Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Öncelikle belirtmek gerekir ki bu tür adi ortaklıkların tüzel kişilikleri bulunmadığı için taraf ehliyetleri yoktur. O nedenle adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine yönelik davada tüm ortakların taraf sıfatıyla bulunmaları gerekir. Öte yandan gerek davalının diğer dava dışı ortak ile davacı aleyhine icra takibi yapması ve gerekse davacının eldeki bu davayı açması aynı zamanda adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteminide kapsamaktadır. Bu itibara dava dışı ortaklar olan ... ve ...’nin de bu davayı dahil edilmeleri gerekir. Mahkemece dava dışı ortaklar ... ve ...’nin de davaya dahil edilmeleri sağlanarak, davadaki ve icra takibindeki talebin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine yönelik olduğuda gözetilerek iddia ve savunmaya yönelik tüm deliller toplanarak ve ortak amacın gerçekleştirilmesinin artık olanaklı olmadığıda gözetilmek suretiyle BK 538 ve devamı maddeleri uyarınca işin esasına girilerek karar verilmelidir....

    Davalı, davanın reddini dilemiş; birleşen davası ile, taraflar arasındaki ortaklığı yargılama devam ederken aktedilen 9.9.2009 tarihli ‘Ortaklık Sonlandırma ve Paylaşım Sözleşmesi’ ile sona erdirdiklerini, ancak davacı-birleşen davalı tarafından sözleşme gereklerinin yerine getirilmediğini belirterek ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile sözleşmede belirlenen cezai şart gereğince şimdilik 10.000.TL’nin davacı-birleşen davalıdan tahsilini istemiş, bilahare ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteminden vazgeçtiğini bildirmiştir....

      in bazı yetkilerinin sürelerinin uzatıldığı bir Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi'nin imzalandığı anlaşılmıştır. Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur. Tasfiye memurunun 28/01/2019 tarihli dilekçesinin ekindeki tutanak,taraflar arasında niza bulunduğundan vergisel işlemlerin sonlandırılması hakkındadır.Taraflar arasında tasfiye konusunda niza bulunmaktadır.Vergisel işlemlerin tamamlanması tasfiye anlamına gelmemediğinden,mahkemece fesih yönünde hüküm kurulmaması usul ve hukuka aykırı görülmüştür....

        Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur....

        Mahkemece, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istenilmeden itirazın iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen ilk hüküm, tarafların temyizi üzerine Dairemizce, davacının sermaye payını istemesi nedeniyle bu isteğin ortaklığın fesih ve tasfiyesini de kapsadığı belirtilerek, toplanacak delillerin sonucuna göre ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece bu kez adi ortaklığın tasfiyesine, tasfiye tamamlandıktan sonra davacının alacağının çıkacak aktiften payına düşecek kısımdan tahsiline, tasfiye memuru olarak Celal Dere’nin atanmasına, tasfiye sonucu davacı ortağa düşecek miktar üzerinden itirazın iptaline, alacak yargılamayı gerektirdiğinden inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin...

          Mahkemece; Davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacının kar payının tahsili talebinin feragat nedeni ile reddine, davalı ile davacıların murisi ... ... arasında kurulan adi şirketin tasfiyesine, davalının krokili raporda belirtilen yere müdahalesinin men’ine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacılar eldeki dava ile murisleri ile davalı arasında adi ortaklık bulunduğunu ancak murislerinin ölümü ile ortaklığın sona erdiğini belirterek, ortaklığın tasfiyesi ile davalının murise ait taşınmaza müdahalesinin menine karar verilmesini istemiştir. 2011/178081-2012/815 Mahkemece, B.K 535 madde 2. fıkra uyarınca “ortaklardan birinin ölümü ile kurulan adi şirketin son bulduğu” kanaatine varıldığı belirtilerek bu yönden adi şirketin...

            Mahkemece, adi ortaklığın önceki davanın kesinleşme tarihi itibariyle feshinin gerçekleşeceğinin benimsenmesiyle, bu dava ek dava olarak yorumlanmış ve davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalıya karşı 06/01/1998 tarihinde Şişli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2004/154 esasında ( eski no: 1998/9) görülen dava ile adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi iradesini ortaya koymuştur. Nitekim mahkemece de bu tarih esas alınmak suretiyle ortaklığın feshi ve tasfiyesine karar verilmiş olup verilen karar da Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle kesinleşmiştir. Davacı 06/01/1998 tarihi itibariyle davalı tarafla aralarındaki sözleşmenin feshini istediğine göre ve böylece sözleşmeden döndüğüne göre artık aynı sözleşme hükümlerine dayanarak bu tarihten sonraki kar payı alacağı yönünden talepte bulunamaz....

              Şti. arasında adi ortaklık kurulduğunun, ortaklığın amacının gerçekleşmesi nedeniyle ortaklığın fesh edildiğinin tespitine, davacı ve davalı arasındaki adi ortaklığın tasfiye memurunun 05/02/2019 havale tarihli kök raporunda belirtildiği şekilde ortaklığın tasfiyesine, 156.460,00 TL' nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6 ve 12 no' lu dairelerin tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline yönelik talebin reddine, birleşen dava yönünden ise davanın kısmen kabulüne, 157.358,55 TL faiz alacağının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının tüm davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- Davacının vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde, Uyuşmazlık, asıl davada adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ile birleşen davada faiz alacağı talebine ilişkindir....

                Mahkemece verilen kararı, davacı vekili ve davalı vekili istinaf etmiştir. 1- Davacı vekilince verilen istinaf dilekçesinde özetle; taraflar arasında adi ortaklık sözleşmesi yapılarak, adi ortaklığın faaliyete geçirildiği,davalının bir süre kar payi ödemesi yapmış ise de daha sonra kar payı ödemeyerek sözleşmeyi ihlal ettiği,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi şartlarının oluştuğu,mahkemenin taraflar arasındaki ilişki yönünden çelişkili nitelemeler yaptığı,ortada adi ortaklık ilişkisi bulunduğu,dava konusu restoranların %40 hisse satış ve devir bedellerinin incelenmemesi ve bu konuda karar verilmemesinin hukuka aykırı olduğu,sözleşmenin geçerliliğinin herhangi bir şekil şartına bağlı olmadığı,adi ortaklık ilişkisinin güven ve sadakat ilkelerine dayandığı,ortaklar arasında elbirliği mülkiyeti bulunduğu,oybirliği olmadan hisse devri yapılamayacağı, adi ortağın kar payının ödenmemesi, ortaklığa ait işletmeyi satması, kar payı ödememesinin haklı fesih sebepleri olduğu,adi ortaklıktaki kazanç...

                uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi ,kar payı ödenmesi ,adi ortaklığa kayyım atanması talebine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu