Bu sebeple, davacının ticaret unvanının haksız rekabete, haksız fiil ve adın korunmasına ilişkin hükümler uyarınca da korunması mümkün olacaktır. Hukukumuzda haksız rekabete ilişkin düzenlemeler TTK’nin 54 ila 63. maddeleri arasında yer almaktadır. Haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır (TTK m. 54/1). Doktrinde tartışmalı olsa da işletme adlarının korunması için öngörülen özel koruma hükümleri ile haksız rekabet hükümlerinin amaçlarının ve korunan menfaatlerin farklı olması nedenleri ile kümülatif koruma sağlandığı değerlendirilmiştir. .... karar sayılı ilamı ile aynı eylemde birden fazla yasa ile korunmakta olan hakların ihlâli iddiasının varlığı durumunda, kural olarak hakların yarışması hâlinin değil hakların yığılması hâlinin mevcut olduğunu ve hak sahibinin bu hâlde koruma talebi açısından seçimlik hakkı bulunduğunu belirtmektedir....
Buna göre anılan Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı (...) adını taşıyıp bu adla öldüğü anlaşılan kişinin (annenin) adının değiştirilmesi istemiyle davacı (kızı) tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek istem gibi hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. ./.. 2008/3605-5335 -2- Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 1.5.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre anılan Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de, kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı kişinin kendisinden başkası kullanamaz. O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı ... adını taşıyıp bu adla öldüğü anlaşılan dedenin adının değiştirilmesi istemiyle davacı torunu tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek istem gibi hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre anılan Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı (...) adını taşıyıp bu adla öldüğü anlaşılan kişinin (babanın) adının değiştirilmesi istemiyle davacı (oğlu) tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek istem gibi hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.06.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre anılan Yasanın 27. maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı (...) adını taşıyıp bu adla öldüğü anlaşılan kişinin adının değiştirilmesi istemiyle davacılar (çocukları) tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek istem gibi hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. ./.. -2- 2009/6387-7029 Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 15.09.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Buna göre anılan Yasanın 27.maddesi hükmü uyarınca adın değiştirilmesi, ancak haklı nedenlere dayanılarak hakimden istenebilir ise de kişiye sıkı sıkıya bağlı olan ad üzerindeki bu hakkı, kişinin kendisinden başkası kullanamaz. O halde somut olayda, yaşamı süresince nüfus kütüğünde yazılı (...) adını taşıyıp bu adla öldüğü anlaşılan kişinin (dedenin) adının değiştirilmesi istemiyle davacı (torunu) tarafından açılan davanın aktif husumet ehliyeti yokluğundan reddi gerekirken, mahkemece işin esasına girilerek istem gibi hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.02.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nun 297/1-b maddesi uyarınca hüküm, tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini de kapsar. Şu durumda, mahkemece, karar başlığında, dava dilekçesinde yer alan on davacının kimliklerinin, varsa kanuni temsilcileri ve vekillerinin ad ve soyadları ile adresleri gösterilmesi gerekli iken, ... dışındaki davacıların adının karar başlığına yazılmaması kararın bozulmasını gerekmiştir. b)Dava, davalı tarafından işletilen termik santralin neden olduğu ürün zararının tazminine ilişkindir. Yerel mahkemece bir kısım taşınmazlar üzerindeki irtifaklar, tazminatın hesabında dikkate alınmamıştır. İrtifak hakkı, sınırlı ayni haklardan olup herkese karşı ileri sürülebilen ve sahibine mal üzerinde kullanma, yararlanma ve her ikisini de sağlayan haklardandır....
Türk Medeni Kanununun 589. maddesinde, miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakiminin istemi üzerine veya kendiliğinden tereke mallarının korunması ve hak sahiplerine geçmesini sağlamak üzere gerekli olan bütün önlemleri alacağı, gerekli giderlerin terekeden alınmak üzere başvuran kişiden, hakimin kendiliğinden karar verdiği hallerde ise devlet tarafından karşılanacağı, murisin yerleşim yerinden başka bir yerde ölmesi halinde de o yerin sulh hakiminin, murisin ölümünü murisin yerleşim yeri sulh hakimine gecikmeksizin bildirip, miras bırakanın ölüm yerinde bulunan mallarının korunması için gerekli tedbirleri almak zorunda olduğunu hükme bağlamıştır. Bu tedbirlerin terekede bulunan mal ve hakların yazımı mühürlenmesi, resmen yönetilmesi, vasiyetnamenin açılması gibi işlemler olduğu da maddede açıklanmıştır....
Sessiz kalma yoluyla hak kaybı, önceki hak sahibinin, hakka konu ticari ad ve işareti iyi niyetli bir şekilde kullanan kişiye karşı dava açma hakkını uzun süre kullanmaması ve ihlallere sessiz kalarak ticari ad ve işareti koruma hakkını yitirmesi demektir. Sessiz kalma yoluyla hak kaybı ilkesinin temeli 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 2. maddesine dayanmaktadır. Anılan madde; “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.” hükmünü haizdir. Buna göre, anılan madde ile hukuk düzeninin kişilere tanıdığı bütün hakların kullanılmasında göz önünde tutulması ve uyulması gereken iki temel ilkeye yer verilmiş olup, öncelikle hakların dürüstlük kuralına uygun kullanılması gerektiği ifade edilmiş, ardından hakların açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeninin korumayacağı belirtilmiştir. 16....
KHK ve TTK’nın unvan ile ilgili düzenlemeleriyle korunması gösterilmiş ve bunların bir kez de TTK’nın haksız rekabet hükümleriyle korunmasının gereksiz olduğu ve yorum güçlüklerine yol açacağına vurgu yapılmıştır....