Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA : Ticari Şirket (Adi Ortaklığın feshi ve tasfiyesi) DAVA TARİHİ : 06/12/2021 KARAR TARİHİ : 28/09/2023 K. YAZIM TARİHİ : 29/09/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; ... Esas sayılı takip dosyasında, iş ortaklığındaki borçlunun kar payındaki alacaklarının alınabilmesi için tasfiye davası açılması gerektiğini, iş bu davanın açılabilmesi için taraflarınca her iki iş ortaklığı için ayrı ayrı yetki verilmesi talep edildiğini, davalı ortaklık ortağı ... İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin (eski unvanı ... İnş. San ve Tic. Ltd. Şti), müvekkili şirkete karşı faturalara dayalı alacağını, ödemediğini, işbu alacak takibi 2019 senesinden beri devam ettiğini, ... İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti'nin (eski unvanı ... İnş. San ve Tic. Ltd....

    Mahkemece, davacı tarafın adi ortalığa dış nakit katkı bedeli altında ödenen 7.000 TL'nın tahsili isteminin davacının aktif husumet ehliyeti bulunmaması nedeniyle reddine, davacının 4.813 TL'nın tahsiline ilişkin isteminin reddine, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi isteminin kabulü ile 27.174.16 TL'nın faizi ile davalıdan tahsiline, işletmenin davalıda kalması suretiyle adi ortaklığın tasfiyesine, tarafların diğer taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı ve davalının ... Yapı adında inşaat malzemeleri alanında faaliyette bulunmak üzere adi ortalık oluşturdukları, tarafların her birinin işletmede %50 pay sahibi oldukları ve adi ortaklığın yöneticisinin davalı olduğu dosya kapsamından anlaşılmakta olup, bu husus mahkeme ve tarafların kabulündedir. Davacı davasında adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiş olup, taraflar daha önce tasfiye hususunda analaşmadıkları için tasfiyenin mahkemece bizzat yaptırılması gerekir....

      Mahkemece, dava "alacak" davası olarak nitelendirilmiş, davanın niteliği ve davacı tarafın dava dilekçesindeki talebine rağmen adi ortaklığın feshi ve ilerleyen aşamada tesfiyeye geçilmesi ve nihayetinde TBK'nun 620. ve devamı maddelerine göre usulünce tasfiyesi yönünden hüküm kurulmamıştır. Mahkeme, taraflar arasındaki kar payı esasına dayalı adi ortaklığın 05/06/2014 tarihi itibariyle tasfiye olduğu ve davacının bu tasfiye sonucu 731.573,67 TL alacağı bulunduğu şeklindeki gerekçe ile karar vermiş olup,oysa ki tasfiyenin TBK Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644. maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür....

      Mahkemece, dava "alacak" davası olarak nitelendirilmiş, davanın niteliği ve davacı tarafın dava dilekçesindeki talebine rağmen adi ortaklığın feshi ve ilerleyen aşamada tesfiyeye geçilmesi ve nihayetinde TBK'nun 620. ve devamı maddelerine göre usulünce tasfiyesi yönünden hüküm kurulmamıştır. Mahkeme, taraflar arasındaki kar payı esasına dayalı adi ortaklığın 05/06/2014 tarihi itibariyle tasfiye olduğu ve davacının bu tasfiye sonucu 731.573,67 TL alacağı bulunduğu şeklindeki gerekçe ile karar vermiş olup,oysa ki tasfiyenin TBK Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644. maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür....

        Sayfasının sondan bir önceki paragrafında bahsi geçen tasfiyeye esas biçimde adi ortaklık adına yapıldığı kabul edilen ödeme tutarının adi ortaklığın kayıtlarında da ödeme olarak gösterilip gösterilmediği ve yine bu tutarların adi ortaklığın yasal defter ve kayıtlarında hangi surette yer aldığı hususlarında SMMM bilirkişi ve tasfiye memurundan ek rapor alınmasına yönelik ara karar oluşturulmuş, ara karar doğrultusunda alınan 18.01.2022 tarihli SMMM bilirkişi ek raporunda; söz konusu adi ortaklık borçlarına yönelik olarak davacı ... tarafından yapılan ödemelerin adi ortaklığın yasal defter ve kayıtları ile uyumlu olduğunun anlaşıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir....

