Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Müdürlüğünce ve iflas dairelerince ....Salonunda yapılan gayrimenkul satış ihalelerine ve araç ihalelerine girilip, hisseler oranında ortaklarca sermaye konularak gayrimenkul ve arsa alınması yasa koşullarında satışının yapılması için," BK.520.md.uyarınca adi ortaklık kurulduğu, davacının adi ortaklık adına alınan gayrimenkuller için ödenecek paraya ve masraflara hisse oranında katıldığı, sermaye koyma borcunu yerine getirdiği, adi ortaklık adına alınan taşınmazların bir kısmın ortaklık adına bir kısmının davalılar .... adına tescil edildiğini, satıldığında hisse oranında ortaklara dağıtıldığını, 2 yıl ortaklığın bu şekilde devam ettiğini, 2009 yılı Ağustos ayında ise davacıya ortaklık hissesi verilmeyeceği bildirildiğinden, ortaklığın bu şekilde devamı mümkün olmadığından; adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini, mallarının tespitini, davacının koyduğu sermaye, masraf ve kar payı için 1.000.000 TL'nin faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir....

    Sözkonusu adi ortaklık sözleşmesinin 5. maddesinde ortaklığın yönetiminin, 4. maddesinde ortaklar genel kurulu kararlarınının nasıl alınacağı hususunun düzenlendiği görülmüştür. Dosyaya adi yazılı şekilde düzenlenmiş ve 04.05.2010 tarihinde imzalandığı anlaşılan "Taşınmaz Satış Vaadi Ve Yönetim Sözleşmesi” ibraz edilmiştir. Bu sözleşmenin 2. maddesinde ... Sanayi ve Dış Ticaret A.Ş.” unvanlı adi ortaklık, konusuz kalması sebebiyle fesh edilmektedir” ifadesi yer almaktadır. Dava konusu adi ortaklık sözleşmesinin 4. maddesinde, ortaklık kararlarının en az 4 olumlu oy ile alınacağı kararlaştırılmıştır. Dolayısıyla, dava konusu ortaklığın herhangi 4 ortağının alacağı bir fesih kararıyla (şekle bağlı değildir) adi ortaklık sona erecektir. 04.05.2010 tarihli sözleşme dört ortak tarafından imzalandığından fesih kararı adi ortaklık sözleşmesinin 2....

      Somut olayda , gizli adi ortaklığın tarafı olduğu ileri sürülen davacı ile davalı T4'ın amca-yeğen oldukları anlaşılmaktadır.Adi ortaklık sözleşmesinin,yani adi ortaklığın kuruluşu için yasada şekil şartı öngörülmemiştir.Ancak , adi ortaklığın kurulduğunun ispatı yönünden 6100 Sayılı HMK. 200. maddesi gereğince bir hakkın doğumu, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrar ve itfa amacı ile yapılan hukuki işlemlerin yapıldıkları zamanki değeri itibariyle senetle ispat kuralı geçerli bulunmaktadır.Ne var ki somut olayda ,taraflar arasındaki hukuki ilişkinin akrabalık derecesi itibariyle tanıkla ispat kuralının istisnai bir kural olarak uygulanabileceği anlaşılmakla,mahkemece dinlenen taraf tanıklarının beyanlarının , adi ortaklığı teyit edici nitelikte ispatı yerine getirdikleri sonucuna varılmıştır.Böylece ,dinlenen tanık beyanlarının adi ortaklığın isbatına yeterli olduğu,iddia edilen şekilde adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu devam ettiği,adi ortaklığa sadece emeği ile...

      Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır." olarak tanımlanmış; 638.maddesinin son fıkrasında ise, "Ortaklar, birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, bir üçüncü kişiye karşı, ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan, aksi kararlaştırılmamışsa müteselsilen sorumlu olurlar." düzenlemesine yer verilmiştir. Katma değer vergisi uygulaması bakımından işletme bazında değerlendirilen adi ortaklıklarda mal teslimi ve hizmet ifası adi ortaklık tarafından yapıldığından katma değer vergisi mükellefi adi ortaklık olacak, katma değer vergisi beyannamesi ortaklık adına düzenlenecek, ortaklardan birisi tarafından imzalanmak suretiyle vergi dairesine verilecek, ancak verginin ödenmesinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ortaklardan herhangi biri tarhiyata muhatap tutulabilecektir. Adi ortaklıklar aynı zamanda Vergi Usul Kanunu'nda belirtilen bütün yükümlülükleri yerine getirmek zorundadırlar....

        Mahallesi ... ada ... parsel ... nolu bağımsız bölümü oluşturan taşınmazların ise, bu iki şirket adına 1/2 şer oranında paylı kayıt edildiği anlaşılmakla taşınmaza ilişkin haczin kaldırılması talebinin reddine karar verildiği görülmektedir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 638/1. maddesinde; "Ortaklık için edinilen veya ortaklığa devredilen şeyler, alacaklar ve ayni haklar, ortaklık sözleşmesi çerçevesinde elbirliği hâlinde bütün ortaklara ait olur" hükmü mevcuttur. Bu hükme göre adi ortaklık mallarının üzerinde, adi ortaklığı oluşturan gerçek ve tüzel kişilerin elbirliği ile mülkiyet hakları bulunmaktadır. Herhangi bir şeyin tamamının veya hissesinin üzerinde adi ortaklığın mülkiyetinin var olabilmesi için, bu şeyin adi ortaklık adına kayıtlı olması gerekmektedir. Somut olayda; borçlunun hissesinin bulunduğu araçlar üzerine de haciz konulduğu, haciz uygulanan hisselerin adi ortaklık adına değil, borçlu şirket ve ... İnş. Tic. Ltd. Şirketi adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır....

          TBK'nın 638. maddesi hükmünce ortaklar birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, üçüncü bir kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamış ise müteselsilen sorumlu olurlar. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi adi ortaklık olarak takip ve dava ehliyeti bulunmamaktadır. Takip ve davanın adi ortakların tamamı yada yönetim ve temsil yetkisini haiz ortak tarafından yapılıp açılması gerekmektedir.Somut olayda icra takibi ve dava adi ortaklık adına ... İnş. A.Ş. tarafından yapılmış ve açılmış ise de; ... İnş. A.Ş.'...

            Noterliği' nin 23.01.2014 tarih ve ... yevmiye nosunda kayıtlı Adi Ortaklık Sözleşmesi ile “... Tic A.Ş. ve ... Ltd Şti Adi Ortaklığı (Bundan sonra “Adi Ortaklık” olarak anılacaktır.) kurulduğunu, adi ortaklığın faaliyet konusunun 3.maddesinde yazılı olduğunu, ... kiracısı dava dışı ... A.Ş ile mahkemeden tasfiyesi talep olunan Adi Ortaklık arasında 09.04.2014 tarihli alt kira sözleşmesi akdedildiğini, adi ortaklığın kuruluş amacına uygun olarak otel içerisinde bulunan restoran alanının 10 yıl süreli olarak kiralandığını, kiralama akabinde adi ortaklık tarafından mecurda “... ” adı altında restoran işletilmeye başlandığını, adi ortaklık kira sözleşmesine uygun şekilde mecurda faaliyetini sürdürürken ve kira bedellerini düzenli olarak öderken, mecuru kiralayan ... tarafından Adi Ortaklık aleyhine ......

              Hukuk Genel Kurulunun 08.10.2003 tarih, 2003/12-574-564 sayılı kararında vurgulandığı üzere ortak girişim iki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişinin belli bir amaca ulaşmak için katkılarını birleştirdikleri bir ortaklık türü olup, bu ortaklığın tek başına tüzel kişiliği bulunmamaktadır. Dosya içeriğine göre dava, ... Temizlik İnş. Ltd. Şti.-MNA Ltd. Şti. Adi Ortaklık olarak adi ortaklığa yöneltilmiş, dava dilekçesi adi ortaklık adına tebliğ edilerek yargılama yapılmıştır. Adi ortaklığa karşı açılmış olan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Bu durumda, adi ortaklığı oluşturan tüzel kişilerin ayrı ayrı davalı olarak gösterilmesi ve taraf teşkilinin sağlanması gereklidir. Eldeki davada, davalı tarafın yanlış gösterilmesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124/5. maddesi uyarınca, kabul edilebilir bir yanılgıya dayanmaktadır....

                Dosyada bulunan tarihsiz “protokol” başlıklı belge adi ortaklık kurulmasına ilişkindir. Taraflar pijama ve gecelik diktirerek satımı konusunda adi ortaklık oluşturmuşlar, protokolün 2. ve 3. bentlerinde tarafların adi ortaklık kapsamında yapacakları işler kararlaştırılmış, ayrıca protokolün 5. maddesinde artan kâr olursa eşit şekilde paylaştırılacağı düzenlemesine yer verilmiştir. Davalı da cevabında aralarındaki ilişkinin adi ortaklık olduğunu savunmuştur. Bu durumda protokol içeriği davalının savunmasını doğrular nitelikte olduğundan, taraflar arasındaki ilişki adi ortaklık olup, uyuşmazlık da bu kapsamda değerlendirilip çözümleneceğinden, dosyanın temyiz incelemesini yapma görevi Dairemize ait olmayıp Yargıtay Yüksek 13. Hukuk Dairesine ait bulunduğundan, dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere anılan Yüksek Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın temyiz incelemesini yapmakla görevli Yargıtay Yüksek 13....

                  Ortaklık, taraflar arasında yapılan bir anlaşma veya mahkeme kararı olmadıkça tasfiye edilmiş sayılamaz. Bir başka deyişle, tarafların ortaklıktaki hak ve borçları hususunda taraflar arasında bir anlaşma olmadıkça veya bu husus mahkeme kararıyla belirlenip tasfiyeyle karar verilmedikçe adi ortaklığın devam ettiği kabul edilmelidir. Fesih ve tasfiye edilmeyen adi ortaklıkta da zamanaşımı süresi başlamaz. TBK.nun 147/4 maddesi gereğince; bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasında açılmış bulunan davalar hakkında beş yıllık zamanaşımı uygulanır. (BK. m. 126/4) Ayrıca, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, taraf ehliyeti de yoktur. Bu nedenle, adi ortaklığa ilişkin davalarda, adi ortaklığı oluşturan kişilerin taraf olarak hep birlikte hareket etmeleri gerekir. Adi ortaklığa karşı açılan dava, diğer ortakların tümüne karşı yöneltilmiş demektir. Başka bir anlatımla, aktif ve pasif taraf ehliyeti tüm ortaklara aittir....

                    UYAP Entegrasyonu