Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır." hükmünü içermektedir. Açıklanan madde hükmüne göre; adi ortaklığın tasfiyesinde, borçlar ödendikten sonra kalan ortaklık malvarlığından önce ortaklardan herbirinin, ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve katılım payı geri verilmeli, bundan sonra bir şey artarsa, bu kazanç payları oranında ortaklara paylaştırılmalıdır. Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ortaklığın sözleşme konusu işlerden elde ettiği gelirden, yine bu işler için yapılan giderler düşülerek ortaklık malvarlığı 56.456 TL olarak belirlenmiştir....
K. sayılı kararıyla müvekkiline yetki verildiğini, TBK m. 638/2f ve 639 göre alacaklı müvekkili şirketin işbu davayı açmada ve bahsi geçen adi ortaklığın tasfiyesini istemekte hukuki yararının bulunduğunu, müvekkili şirketin alacağının sabit hale geldiğini, İİK m. 121 uyarınca icra mahkemesince verilen karar ile tasfiye davası açmaya yetkili olmasına istinaden ... İnş. Tur. Ve Tic. Ltd. Şti. -.... Ve San. Tic. A.Ş. Adi Ortaklığının tasfiyesini, dava ile tasfiyesi istenilen adi ortaklığın aktif ve pasiflerinin açıkça belirlenmesi için Kamu İhale Kurumuna müzekkere yazılmasını, ... İnş. Tur. Ve Tic. Ltd. Şti. - .... Ve San. Tic. A.Ş....
üzerinde gösterildiği ve resmi kayıtlara böyle yansıtıldığı, Mahkemenin keşif talebinin mesnetsiz olarak reddettiği, adi ortaklığın gelir kalemini ise daire satışlarının oluşturduğu, daire satışlarından gelen ödemelerin adi ortaklığın banka hesabına gönderilmiş olması gerekmektiği....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki asıl davada adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi, birleşen dosyada alacak davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı asıl davada; davalı ile yazılı sözleşme olmadan birlikte temsil yöntemiyle adi ortaklık olarak internet cafe işlettiklerini, yönetim yetkisinin her iki ortakta bulunduğunu, aktif olarak taşınır mallarının yer aldığını, aralarındaki güven ortamının yok olduğunu, ortaklığın devamının olanaksız hale geldiğini belirterek; adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine, birleşen davada ise; asıl davada alınan bilirkişi raporuna göre kar payı alacağına ve ortaklık mallarına verilen zararın tahsiline karar verilmesini talep ve dava...
Taraflar arasındaki sözleşme değerlendirildiğinde taraflar arasında BK.nun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu açıkça anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının talebi adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi olarak değerlendirilip taraf delilleri toplanmalıdır. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır.Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....
Kar payının da yarı yarıya davacı ve davalı arasında paylaştırılmasına, adi ortaklığın bu şekilde tasfiyesine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Tarafların iddia ve savunmalarından ve dosya kapsamından, davacının para, davalının ise emek ve mesaisini koyduğu bir adi ortaklık oluşturulduğu, adi ortaklığın konusunun taşınmaz alım satımı olduğu ve davalının yönetici ortak konumunda bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacının davadaki talepleri incelendiğinde adi ortaklığın fesih ve tasfiyesininde istenildiğinin kabulü zorunludur. Hal böyle olunca, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de BK. 538.maddesi uyarınca yapılması gerekir. Anılan yasa hükmünde belirtildiği üzere; tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaştırılması, yada satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
HMK.nun 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; dava , adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ve ortaklıktan kaynaklı alacak talebine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre ; davada adi ortaklık iddiasına dayanılmaktadır. Adi ortaklık müesesesi Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmektedir. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir. (TBK. 620/1 md.) Diğer bir anlatımla, adi ortaklık; birbirini tanıyan, birbirlerinin kabiliyet ve şahsiyetlerine güvenen, eşit ve aynı durumda olan gerçek veya tüzel kişilerin, müşterek amacın gerçekleştirilmesini sağlayacak vasıtaları (sermaye paylarını veya emeklerini) ortaklığa getirme konusunda karşılıklı ve uygun irade beyanlarının birbirine ulaşmasıyla teşkil eden bir kişi topluluğudur....
Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin olduğu, ancak ortaklığın usulüne uygun sona erdirilmediği ve tasfiye talebinde de bulunulmadığına dayanılarak davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasında simit fırını işletilmesi konusunda tarihsiz adi ortaklık sözleşmesi yapıldığı hususu tartışmasızdır. Davacı açtığı dava ile adi ortaklığın sona erdiğini bildirerek ortaklık nedeniyle ödediğini ileri sürdüğü paraların tahsilini talep etmekte, davalı ise ortaklığın bittini kabul etmekle birlikte davacının tahsilini istediği miktarları kabul etmemektedir. Taraflar arasında adi ortaklığın varlığı ve bunun fiilen sona erdirilmiş olduğu, tasfiye ve fesih işlemlerinin yapılmadığı tartışmasızdır.Davacı tarafından dava dilekçesinde alacak ile birlikte sözleşmenin feshinin de talep edilmiş olması adi ortaklığın feshi ve tasfiyesinin de istediği anlamını 2006/14132 2007/2381 taşımaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; davalıların ortak olarak işlettikleri ... Gıda isimli işletmeye emeği ile ortak olduğunu, aralarında yazılı bir sözleşme olmadığını, ortaklığa katıldıktan sonra işletmenin satış pazarlarını genişlettiğini ve satış rakamlarını arttırdığını, belli bir süre sonra davalıların kendisine maaş alarak çalışmaya devam etmesi gerektiğini söylediklerini, davalıların iyiniyetli olmadıklarını ileri sürerek; ... Gıda'ya %25 pay ile ortak olduğunun tespitini, davalılar ile çalışma imkanı olmadığından adi ortaklığın tasfiyesi ve ortaklık payının davalılardan tahsilini talep etmiştir....
Esas dosyasından devam ettiğini, müvekkilinin iş yerine dahi gidemediğini, ortaklığın çekilmez hale geldiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle taraflar arasındaki adi ortaklığın haklı sebebe dayalı olarak feshi ve tasfiyesine, müvekkilinin şahsi malvarlığından şirket borçlarına ilişkin ödemelerin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava; taraflar arasındaki ... - ... ve ...'nın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, adi ortaklık; iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK 620/1 md.)....