Eski 818 sayılı BK zamanında Yargıtay’ımızın yerleşik uygulaması, adi ortaklığın haklı sebeplerle feshi davası açılmışsa, mahkemenin ortaklığın feshine karar vermesi halinde, tasfiyenin de bizzat mahkeme veya denetiminde bir tasfiye memuru aracılığıyla yapılması yönündeydi; “adi ortaklığın mahkemece bizzat tasfiyesinin yaptırılması gerekir.”16 Kanaatimce yeni TBK md 644/II ve IV üncü fıkraları karşısında, ki bu hükümler eski BK’da yoktur, adi ortaklığın tasfiyesi işlerinin mahkemelerce veya mahkemelerin denetiminde atayacakları bir tasfiye memuru aracılığıyla yapılması uygulamasına son verilmesi doğru olacaktır. Ancak Yargıtay aynı ve bir çok başka kararında, “Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi için öncelikle adi ortaklığın malvarlığının tespiti gerekir. Bu malvarlığı tespit edildikten sonra az yukarıda izah edilen şekilde tarafların anlaşamamaları üzerine fesih ve tasfiyenin mahkemece yapılması gerekir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; delillerinin toplanmadan eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, davalının süresinde cevap dilekçesi sunmadığını, tanıklarının dinlenilmediğini, taraflar arasındaki adi ortaklığın belli olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava, adi ortaklığın tespiti ve tasfiyesi ile birlikte sarf ettiği emek karşılığı ile elde edilen kar payına ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece davanın reddine karar verildiği kararın davacı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır....
den alt yüklenici olarak alındığını ve büyük kısmının tamamlandığını ancak ekonomik sıkıntılar nedeni ile kalan kısmın başka bir firma ile oluşturulacak adi ortaklık ile yürütülmesine karar verildiğini, bunun için davalı şirket ile 17/08/2012 tarihinde adi ortaklık kurulduğunu ve 23/08/2012 tarihinde faaliyetine başladığını, bu adi ortaklığın üst yüklenici firmanın muvafakati ile kurulduğunu ve kısa süre sonra üst yüklenici ile davalı şirket arasında sözleşme imzalandığını, ancak sözleşmenin yazılı olarak düzenlenmesine gerek duyulmadığını, adi ortaklığın tünel inşaatını tamamlamasına rağmen davalının kar paylarını vermediğini belirterek adi ortaklığın tasfiyesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kardan 10.000,00-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir. CEVAP: Davalılar vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde davalının ikametgahının Kdz....
nin "Ortaklığın Sona Ermesi" başlıklı 639/2. maddesinde; "Sözleşmede ortaklığın mirasçılarla sürdürülmesi konusunda bir hüküm yoksa, ortaklardan birinin ölmesiyle" ortaklığın sona ereceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında düzenlenen ortaklık sözleşmesinde, ortaklığın mirasçılarla sürdürüleceği konusunda bir hüküm olmadığı görülmüştür. Tasfiye Memurlarının düzenlediği 24/10/2018 tarihli tasfiye raporuna göre; "ortaklığın...Bankasında, olan alacağının 68.026,14 TL alacağının, kamu kurumlarına olan borçları dahil 161.846,32 TL borcunun olduğu, buna göre olumsuz farkın 93.820,18 TL olduğu, tasfiye edilecek mal varlığının olmadığı" belirtilmiştir. Somut olayda tüm bu deliller değerlendirildiğinde; Dava konusu ortaklığın, ortaklardan ...'nın 01/06/2014 tarihinde ölümü ile ölüm tarihi itibari ile sona erdiği, tasfiye memurlarının raporuna göre adi ortaklığın tasfiyesi kapsamında taraflara ödenecek para bulunmadığı anlaşılmıştır....
HUKUK DAİRESİ İLK DERECE MAHKEMESİ : Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 21/12/2022...
HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacıların istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı bilgi ve belgelere, özellikle temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan bölge adliye mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de bölge adliye mahkemesine gönderilmesine, 23/09/2021 tarihinde...
D.. aralarındaki adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasına dair İstanbul 6.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen 07.11.2013 günlü ve 2009/412 E:- 2013/269 K.sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 10.06.2014 günlü ve 2014/6215 E.- 2014/9235 K. sayılı ilama karşı taraf vekillerince kararın düzeltilmesi istenilmiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 18/05/2022 NUMARASI : 2022/173 Esas 2022/379 Karar DAVACI : VEKİLİ : DAVALILAR : VEKİLİ : TALEP : Yargı Yerinin Belirlenmesi KARAR TARİHİ : 29.12.2022 Taraflar arasındaki davada Ankara 38.Asliye ve Ankara 12.Asliye Ticaret Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya incelendi: GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Ankara 38.Asliye Hukuk Mahkemesince, tarafların tacir olduğu, şirketlerin tasfiyesine ilişkin hususların ticari faaliyetten kaynaklandığı ve dava konusu uyuşmazlığın ticari dava mahiyetinde olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
HUKUKİ NİTELENDİRME, DELİLLERİN VE İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: Dava, adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Davacı, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesiyle "DÖ-Pİ-LA Restoran" isimli işletmede ortak olduklarını, işbu ortaklıkta %66 oranında pay sahibi olmasına karşın, davalı ortağın, ortaklık sözleşmesine aykırı hareket ettiğini, kendisini işletmenin içerisine dahi almadığı gibi, yönetimden de uzak tuttuğunu, ortaklığa ait işletmenin ticari defter ve kayıtlarını ortadan kaldırdığını, ayrıca söz konusu işletme için ruhsat başvurusunun da yine davalının kusuru nedeniyle reddedildiğini belirerek, ortaklığın feshi ve tasfiyesini istemiş, davalı ortak ise davanın reddine karar verilmesini istemiştir....