in bazı yetkilerinin sürelerinin uzatıldığı bir Adi Ortaklık Tadil Sözleşmesi'nin imzalandığı anlaşılmıştır. Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur. Tasfiye memurunun 28/01/2019 tarihli dilekçesinin ekindeki tutanak,taraflar arasında niza bulunduğundan vergisel işlemlerin sonlandırılması hakkındadır.Taraflar arasında tasfiye konusunda niza bulunmaktadır.Vergisel işlemlerin tamamlanması tasfiye anlamına gelmemediğinden,mahkemece fesih yönünde hüküm kurulmaması usul ve hukuka aykırı görülmüştür....
Davada ,adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istendiğinden ,adi ortaklığın FESHİNE mahkemece karar verilmesi gereklidir..Adi ortaklığın tasfiyesi ise ,adi ortaklık sözleşmesindeki düzenlemelere göre yapılır.Sözleşmede hüküm yoksa ,mahkeme resen TBK 'daki hükümleri göre tasfiyeyi gerçekleştirecektir. Mahkeme ise kararda "Adi şirketin tasfiyesi kanunen tamamlanıp, vergisel işlemleri bitirilmiş olduğundan bu hususta ayrıca karar oluşturulmasına yer olmadığına" şeklinde hüküm kurmuştur....
Bu itibarla taraflar arasındaki uyuşmazlığında sözleşme ve B.K'nın adi ortaklığa ilişkin hükümleri uyarınca çözümlenmesi gerekir. Taraflar arasındaki ortaklık 5 yıl için kurulmuştur. Kural olarak adi ortaklığın bu süreden önce sona erdirilmesi olanaklı değildir. Ne var ki BK'nın 535/son maddesinde “ haklı sebeplerden dolayı mukavelede muayyen müddetin hitamından evvel ve eğer şirket muayyen olmayan bir müddet için akdedilmiş ise evvelce ihbara hacet olmaksızın şirketin feshi talep edilebilir” hükmü mevcut olup, adi ortaklığın haklı nedenlerle sözleşmede belirlenen süreden önce feshi mümkündür. Davalı-karşı davacının karşı davasında ileri sürdüğü hususlar ve talepleri esasında adi ortaklığı feshini içermekte olup, bu durumda, karşı dava yönünden adi ortaklığın feshi koşullarının oluşup oluşmadığının incelenmesi ve değerlendirilmesi zorunludur. Davalı-karşı davacı karşı davalı yönetici ortağın sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürmektedir....
Mahkemece,taraflar arasında kurulan 07/01/2008 tarihli adi ortaklığın fesh edildiğinin tespiti ile, 25.863,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine;manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava;adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. ./.. -2- Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir. Ayrıca, adi ortaklık ilişkisinde; bir ortak tarafından açılan alacak talebi, ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemini de kapsar....
İşbu davada, davacının adi ortaklar arası iç ilişkiden kaynaklanan talebinin bulunduğu, fakat davacının adi ortaklık içinde alınan araçların veya bedelinin kendisine iadesi yönündeki talebini ancak adi ortaklığın tasfiyesi aşamasında ileri sürebileceği, şayet adi ortaklık tasfiye olmamış ise, söz konusu talebi kendi adına değil adi ortalık adına isteyebileceği, mevcut olayımızda söz konusu talebin davacı tarafından bizzat kendi adına istenildiği, bu durumun yerinde olmadığı ayrıca söz konusu talebin ancak adi ortaklığın tasfiyesi aşamasında istenebileceği, adi ortaklık devam ederken mevcut talebin yerinde olmadığı anlaşılmış ve bu nedenle davanın reddine" karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Hanak Asliye Hukuk Mahkemesi 2021/32 E., 2021/103 K. sayılı kararı ile davanın adi ortaklığın tasfiyesi istemi ile açılan alacak davası olduğu, tasfiye payı alma hakkı kavramı TTK 507/1, 543/1. maddeleri kapsamında düzenlendiği, bu nedenle davanın zorunlu arabulucu kapsamında olduğunu, davanın arabuluculuk yoluna başvurulmadan açıldığı gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, adi ortaklığın TTK'da değil TBK'da düzenlendiğini, davanın ticari dava olmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür....
a ait olup sermayenin 80.000.00 TL olduğu bu sermaye ile protokolde belirtilen malzemelerin alındığı ve kar zarar paylaşımının ortaklık payları oranında hesap edileceği hükme baglanarak sözleşme taraflarca imzalanmıştır.Davacı eldeki davada sermaye olarak ödediği parayı istediğine göre bu talebi adi ortaklığın fesih ve tasfiye talebini içermektedir. Adi ortaklıkta idareci ortağın davalı olduğu anlaşılmaktadır.Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin de BK. 538. maddesi uyarınca yapılması gerekir. 2012/1954-5431 Anılan yasa hükmünde belirtildiği üzere; tasfiye, bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan dolayı tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması, ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
Davacı dava dilekçesinde sözleşmeye göre işletmeye yaptığı masrafları talep ettiğinden, bu talep adi ortaklığın feshi ve tasfiyesini de istediği anlamını taşımaktadır. 21.08.2002 tarihinde noterde düzenlenen ortaklık sözleşmesinde; sözleşme tarihinden itibaren beş yıl süre ile yapılmış ve yapılacak tüm masrafların ½ oranında yarı yarıya ortak olacakları, inşaat bitiminde veya bu tarihten sonraki herhangi bir zamanda aralarında ihtilaf vuku bulacak olursa olduğu tarihten itibaren tesbit ettirilecek bilirkişi raporuna göre hissesine düşen miktarı ödemeyi karşılıklı olarak kabul etmişlerdir. Sözleşme içeriğinden ve tarafların beyanlarından aralarında yapılacak işletmenin işletimine de ortak oldukları anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için öncelikle adi ortaklığın mahkemece tasfiyesinin yaptırılması gerekir. Sadece bina, demirbaş ve bahçe için yapılan harcamalarının yarı yarıya paylaştırılması ortaklığın tamamen tasfiye edildiği anlamına gelmez....
Bu durumda taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesinde de, sözleşmenin süresiz olduğunun belirtilmiş olması karşısında artık tarafların taleplerinin, adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesih talebi olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, taraflar arasındaki adi ortaklığın devamının mümkün bulunmadığı göz önüne alındığında, adi ortaklığın haklı nedene dayalı olarak fesh edildiği kabul edilerek, uyuşmazlığın; adi ortaklığın tasfiyesi hükümleri (TBK'nun 620 ve devamı maddeleri) gereğince ve 642 ncı maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması suretiyle çözümlenmesi gerekmektedir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....
Mahkemece; adi ortaklığın tasfiyesine yönelik icra takibi yapılmış ise de, ortaklığın tasfiyesine yönelik dava açmadan icra takibiyle ortaklığın tasfiyesinin istenemeyeceği, ortaklar arasında geçerli herhangi bir tasfiye protokolünün de bulunmadığı gerekçesiyle; davanın kabulü ile davacının takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar, davalı tarafın temyizi üzerine; Yargıtay 13....