Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

harcamanın aktif varlıklardaki rayiç değeri 23.984,00- TL olduğu, davalılar adi ortaklık için 14.091,00- TL harcama yaptıkları bu harcamanın rayiç değeri 13.162,00- TL olduğu, taraflara ait adi ortaklığın tasfiyesi sonucunda davacının davalılardan 10.822,00- TL alacaklı olduğu, davalı vekili 5.802,29- TL'lik harcamanın davalılar tarafından yapıldığı ve raporda sonuç kısmına yansıtılmadığı itirazı yapılmış ise de bu harcama kalemi davacının harcamaları arasındadır ve toplamda yer aldığı Ayrıca davacının davalılara kefil olarak verdiği her biri 25.000,00- TL tutarındaki iki senet adi ortaklığın gelişmesi ve zararını azaltıcı gaye taşımadan davacıyı bilerek zarara sokmak amacıyla davacıdan alındığı, bu senetler davacıyı borç altına sokabilecek temel bir ilişkiye dayanmadığından hükümsüz olduğu gerekçesiyle sonuç olarak davacı vekilinin dava dilekçesi ve ıslah dilekçesindeki talepleri açısından, 1- Davanın KABULÜ İLE , taraflar arasındaki Adi Ortaklığın TASFİYESİNE Davacının adi ortaklık...

Ltd.Şti. adı altında inşaat projesi ve inşaat işi yapmakta olduğunu, davalı ile 1997 yılından bu yana ortak olarak çalıştıklarını, davacının 2005 yılının Aralık ayı ile 2006 yılının Eylül ayı arasındaki dönemde bir suçtan dolayı cezaevinde bulunduğunu, davacının cezaevinde bulunduğu süre içerisinde, davalının şirket adına alacakları tahsil ettiğini, borçları ödediğini, ancak müvekkiline hesapları teslim etmediğini, şirkete ait paraların davalıda kaldığını, bu nedenlerden dolayı ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile ortaklık kazancının ve tasfiye payının tespit edilmesini ve tespit edilen miktarın en yüksek banka mevduat faiziyle birlikte şimdilik 25.000,00 TL'sinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu ispat edilemediğinden, davanın reddine karar verilmiştir....

    Tarafların kabulüne göre; aralarında bir adi ortaklık ilişkisi mevcut olup bu husus mahkemenin de kabulündedir. Ne var ki, bu kabule göre; Adi ortaklık ilişkisinin, “taraflardan birinin diğer ortağa verdiği bedelin kendisine iadesi” şeklinde tasfiyesi düşünülemez. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması, ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

      Davacının talebinin adi ortaklığın feshi talebini de içerdiği belirlenmiş,istinaf iade kararında adi ortaklığın feshi ile 3 aşamalı adi ortaklık tasfiye işlemlerinin belirtildiği,mahkemece adi ortaklığın malvarlığı,yapılan masraf ve giderler,adi ortaklığın alacakları bazında tarafların beyanda bulunmaları istenilmiş,adi ortaklığa konu dairelerin satıldığı,hatta birinin davalının borcu için satıldığı,adi ortaklığın zarar ettiği davalı tarafça bildirilmiş isede buna dair delil sunulmadığı,adi ortaklık gider ve masraflarının belirlenemediği,bu aşamada adi ortaklık sözleşmesi gereği davacının davalı 100.000 Euro ile 180.000 TL nakit verdiği ve u tutarların aynen iadesi gerektiğinin değerlendirilmesi gerektiği değerlendirilmiştir....

      ,protokolde yer alması nedeniyle mahkemece kabul edildiğini,bu ödemeye ilişkin davacı tarafça makbuzun da sunulmadığını,eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.6100 sayılı HMK'nun 355 md gereğince, istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan incelemeye göre;Davada, taraflar arasında 07/05/2014 tarihli Noter huzurunda taraflara arasında 'Adi Ortaklık Sözleşmesi' imzalanmış olup bu sözleşmeye dayalı karın %50 ve ödenen paraların tahsili talebi, bu mümkün olmazsa ödenen paraların tahsili talep edilmiştir.Davacının talebinin adi ortaklığın feshi talebini de içerdiği belirlenmiş,istinaf iade kararında adi ortaklığın feshi ile 3 aşamalı adi ortaklık tasfiye işlemlerinin belirtildiği,mahkemece adi ortaklığın malvarlığı,yapılan masraf ve giderler,adi ortaklığın alacakları bazında tarafların beyanda bulunmaları istenilmiş,adi ortaklığa konu dairelerin satıldığı,hatta birinin davalının borcu için satıldığı,adi ortaklığın zarar ettiği davalı tarafça bildirilmiş...

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ......geldi, davacı adına gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı ile yaptıkları adi ortaklığın davalı tarafından feshi nedeniyle, cezai şart,kar payı ve demirbaşlardan payına düşen bedel toplamı 25.300 TL nin tahsilini talep etmiştir. Davalı davanın reddini dilemiştir....

          Örneğin; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin iadesini istemesi, ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini de kapsamaktadır. Adi ortaklığın sona ermesi ile birlikte ortaklık tasfiye aşamasına girer. Ortaklar arasındaki hukuki bağ, tasfiye tamamlanmadan ortadan kalkmış kabul edilemez. Tasfiye, ortaklar arasındaki ortaklık ilişkisinin tamamen sona erdirilmesine yönelik kanuni bir usuldür. Tasfiye ile artık ortaklık malvarlığı para haline dönüştürülecek, borçlar ödenecek, sermaye değerleri ortaklara iade edilecek ve geri kalan meblağ ortaklar arasında kar ve zararın paylaşılması esasına göre dağıtılacaktır. Adi ortaklığın tasfiyesi ya tarafların anlaşması suretiyle ya da bizzat mahkemece yapılır. Taraflar tasfiye konusunda anlaşmadığı takdirde ortaklığın tasfiyesinin mahkemece TBK’nın 642 vd. madde hükümlerine uygun olarak yapılması gerekir. Öte taraftan; ortağın, ortaklığa getirdiği sermayenin ve kar payının tahsilini istemesi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebini de kapsamaktadır....

            ORTAKLIĞIN FESHİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 535 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 538 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki ortaklığın feshi davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, davalı Mahmut adına kayıtlı bulunan kuaför dükkanına davalılarla birlikte işletilmek üzere ortak olduğunu, gelirin eşit paylaşılması konusunda anlaştıklarını, davalı Mahmut'un bilgi ve hesap verme borcunu yerine getirmediğini, 2004 yılı Ocak-Ağustos döneminde cüzi miktarda kâr payı dağıttığını, diğer aylarda kâr payı da dağıtmadığını, fesih için haklı nedenlerinin doğduğunu belirterek ortaklığın feshi ve tasfiyesine, ortaklıktan ayrılma payı olarak şimdilik 6.000.000.000 TL'nin tahsilini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....

              Md uyarınca belirsiz alacak istemi olduğunun açıklandığını, karşı dava yönünden davanın niteliğini açıkça HMK 107. Md uyarınca belirsiz alacak davası olduğunu, adi ortaklığın tüm kazançlarının davacı tarafından şahsen tahsil edildiği ve kullanıldığını, adi ortaklığın tüm kazanç tutarının davacı tarafından tahsil edilmesi nedeni ile davalının adi ortaklığın kazancının 1/3ünün de davacının eline geçtiğini, davacının davalının payına isabet eden tutarı ödemediğini, davacının adi ortaklığın 23.01.2008 tarihinden bugüne kadar toplam kazanç tutarının davacı yanca tahsil edilmesi nedeni ile davacı yedinde bulunan davalıya ait ortaklık payına düşen kazanç toplamının HMK 107....

                şirkete gizli ortak olunduğu iddiası ile açılmış adi ortaklığın tasfiyesi davası olup, adi ortaklık TBK'nunda düzenlenmiş olmakla, dava mutlak ticari dava olmadığı gibi uyuşmazlığın her iki tarafı da tacir olmadığından nispi ticari dava niteliğinde de olmayıp, davaya bakma görevi genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin mahkememizin görevsizliği nedeniyle dava şartı yokluğunda usulden reddine, davaya bakma görevinin Antalya Asliye Hukuk Mahkemelerinin olduğuna karar vermiş, iş bu karar davacı vekili tarafından yazılı gerekçelerle istinaf edilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu