Şti.’nin alacaklısı Japonya merkezli davacı şirket tarafından açılan adi ortaklığının tasfiyesi ve borçlunun adi ortaklıktaki tasfiye payının paraya çevrilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece; davalıların oluşturduğu iş ortaklıklarının ayrı ayrı işler için kurulduğu ve....'den her bir ortaklığın ayrı iş aldığı ve işi yüklenici olarak yaptığı veya yapmaya devam ettiği, davacının icra dosyasında her bir iş için oluşturulan adi ortaklığın paylarına haciz konulduğuna ilişkin haciz yazısı gönderilmesi gerekirken genel olarak adi ortaklığın tasfiye payının haczedildiğini belirten yazı gönderildiği, bu şekilde yapılan hacizle de adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin talep edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. TBK’nun 639. maddesi “Ortaklık, aşağıdaki durumlarda sona erer: 1. Ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkânsız duruma gelmesiyle. 2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı tarafından açılan davada açtığı ve tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilen karşı dava dilekçesi ile , davalı ile Mini kid işyerinde ortaklık yaptıklarını, davalının adi ortaklığın bitirlmesini ihtar ile bildirdiğini ileri sürerek, adi ortaklığın tasfiyesi ile verdiği avans tutarı 9.585 TL.nin davalıdan ödetilmesini istemiştir. Davalı karşı davanın süresinde açılmadığını ileri sürerek, davanın reddini dilmeştir. Mahkemece, karşı davanın süresinde açılmamış olması nedeni ile HUMK'nun 187. Maddesi yollaması ile 409. Maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir....
Dava ,gerçek kişiler arasındaki adi ortaklığın ve kurulan ticaret şirketinin feshi ve tasfiyesi ile alacak talebine ilişkin olup, tüm malvarlığına tedbir konulması istenen davalı şirketin davalı dışında başkaca ortaklarının da bulunduğu, davada taraf olmayan 3. kişilerin haklarını etkileyecek şekilde ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğinden , davacının talep şekli de gözetilerek bu aşamada mahkemece verilen karada usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla ,davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
Mahkemece; taraflar arasında adi ortaklığın varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı, davacının adi ortaklığın tasfiyesi ile ortaklığın tasfiyesi neticesinde hissesine düşen miktarı davalıdan talep ettiği belirlenmiş, davalının teklifi üzerine davacı ortaklığı sonlandırmadıkları hususunda yemin eda etmiş, adi ortaklığa ait ticari defterlerin bulunmadığı, bu kapsamda bilirkişi heyet raporunda belirtildiği üzere tasfiye hesabının yapılabilmesini teminen, iş makinesinin piyasa değerinin, aylık kira tutarının belirlenmesi için ilgili odalara müzekkereler yazılmış, finansal kiralama şirketine müzekkere yazılarak bakiye borç miktarı tespit edilmiş ancak, toplanan deliller sonrası bilirkişiden tasfiye hesabına yönelik rapor alınmadan, ispat yükünün davacıda olduğu, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir. 1) Taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin...
Mahkemece, davacının işletmenin 2009 sezonundaki kâr ve zararına ortak olduğu, bu dönemde şirketin zarar ettiği, davacıya ödenecek bir kâr payı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının, davalılardan ...dışındaki davalılara yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2011/15315 2012/5837 2-Davacı ile davalılardan ...arasında adi ortaklık kurulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Borçlar Kanunun 521. maddesi hükmüne göre, ortaklar her türlü nakit, alacak veya haklarını sermaye payı olarak koyabilirler. Davacı, adi ortaklık için koyduğu katkı payını istediğine göre, bu istek aynı zamanda adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi isteğini de kapsar. Bu nedenle adi ortaklığın mahkemece tasfiye edilmesi gerekir....
Noterliğinin 25.07.2013 tarihli sözleşmesi ile güzellik salonu işletilmesi amacını taşıyan bir adi ortaklık kurduklarını, adi ortaklığın davalı taraftan kaynaklanan olumsuz tutum ve davranışlar sebebiyle sürdürülemez hale geldiğini, bu durumun tespit edilmesi ile adi ortaklığın feshine karar verilmesi amacıyla mahkemeye müracaat gerekliliğinin hasıl olduğunu, sözleşme incelendiğinde görüleceği üzere adi ortaklığın 5.000,00- TL öz sermaye ile kurulduğunu, her bir ortağın %50 oranında paya sahip olduğunu, taşınmaz kiralandığını, davalı ortağın, müşteriler ile sürekli olarak kavga etmesi, çalışanlara hakaret edip şiddet uygulaması sebebiyle işyerinde huzur ortamının tamamıyla yok olduğunu, ortaklığın sürekli olarak müşteri kaybettiğini ve personel bulamaz hale geldiğini, müvekkili açısından ortaklığın sürdürülmesinin olanaksız hale geldiğini, haklı sebeplerin bulunması halinde adi ortaklığın feshi mümkün olduğundan, adi ortaklığın haklı sebeple feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep...
Davacı adi ortaklığın tasfiyesi talebinde bulunduğuna göre ortaklık mal varlığının korunması ve davacının haklarının korunması açısından ihtiyati tedbir kararının verilmesi mümkündür. Ancak davacının tedbir talebinin kabulü "yaklaşık ispat koşulu"nun yerine getirilmesine bağlıdır.Buna ilişkin dava konusu adi ortaklığın varlığının tespitinin somut olayda yargılamayı gerektirdiği, bu aşamada ihtiyati tedbir ve buna ilişkin tüm talepler yönünden yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğinin kabul edilemeyeceği açıktır. Bu itibarla, ilk derece mahkemesince verilen kararda mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesi bakımından usul ve esas yönünden yasaya aykırı bir durum bulunmamasına göre davacının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerekmiştir....
'a gönderilmiş, 25/02/2019 havale tarihli raporunda ; davacının ve davalının adi ortaklığından dolayı 5.670,15 TL'nin davacıya, 5.670,15 TL'nin de davalıya ait olmak üzere adi ortaklığın tasfiyesine ve adi ortaklığın bu şekilde kapatılması gerektiği beyan edilmiş,bu rapor hükme dayanak yapılmıştır. Tüm dosya kapsamından; taraflar arasında; temizlik malzemesi satışı ve halı yıkama hususunda bir adi ortaklık olduğu anlaşılmaktadır. Davacı tarafça; taraflar arasında, yargılama sırasında varlığı ispat edilen ortaklığın, fesih ve tasfiyesi talep edilmiş olup, bu durumda tasfiyenin mahkemece bizzat yapılması gerekmektedir. Adi ortaklık ilişkisi, TBK'nın 639.maddesinde sayılan sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesi ile sona erer. Bu şekilde ortaklığın sona ermesinin başlıca iki sonucu ortaya çıkar. Bunlardan ilki, yöneticilerin görevlerinin sona ermesi, diğeri de ortaklığın tasfiyesidir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi, Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davacının iddiası 01.07.2006 tarihinde adi ortaklık kurulduktan sonra bu ortaklıktan bağımsız iki ayrı sözleşme yapılması bu sözleşmeler ile ; .. Ltd. Şti'nin personelin kullandığı nakliye araçları dışındaki diğer tüm ekipmanların mülkiyetine %25 hisse ile davacı tarafça ortak olunması ve adi ortaklıktan bağımsız .... Ltd şirketinin kurulması olmakla, 01.07.2006 tarihli adi ortaklığın geçersizliğinin tespiti ile yatırılan sermayenin iadesi, bu olmadığı takdirde adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine ilişkin olduğu, davalının ise adi ortaklık hissesinin kurulan ... Ltd Şti'ye aktarıldığına ilişkin savunmada bulunduğu, taraflarca kurulan dava konusu adi ortaklığın '' ... Köyünde bulunan ... Ltd Şti.'...
vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Asıl dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, birleşen dava ise ortaklığa konu dairelerden elde edilen kira gelirinden davacı ortağın payına düşer tutarın tahsili istemlerine ilişkindir....