Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu şekilde, haczin adi ortaklığı oluşturan şirketlerin tasfiye payına göre değil, adi ortaklık sözleşmesinde belirtilen ortaklık payına göre konulduğu, iş ortaklığının tasfiyesinin de yapılmadığı bir aşamada haciz konulduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar yargılama sırasında iş ortaklığını oluşturan şirketlerden davacı Yıldız İnşaat Ltd....

Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ilişkisi mutlaka sözleşme temeline dayanır. Adi ortaklık sözleşmesi yazılı yapılabileceği gibi sözlü de yapılabilir. Ancak, ihtilaf çıktığında, adi ortaklık ilişkisinin varlığını ispat yükü iddia edene düşer. Somut olayda davacı taraf, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi olduğunu ve bunun sözlü sözleşmeye dayandığını iddia ettiğine göre iddiasını ispatla yükümlüdür. Dosya kapsamından davacının iddialarını ispat için, İş bankasının 1035979576 numaralı hesabının 2004-2010 yılları arasındaki hesap dökümünü, hak edişleri gösterir ... kayıtlarını sunduğu ve .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2007/521 E. sayılı dosyasında tanık olarak dinlenen ...yeminli beyanına dayandığı anlaşılmaktadır....

    Davacı vekili davalıların adi ortaklık kurduklarını ve kurulan adi ortaklığın müvekkilinin bayisi bulunduğunu, aradaki bayilik ilişkisi nedeniyle adi ortaklık adına imzalanıp müvekkiline verilen bonoların ödenmediğini iddia etmektedir. Uyuşmazlık dava konusu senetlerin adi ortaklığın adına imzalanıp imzalanmadığı noktasında toplanmaktadır. Davalılar arasında adi ortaklık bulunduğu ve bu ortaklık ile davacı arasında bayilik sözleşmesi imzalandığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi adi ortaklığın tüzel kişiliği yoktur. Adi ortaklığı, ortakların birlikte temsil etmeleri gerekir. Kural bu olmakla birlikte diğer ortaklar, ortaklardan birini idari müdür olarak temsilci sıfatıyla görevlendirebilir ve kendisine adi ortaklığı temsil konusunda vekalet yetkisi verebilir....

      K. sayılı ilamı ile "Tarafların beyanları ve dosya kapsamından taraflar arasındaki adi ortaklık ilişkisi sonlandırıldığına göre davacı-birleşen dosya davalısı şirketin adi ortaklık sözleşmesi gereği yaptığı teminat mektubu avans ödemeleri ve diğer masraflar ve bunların dışındaki katkı payları ile varsa davalı-birleşen dava davacısı adi ortak şirketin, adi ortaklık ilişkisine para, emek ve hizmet suretiyle yaptığı katkıların karşılığı belirlenip davalının adi ortaklık nedeniyle elde ettiği kazanç miktarı da tespit edildikten sonra yanlar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi ile Türk Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 620 ve devamı maddelerindeki düzenlemelerine göre Mahkemece adi ortaklık tasfiye edilerek asıl ve birleşen davada sonucuna uygun karar verilmesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 643. maddesi gereğince zararın da ortaklar arasında paylaştırılması gerektiği gözönünde tutularak davanın sonuçlandırılması gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile tasfiye işlemi...

        Mahkemece, taraflar arasındaki adi ortkaklıktan doğan ve sermaye payı olarak konulan taşınmaz nedeniyle payın tahsiline ilişkin davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, ortaklığın murisin ölümü ile 25.1.2000 tarihinde fiilen sona erdiği, sona erme tarihinden dava tarihine kadar zamanaşımı 2011/20129-2012/15088 süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık ilişkinin kurulduğu benimsenmiş ve ancak zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Mahkemenin adi ortaklık ilişkisinin var olduğuna dair gerekçesi davalı tarafından temyiz edilmemek suretiyle kabul edilmiştir. Hal böyle olunca, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğunun kabulü zorunludur. Adi ortaklık ilişkisinin varlığı kabul edildiği içinde olayda zamanaşımı süresinin dolup dolmadığının incelenmesi gerekir....

          Kişi Unsuru: Adi ortaklık bir kişi birliği olmakla, temel unsuru kişilerdir. Kanunun lafzından da anlaşıldığı üzere adi ortaklık ilişkisinin kurulabilmesi için, iki ya da daha fazla gerçek veya tüzelkişinin bir araya gelmesi gerekmektedir. Eldeki davada iki tüzelkişinin bir araya geldiği gözetilerek, adi ortaklığın varlığı için aranan kişi unsurunun, uyuşmazlık konusu olayda bulunduğu kabul edilmelidir.Sözleşme Bağı Unsuru: 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520. maddesinde adi ortaklık tanımlanırken, "şirket bir akittir ki..." denilmektedir. Görüldüğü gibi, kanun koyucu öncelikle adi ortaklık ilişkisinin akdi bir ilişki olduğunu kabul etmiştir. Bu akdi ilişkinin, tarafların açık veya örtülü iradeleri ile kurulması mümkündür. Böylece taraflar arasındaki sözleşme ile tüzel kişiliği olmayan bir kişi birliği oluşmaktadır.Adi ortaklık; bir yönüyle borç sözleşmesi olmasının yanı sıra, bir yönüyle de ortak bir gayenin yerine getirilmesini amaçlayan sosyal bir birliktir....

            Bir ortaklık, kanunla düzenlenmiş ortaklıkların ayırt edici niteliklerini taşımıyorsa, bu bölüm hükümlerine tabi adi ortaklık sayılır.” hükmünü taşımaktadır. Adi ortaklığın kuruluşu belirli bir şekle tabi tutulmamış olup, sözlü veya ispat kolaylığı bakımından yazılı sözleşme ile kurulabilmektedir. Somut olayda da taraflar arasında yazılı şekilde kurulmuş bir ortaklık ilişkisi bulunmamaktadır. 10- Her ne kadar adi ortaklık ilişkisi her hangi bir şekle bağlı değilse de, bu kural geçerlilik şekli bakımından söz konusu olup, ihtilaf çıktığında adi ortaklık sözleşmesinin varlığını ispat yükü, adi ortaklık ilişkisinin varlığını iddia edene düşer. Adi ortaklıkta yazılı sözleşme, geçerlilik koşulu değil, bir ispat aracıdır. 11- Bu doğrultuda, 200/1 hükmünün getirdiği ispat şeklinin sözleşmeler bakımından da uygulanması gerektiği kabul edilse dahi bu adi ortaklık sözleşmesi ile diğer sözleşmeler arasında bir ayırıma gidilmesi gerekmektedir....

              , adi ortaklık payının tespitini, davalı şirketler tarafından davacıya bugüne kadar ödenmeyen ortaklık payının tüm davalılardan müteselsilen tahsilini, bu talep mümkün olmadığı takdirde taraflar arasındaki adi ortaklığın tasfiyesi ile davalılar tarafından bugüne kadar elde edilen kazancın paylaşımının yapılarak davacı hissesine düşen tutarın davalılardan tahsilini talep etmektedir....

                Davalı ise taraflar arasında adi ortaklık kurulduğunu savunmuştur. Eldeki dosyada mahkemece verilen ile ilk karar olan 15/10/2020 tarih ve 2017/546 E - 2020/149 K Sayılı kararda mahkemece davalının arsa alımını gerçekleştiremediğini, her ne kadar davacı ile aralarında adi ortaklık ilişkisi bulunduğunu iddia etmiş ise de, bu iddiasını ispat edemediği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir Davalı ilk kararda adi ortaklık savunmasının reddine karar verilmesine rağmen bu kararı istinaf etmemiştir. Bu durumda taraflar arasında adi ortaklığın ispat edilemediğine ilişkin vakıa kesinleşmiştir. Buna göre mahkemece kaldırma kararında belirtilen şekilde inceleme yapılarak karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Kaldı ki davalı tarafça miktar yönünden istinaf itirazı ileri sürülmemiştir....

                Mahkememizce görev yönünden yapılan değerlendirmede; adi ortaklık sözleşmesinin tarafları gerçek şahıs olup, bu şahısların kurdukları adi ortaklığın tüzel kişiliğinin olmaması, yapılan işin iş bu adi ortaklık yönünden ve taraflar yönünden niteliği, tarafların tacir olmaması ve ticari işletme olarak bir adi ortaklık kurulmamış olması nedeniyle nispi ticari dava söz konusu olmadığı gibi, dava konusu uyuşmazlığın ticaret kanununda düzenlenmediği adi ortaklık ilişkisinin 6098 sayılı TBK'nın 620 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, daha çok şahısların şahsi emekleri ve malları ile ortak bir amaca erişmek üzere bir araya geldikleri sözleşme türü ve bu sözleşmeden kaynaklanan ilişki ve tasfiyenin TBK'da düzenlenmiş olduğu, böylece mutlak bir ticari davanın da söz konusu olmadığı mahkememizce benimsenmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu