Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine, malvarlığı bulunmadığından tasfiye memuru atanmasına yer olmadığına , 10.000.00.- TL nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu uyuşmazlık, taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisinden kaynaklanmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanununda "Adi şirket" ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununda "Adi ortaklık sözleşmesi" başlıkları altında yapılan tanımlarda adi ortaklık, "iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir" şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklık sözleşmesi geçerlik şekli olarak herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca adi ortaklık ilişkisinde, bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin dava, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....

    tespitine, adi ortaklık ilişkisinde davalıya sermaye payı olarak fazla ödendiği tespit edilen 57.071,23 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak şirket adına ödeme yapan davacı ...'...

      Noterliği'nin 23/03/2015 gün ve ... yevmiye numaralı işlemi ile davacı şirket ile davalı şirket arasında adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiğini, aynı noterliğin 24/07/2018 gün ve ... yevmiye numaralı işlemi ile de önceki adi ortaklık sözleşmesinin süresinin uzatıldığını, adi ortaklığın müşterek temsilcilerinin davalılardan ... ve ... ile davacılardan ... olduğunu, ... ve ... ile ...'nın adi ortaklığın tarafı olmadıklarını, ... ve ...'...

        Bu haliyle davacı şirket ile davalı şirket arasında akdedilen 29/08/2019 tarihli adi ortaklık sözleşmesi kapsamında tarafların alacak ve borç durumunun tespiti açısından adi ortaklığın tasfiyesinin gerektiği, benzer olayda Yargıtay 3....

          Matbaacılık” firmasının davalının babası dava dışı ... ... adına kayıtlı olup, SSK kayıtları, ticari defterler ve faturaların da bu kişi adına kayıtlı olduğu, davacı ve davalının, ... ...’in yanında çalıştığının, SSK işyeri dönem bordrosu ile belgelendiği gerekçeleriyle adi ortaklığın fiilen kurulup faaliyete geçmediği kabul edilerek, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile matbaacılık üzerine adi ortaklık kurduklarını belirterek, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile kar payının ödetilmesini istemiş, davalı ise taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi düzenlenmişse de, ortaklığın fiili olarak faaliyete geçmediğini, bu nedenle davacının kendisinden herhangi bir talepte bulunamayacağını savunmuştur. Taraflar arasında, noter huzurunda 27.1.2003 tarihli adi ortaklık sözleşmesi düzenlendiği uyuşmazlık konusu olmayıp, sözleşmede, “... Cad. ... ......

            Adi ortaklığın sona ermesinin en önemli sonuçlarından biri ortaklığın tasfiye aşamasına girmesidir. Zira; sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle birlikte, adi ortaklık hemen ortadan kalkmaz; sadece sona erme sebeplerinin varlığı ortaklık bünyesinde bir takım değişikler meydana getirerek, ortaklığın tasfiye aşamasına girmesine neden olur. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiyenin tamamlanması ile ortadan kalkar. Bu bağlamda tasfiye; ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülür, borçlar ödenir, sermaye değerleri ortaklara iade edilir ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılır. Ortaklar tasfiyeyi istememiş olsalar bile, ortaklık sona ermekle kendiliğinden tasfiye aşamasına girer....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Asıl dava adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, birleşen dava ise menfi tespit istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Yerel Mahkemece yapılan yargılama neticesinde asıl davanın kabulü ile taraflar arasındaki Angel Kuaför adlı adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesine, adi ortaklık içerisinde mevcut olan demirbaşların davcıya özgülenmek suretiyle 16.710,00- TL olarak belirlenen tasfiye payı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen Çorum 1....

              Ancak, Türk Borçlar Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra bu fiil ve işlemlere ilişkin olarak gerçekleşecek temerrüt, sona erme ve tasfiye, Türk Borçlar Kanunu hükümlerine tabidir.” hükmünü içermekte olup; -----tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerini dikkate alınmak suretiyle, 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin taraflar arasındaki adi ortaklığa uygulanması gerekecektir. Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nın 639. maddesinin 7. bendinde ise, "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir.Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır....

                ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/215 KARAR NO: 2022/259 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili-Adi Ortaklığın Tasfiyesi) DAVA TARİHİ: 28/03/2022 KARAR TARİHİ: 29/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili-Adi Ortaklığın Tasfiyesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile ---- olduklarını--- ---- imzalandığını, müvekkilinin------ dosyası ile icra takibi başlatıldığını, --- haczedildiğini ve-------ortaklığın tasfiyesi için dava açıldığını, ------ kendisine ödenmesinin talep edildiğini, ortaklardan birinin tasfiye payının haczedilmesinin diğer ortak yönünden haklı neden oluşturduğunu, haklı nedenlerin bulunması halinde adi ortaklığın tasfiyesinin talep edilebileceğini, açılan tasfiye davasında adi ortaklığın tüm iş ve işlemlerine ilişkin muhasebe kayıtları ve defterlerin incelenerek ortağın tasfiye payı belirleneceğinden ortağın...

                  Davalının öteki temyiz itirazlarına gelince, hemen belirtmek gerekir ki, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 620. maddesinde, “Âdi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir” şeklinde düzenlenmiş olup, Âdi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, Âdi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda; taraflar arasında 28.08.2008 tarihinde bir adi ortaklık sözleşmesinin tanzim edildiğinde kuşku yoktur. Öyleyse, davadaki diğer istekler bakımından taraflar arasındaki ihtilafın adi ortaklık sözleşmesi ve tasfiyesi hükümleri çerçevesinde değerlendirilerek TBK'nin 620. ve devamı maddelerine göre çözüme kavuşturulması gerektiği açıktır....

                    UYAP Entegrasyonu