          Mahkemece, adi ortaklığın haklı sebeple feshi ve tasfiyesine karar verilmiş, TBK’unun 644/2-3.maddesi gereğince tasfiye memuru (görevlisi) atanmış ve tasfiye memurunun ücreti ile ödenme şekli belirlenmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davada, adi ortaklığın feshi ile bu ortaklığın feshinden davacının payına düşen kısım ile davacıya ödenmeyen kar payının belirlenip davalıdan tahsili istenmiştir. Taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu uyuşmazlık konusu değildir. Ortaklık son bulduğuna göre tasfiyenin de mahkemece bizzat yaptırılması gerekir. Ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. Tasfiye, ortaklığın bütün malvarlığının belirlenip, ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan tüm ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sonlandırılması, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır....

            Taraflar arasında 22/11/2012 tarihli adi ortaklık sözleşmesinin imzalandığı, söz konusu sözleşme gereğince, taraflar arasında 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık ilişkisinin bulunduğu, davacının dava dilekçesinde, ortaklığın fiili olarak sona erdiğini, ortaklıktan beklenen fayda ve menfaatin ortadan kalktığını beyan etmesine ve davalının işyerinin tamamen kapatıldığını bildirmesine göre taraflar arasındaki adi ortaklığı sona erdirdiklerinin kabulü gerekir. Bu durumda, mahkemece; 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri dikkate alınmalı, Türk Borçlar Kanununun 642. madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmelidir. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanununun 644. maddesine göre; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

              İnş.Amb.San ve Tic.Ltd.Şti ve ... Taşımacılık Turizm Tic. A.Ş arasında akdedilen iş ortaklığı sözleşmesi gereği adi ortaklık kurulduğunu, kurulan adi ortaklık ile ... İnşaat ve Tic. A.Ş tarafından ihaleye çıkarılmış bulunan ... Parkı içerisinde yapılacak ünitelerin yapımı ve işletilmesi işinin ifası ve bitirilmesi amaçlandığını, davalı ... Ltd.şTi yönetici ( pilot) ortak olarak belirlenmiş veortaklığı sözleşmesinin 7....

                Mahkemece; davacının, davalıya inşaat yapımına ilişkin olarak katkı yaptığını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine, Dairemizin 18/06/2013 tarihli ve 2013/6119 E. 2013/10462 K. sayılı ilamıyla; davada, taraflar ile dava dışı ortak ... arasında kurulan adi ortaklığın fesih ve tasfiyesinin istenildiği, bu nedenle öncelikle dava dışı ortak ...'in davaya dahil edilmesinin sağlanması, sonrasında ise 6101 sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 1 inci maddesi atfıyla Türk Borçlar Kanunu'nun 642 nci maddesi ve devamı hükümlerine göre adi ortaklığın tasfiye işleminin gerçekleştirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bozma ilamı uyarınca davaya dahil edilen davalı ... ; davalı ... ile taşınmazı birlikte satın aldığını, taşınmazın alımı sırasında davalı ...'...

                  O halde mahkemece; bütün bu açıklamalar ışığında asıl ve karşı davanın; adi ortaklığın haklı nedenle feshi talebi olarak ele alınması ve yukarıda açıklanan tasfiye hükümleri doğrultusunda, maddeler halinde belirtilen sıra ve yöntem izlenmek ve ayrıca karar tarihine en yakın tarih dikkate alınmak suretiyle ortaklığın tasfiye edilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. 2- Bozma nedenine göre, davalı/karşı davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu