lütfi arasında düzenlendiği, sözleşmede diğer davalının taraf olmadığının belirlendiği, temyiz sonrası celbedilen Anadolu 24....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : SÖZLEŞMENİN FESHİ -KARAR- Dava, adi ortaklık sözleşmesinin feshi ve malların tasfiyesi isteğine ilişkindir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 13.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 03.03.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece taraflar arasında 15.05.2008 tarihinde adi ortaklık sözleşmesinin yapıldığı ve davacının 60.000.00 TL ortakılk sermayesi koyarak bunu davalıya verdiği ancak ortaklık zarar ettiğinden kafenin kapatıldığı sabit görüldüğünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Taraflar arasında 15.05.2008 tarihli protokol ile adi ortaklık kurulduğu sabittir.Bu protokole göre ... internet cafe...adına kayıtlı olsa da işyerinin ... ve ...'a ait olduğu, bu ortaklıkta %75 ortaklık payı ...'ya % 25 ortaklık payı ...'...
Karar sayılı ilamı ile "...Davacılar eldeki davada, davalılar tarafından oluşturulan adi ortaklığa verdikleri malzemeler karşılığında davalı ... tarafından keşide edilen çeklerin bedelinin ödenmemesi nedeniyle, adi ortaklığın tasfiyesi ile, tasfiye sonunda davalı ...’ye ödenecek tasfiye bedelinden alacaklarının tahsilini istemişlerdir. Davalılar arasında 1.1.2005 tarihinde adi ortaklık oluşturularak vergi dairesine kaydedildiği, akabinde davalı ...’nin vergi dairesine hitaben verdiği dilekçe ile diğer davalıyla oluşturdukları adi ortaklıktan 21.10.2006 tarihi itibariyle ayrıldığını ve hisselerini davalı ...’a devrettiğini bildirdiği ve bu dilekçesinde ortaklık dönemine ilişkin haklarını saklı tutmadığı anlaşılmaktadır. Hemen belirtmek gerekirki; adi ortaklığı oluşturan ortaklar arasındaki hissenin diğer ortağa devrine dair bu müracat ortakların kendi aralarındaki iç ilişkilerine ait olup, sadece kendi aralarında sonuç doğurucu mahiyettedir....
Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Taraflar tasfiye konusunda anlaşmadığı takdirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece TBK’nın 642 vd. madde hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir....
Hukuk Dairesinin 06.11.2012 günlü ve 2012/2256 E. 7638 K. sayılı ilamı ile; (...Davanın adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olmayıp, adi ortaklık sözleşmesinin cezai şarta ilişkin hükmüne dayalı olduğu kuşkusuzdur. Talebin değerlendirilebilmesi için adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine gerek bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan olgular dikkate alınarak, mahkemece sözleşmeye aykırılığa dayalı cezai şart isteminin değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret kararı verilmesi doğru olmamış, davacının temyiz itirazının kabulüne karar vermek gerekmiştir...) Gerekçesiyle bozulmuştur.Hükmüne uyulan bozma ilamı sonrasında, davacı vekili 20.03.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile istemini 50.000 TL ye yükseltmiş, mahkemece ıslahen artırılan miktar esas alınarak 50.000 TL cezai şart alacağının tahsiline karar verilmiş, davalının temyiz talebi üzerine Dairemizin 17.03.2014 günlü ve 2013/19865 E. 2014/4077 K. sayılı ilamı ile hüküm onanmıştır....
nun 29/01/2012 tarihinde vefat etmesi ile, Türk Borçlar Kanunu'nun 639/2 maddesi gereğince, ortaklık kendiliğinden son bulacağı için, artık tasfiye aşamasına geçilmesi gerekecektir... ...Somut olayda, mahkemece, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinin varlığının kabul edilmesine rağmen; sadece, dava konusu taşınmazların tapusunun iptali ile yetinilmiş, ortaklığa dahil diğer malvarlıkları, alacak ve borçlar dikkate alınmamış, tasfiye işlemi yapılmamıştır....