Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu dosyada da ... adi ortaklık hissesine mahsuben alacak isteminde bulunmuş, ölümü üzerine dava mirasçıları tarafından sürdürülmüştür. ... ile ... arasındaki adi ortaklığın feshinin Didim Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/231 E. 1998/105 K. sayılı dosyasında dava konusu yapıldığı, mahkemece adi ortaklık sözleşmesinin feshine karar verildiği, bu kararın da temyiz edilmeksizin kesinleştiği belirlenmiştir. Adi ortaklık ilişkisinin sona erdirilmesine ilişkin Didim Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1996/231 E. 1998/105 K. sayılı dava dosyasında ... adi ortaklık payı hakkında istekte bulunmadığından bu dava açılmış ve dava dilekçesinde adi ortaklık hissesine mahsuben alacak isteminde bulunulduğu açık şekilde bildirilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi - K A R A R - Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 21.01.2013 tarih ve 2013/1 sayılı Kararı'nın dayanağı olan 2797 sayılı Yargıtay Yasası'nın 14. maddesini değiştiren 6110 sayılı Yasa'nın 8. maddesinde, daireler arası iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirmenin esas alınacağı öngörülmüştür. Mahkemenin nitelendirmesine göre, uyuşmazlık; taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, hükmün temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın, temyiz incelemesini yapmakla görevli Yüksek 3. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 13.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacı ortağın ortaklığın yaptığı işin tamamlandığı ve tüm hakedişlerin davalı tarafından tahsil edildiğini iddia etmek suretiyle adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ile ortaklıktan kaynaklanan kâr payı ve tüm alacaklarını talep ettiği dikkate alındığında, talebinin adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi niteliğinde olduğu değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümüne kavuşturulması gerekecektir. Buna göre, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerinin dikkate alınması ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 644. maddesinde; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, davalı - karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Hükmü temyiz eden davalı-karşı davacı vekili, asil, 17.06.2016 tarihli dilekçesi ile temyiz isteminden feragat ettiğini bildirmiştir. Bu nedenle temyiz dilekçesinin REDDİNE, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 13.07.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sırasında verilen ara kararının, davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davalılar vekilinin temyiz istemi, yerel mahkemenin 09.06.2016 tarihli duruşmada verdiği “davalı tarafın 10.05.2016 tarihli tedbir kararına vaki itirazının reddine” şeklindeki ara kararına yöneliktir. Ara kararı, davayı sona erdirmediği için temyiz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bu itibarla temyiz dilekçesinin REDDİNE, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Mahkemece verilen kararı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. 1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi yapılarak, adi ortaklığın faaliyete geçirildiği,davalının bir süre kar payi ödemesi yapmış ise de daha sonra kar payı ödemeyerek sözleşmeyi ihlal ettiği,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi şartlarının oluştuğu,mahkemenin taraflar arasındaki ilişki yönünden çelişkili nitelemeler yaptığı,ortada adi ortaklık ilişkisi bulunduğu,dava konusu restoranların %40 hisse satış ve devir bedellerinin incelenmemesi ve bu konuda karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğu,sözleşmenin geçerliliğinin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı,adi ortaklık ilişkisinin güven ve sadakat ilkelerine dayandığı,ortaklar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğu,oybirliği olmadan hisse devri yapılamayacağı, adi ortağın kar payının ödenmemesi, ortaklığa ait işletmeyi satması, kar payı ödememesinin haklı fesih sebepleri olduğu,adi ortaklıktaki kazanç...

            uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ,kar payı ödenmesi ,adi ortaklığa kayyım atanması talebine ilişkindir....

              Mahkemece, davacı tarafın adi ortalığa dış nakit katkı bedeli altında ödenen 7.000 TL'nın tahsili isteminin davacının aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine, davacının 4.813 TL'nın tahsiline ilişkin isteminin reddine, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteminin kabulü ile 27.174.16 TL'nın faizi ile davalıdan tahsiline, işletmenin davalıda kalması suretiyle adi ortaklığın tasfiyesine, tarafların diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı ve davalının ... Yapı adında inşaat malzemeleri alanında faaliyette bulunmak üzere adi ortalık oluşturdukları, tarafların her birinin işletmede %50 pay sahibi oldukları ve adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu husus mahkeme ve tarafların kabulündedir. Davacı davasında adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiş olup, taraflar daha önce tasfiye hususunda analaşmadıkları için tasfiyenin mahkemece bizzat yaptırılması gerekir....

                Medikal yargılama aşamasında, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ilgili olarak ... 2.Ticaret Mahkemesinin 2008/257 sayılı dosyasında dava açıldığını, eldeki davanın o dosya ile birleştirilmesini talep etmiştir. Eldeki davanın adi ortaklık sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile ilgili olarak da az yukarıda belirtilen davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davaların aynı sebepten doğması ve eldeki davadaki taleplerin açılmış bulunan fesih ve tasfiye davasında değerlendirilerek tasfiye kapsamında sonuçlandırılması gerekir. Hal böyle olunca her iki dava dosyasının birleştirilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi zorunludur. Mahkemece değinilen bu yön gözetilerek eldeki dava dosyası ile, ... 2.Ticaret Mahkemesinin 2008/257 Esas sayılı dava dosyasının birleştirilerek yargılama yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır....

                  Davalı vekili; taraflar arasındaki adi ortaklığın davacının davranışları nedeniyle çekilmez hale geldiğini, bu nedenle müvekkili tarafından davacı aleyhine Kandıra Asliye Hukuk Mahkemesinde adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle 2011/258 Esas sayılı davanın açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu