Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece,davanın kısmen kabulüne, 27.322,20 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi çerçevesinde yapılan ve bu ortaklık ilişkisine konu olan ... Restorasyonu inşaatı işinde kullanılan ve davacılara ait olduğu iddia edilen kereste bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar. Somut olayda;taraflar arasında ... Belediyesi, ......

    İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü: TALEP: Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında..... işi için 14/07/2011 tarihli Adi Ortaklık Sözleşmesi imzalandığını, adi ortaklık tarafından yapılan işin bedeli davalı şirketin pilot ortak olmasından 147.500,00 TL'yi davalı şirket hesabına ödendiğini, davalı şirket tarafından yapılan işlerden dolayı 54.660,00TL’lık kesintiler yapıldıktan sonra 46.560,00TL’nin davacıya ödenmesi gerektiğini, davalının ödemekten kaçınması üzerine ihtarname düzenleyerek alacağı talep ettiğini, davalının cevabi ihtarında proje müdürünün 07/2011-12/2016 tarihleri arasında ortaklığa hizmet vermesi nedeniyle proje müdürüne yapılan ödemelerin ortaklık gideri olduğunu ve talep edilen 46.500,00 TL için takas -mahsup talebinde bulunduğunu bildirdiğini, adi ortaklık sözleşmesinde herkesin kendi personelinden sorumlu olduğunun düzenlendiğini, davalı çalışanı olan proje müdürünün giderlerinin ortaklık gideri olmadığını...

      Ortaklığın sona ermesi başka bir şey, tasfiyenin yapılması ise başka bir olgu olup, tarafların birbirlerinden olan alacakları ancak ortaklığın tasfiyesi sonunda belirlenebilir, istenebilir hale gelebilir. Bu durumda dava konusu alacak adi ortaklık kapsamında yapılan bir işe ilişkin olmakla, bu alacağın adi ortaklığın mal varlığına dahil edildikten sonra taraflar arasındaki sözleşmeye uygun olarak tasfiyesi gerekir. Tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. BK.' nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.'...

        Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; "anahtar teknik personeli" sıfatıyla sahibi bulunduğu mimarlık ofisinde sigortalı olarak çalışan davalı ile "....Harem Yapıları Rölevesi" işi için açılan ihaleyi adi ortaklık kurarak aldıklarını, bu ortaklık hükümleri uyarınca davalıya toplam 700.000 TL ödeme yaptığını, taraflar arasındaki ortaklığa konu işin sona ermiş olması nedeniyle tasfiyesini istemek zorunluluğunun doğduğunu ileri sürerek; adi ortaklığın tasfiyesi ile tarafların alacak ve borçlarının tespitini talep etmiş; 01.04.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam 267.155,60 TL'nin dava tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir....

          Davacı taraf, ortalık ön sözleşmesi başlıklı belgeye dayanarak, bu sözleşme ile adi ortaklığın kurulduğu iddia edilerek adi ortaklığın tasfiyesi ile davacıların sermaye payı, kar ve katılım paylarının Mahkemece atanacak tasfiye memuru tarafından belirlenecek sair alacaklarının davalılardan tahsilini talep edilmiş , davalı tarafından ise; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulmadığını, adi ortaklığın kurulması için ön protokolün imzalandığını, ancak adi ortaklık sözleşmesinin /adi ortaklığın kurulmadığını, ayrıca davacılar tarafından ön sözleşmenin feshedilerek , adi ortaklığın kurulmayacağının belirtildiği bu nedenle olmayan ortaklığın tasfiyesinin de mümkün olmadığı belirterek davanın reddi savunulmuştur....

            Davalılar vekili cevap/karşı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını, yazılı adi ortaklık sözleşmesinin olmadığını, karşı davacı ...'...

              Kargo firmasından tahsil edilen paralarını tahsili istemişse de,davalı 26/03/2004 tarihli sözleşme ile taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğunu savunmuş,davacı da adi ortaklığa ilişkin ibraz edilen belgeye karşı çıkmamıştır. 2011/9219-18192 Bu durumda adi ortaklığın mahkemece tasfiyesi zorunludur.26.03.2004 tarihli sözleşme gereği taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu ve taraflar aralarında anlaşamadıklarına göre B.K nun 520 vd maddeleri gereğince tasfiyesini gerektirir. BK'nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı olan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır....

                Mahkemece; davacı ile davalıların murisi arasında yapılan 29.06.1989 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin 10 yıl süreli olduğu, bu sürenin 29.06.1999 tarihinde dolduğu, bu tarihten sonra ortaklığın uzatıldığına dair davacı tarafın herhangi bir kanıt ibraz edemediği, davacının ortaklık ile ilgili tüm talep ve dava haklarının bu tarihten sonra 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve zamanaşımı süresinin de dolduğu gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; adi ortaklıktan kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. (BK. m. 126/4) Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı alacağın muaccel olduğu tarihten başlar....

                  Adi ortaklığın sona erme sebeplerini düzenleyen TBK'nın 639 uncu maddesinin yedinci bendinde ise, "Haklı sebeplerin bulunması halinde, her zaman başkaca koşul aranmaksızın, fesih istemi üzerine mahkeme kararıyla" ortaklığın sona ereceği belirtilmiştir. Adi ortaklık sözleşmesinin haklı sebeple feshi için ortaklık süresinin önemi bulunmamaktadır. Haklı sebeple fesih hakkı; mutlak ortaksal bir hak olup, bu hakkın ortaklık sözleşmesiyle sınırlandırılması veya tamamen ortadan kaldırılması olanaksızdır. Gerçekten ortaklar arasındaki ilişkinin devam etmesini haklı göstermeyecek bazı durumlar ortaya çıkarsa, bu durumda ortakların ortaklığın feshini mahkemeden istemesi mümkündür. Hatta belirli süreli ortaklıklarda da sözleşmede belirtilen ortaklık süresinin bitmesinden önce haklı sebeple sözleşmenin feshi davası açmak olanaklıdır ( Şener, Oruç Hami, Adi Ortaklık, Ankara: Yetkin Yayıncılık, 2008, s. 482 )....

                  Noterliği’nde 24/02/2014 tarihli, 06237 yevmiye numaralı adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığını, yine tarafların İzmir 21....

                  UYAP Entegrasyonu