Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı, davacı ile kurdukları adi ortaklığı tasfiye ettiklerini, davacıdan yapılan hesap sonucunda alacaklı olduğunun belirlendiğini, buna göre düzenlenen belgeyi de davacının kendi rızası ile imzaladığını,alacaklı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava menfi tesbit davası olup,davacı ve davalı tarafından kurulan adi ortaklığın tasfiye edildiği, görülen hesap sonucunda 24.07.2003 tarihli belgenin düzenlendiği tarafların ve mahkemenin kabulündedir....

    Diğer taraftan, adi ortaklığın, tüzel kişiliği olmadığı gibi Türk Ticaret Kanunu'nun şirketlerin tasfiyesine ait hükümlerine, gerek dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 520 ve devamı, gerekse yargılama sırasında 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren (ve 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1 inci maddesi uyarınca tasfiye usulünde uygulanması gereken) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde bir atıf bulunmadığından, ticari şirketin tasfiyesine ilişkin hükümlerin ve özellikle tasfiyenin tayin edilecek memur marifetiyle yapılacağına dair hükümlerinin, davaya uygulanmasına imkan yoktur. O halde mahkemece; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı ve 642 nci ve devamı maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir....

      Taraflar arasında, 167 nolu parselde ortak inşaat yapılması konusunda adi ortaklık kurulduğu ve inşaatın tamamlandığı dosyadaki delillerden anlaşıldığı gibi, tarafların ve mahkemeninde kabulündedir. Davacı, davalının kendi hissesine düşen masrafları ödemediğini belirterek, bu davayı açmıştır. 1997 yılının Mart ayında yapılan sözleşme ile inşaattaki dairelerin kime ait olacağı belirlenmiş, ancak taraflar adi ortaklığı usulüne göre tasfiye etmemişlerdir. Bu sözleşme gereğince, ortaklık nedeniyle kalan borçların 1/3'ünün davalı tarafından ödeneceği kararlaştırılmıştır. Her ne kadar adi ortaklık ile ilgili uyuşmazlıkda zamanaşımı süresi BK. 126/4 maddesi gereğince beş yıl ise de, tasfiye hesabı çıkarılmadığına göre, zamanaşımının başladığının kabulü mümkün değildir. BK. 128.maddesi gereğince, zamanaşımı ancak alacağın muaccel olduğu tarihte işlemeye başlar....

        Adi Ortaklığı hakkında başlatıldığını, adi ortaklığı T1 Hiz....

        KARAR Davacılar, 20.8.2001 tarihli 5 yıl süreli sözleşme gereği davalılarla adi ortaklık kurduklarını, kendisinin ...’de plastik poşet ve ambalajların imalat ve pazarlamasını yaptığını, davalıların talebi üzerine bunu ...’da bulunan davalı ......

          Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı syf. 391 ve devamı). Somut olayımızda Selçuklu Belediye Başkanlığınca ihaleye çıkarılan “Selçuklu Kongre Merkezi Yapım” konusunda ...İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti. ile... İnşaat Turizm San. ve Tic. Ltd. Şti arasında adi ortaklık kurulmuş, adi ortaklık sözleşmesi ile adi ortaklığı temsil ve ilzama Serkan... ve Serdar... münferiden yetkili kılınmıştır. Adi ortaklığı oluşturan şirketler aleyhine Antalya 1. İcra Dairesinin 2014/10529 Esas sayılı dosyasında başlatılan icra takibinde alacaklının talebi üzerine adi ortaklığın doğmuş ve doğacak tüm hak ediş hak ve istihkak alacaklarına haciz konmuştur. Adi ortaklığın takipte taraf ehliyeti olmadığı için, alacaklı ortaklık adına veya adi ortaklığa karşı takip başlatmamış, doğrudan doğruya, adi ortaklığı oluşturan ortak şirketler aleyhine icra takibine girmiştir. Takip arkadaşlığı kurallarına göre icra takip işlemlerinin ve taraf takip işlemlerinin muhatabı ortaklardır....

            ile vergi ve sigorta borçlarından sorumlu olacağını belirterek, adi ortaklığın feshine ve tasfiye memuru tayin edilerek adi ortaklığın tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              Mahkemece, davacının ortaklık sözleşmesinde belirtilen sermaye ve demirbaşlar yönünden fesih ve tasfiye isteminin bulunmadığı araca yönelik iddiasını da ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillere ve özellikle davaya konu aracın ortaklık sermayesi olarak konulmadığı toplanan delillerden anlaşıldığından davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı, davalı ile aralarındaki sözleşme ile internet cafe adi ortaklığı kurduklarını, ortaklığın yürümediğini ileri sürerek fesih ve tasfiyesini, sermaye olarak koyduğu araç bedelinin tahsilini istemiştir. Bir davada olayları bildirmek taraflara ait olup bunların hukuki tavsifini yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini bulmak hakimin doğrudan görevidir....

                DELİLLER :Tarafların ticaret sicil kayıtları, dava konusu edilen iş ortaklığı sözleşmesi, ... Genel Müdürlüğü kayıtları ile tüm dosya kapsamı. GEREKÇE :Dava, adi ortaklık niteliğindeki iş ortaklığı sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı tarafından dava dilekçesi ile birlikte sunulan adi yazılı ve imzasız sözleşmeye dayanılarak davalı ile aralarında iş ortaklığı bulunduğunu iddia etmiş; davalı ise dayanılan yazılı sözleşmeye taraf olmadıklarını ve şifahen de bir sözleşme kurulmadığını savunmuştur. Davacının sunmuş olduğu imzasız sözleşmenin; davacı şirket ile dava dışı ... Ltd Şti arasında düzenlendiği ve sözleşmede, ... nin ihale ettiği römorklu tip trafo yağı tasfiye cihazı, mal alım idari şartnamesine göre ihale teklifi verilmesi konusunda ortaklık yapıldığı anlaşılmıştır....

                  Davadaki ileri sürülüşe göre, davacılar tarafından varlığı iddia edilen sözleşme, Borçlar Kanununun 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık sözleşmesi olup, uyuşmazlığın da adi ortaklık hükümlerine göre çözümlenmesi gereklidir. Borçlar Kanununun adi ortaklığa ilişkin 520 ve onu izleyen maddeleri gereğince adi ortaklığın kurulabilmesi için yazılı şekil gerekli olmayıp, adi ortaklık sözleşmesi sözlü olarak da yapılabilir. Davacının iddiası ve davalının açıklamalarına göre,birlikte işletilen büfelerin geliri ile bir takım malların edindiği, alınan malların davalılar adına kayıt ve tescil edildiği ileri sürülerek Ortaklığın tespiti ile feshi ve ortaklığın tasfiyesi talep edildiğine göre, belli bir alacak talebi bulunmadığından bahsedilemez. Mahkemece işin esasına girilerek taraf delilleri toplanarak B.K 520 ve devamı maddelerine göre davanın çözümlenmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir....

                    UYAP Entegrasyonu