Mahkemece iddia, savunma, takip dosyası, abone sözleşmesi, borç döküm tablosu, elektrik faturası, kira sözleşmesi, tahliye protokolü, bilirkişi raporuna göre, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, şartları oluşmadığından tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Takip talebinde 2.297.17 YTL asıl alacak, 41.95 YTL gecikme zammı, 7.54 YTL KDV’si ile toplam 2.346.66 YTL’nin tahsili isteminde bulunulmuştur....
Davalı vekili, borcun 111286 nolu abonelikten kaynaklandığını, davacı şirketin 25/06/2004 tarihli abone sözleşmesi dava konusu aboneliği devraldığını, davacı şirketin 25/06/2010 tarihi itibariyle aboneliği devralmasından önce başka bir su kullanıcısı tarafından 23/06/2004 tarihli taksitlendirme sözleşmesi ile ... tarafından üstlenildiğini, davacı şirketin 111286 sicil numaralı su aboneliğini üzerindeki mevcut borçla birlikte devralıp, abonelik ilişkisi kurması sebebiyle borçtan sorumlu olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Beraat Dosya incelenerek gereği düşünüldü; Kaçak su tutanağında abone olduğu halde sayaç yerine ara boru takarak kaçak su kullanıldığının belirtilmesi ve su aboneliği sözleşmesi ile kaçak su tutanağındaki abone numarasının aynı olması karşısında, tutanak düzenleyicileri dinlenerek kaçak su kullanılan yerin sanığın iş yeri olup olmadığı hususunda beyanlarının tespiti ile sonucuna göre sanığın hukuki durumunun taktir ve tesbiti gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 01/02/2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Taraflar arasında bulunan abone sözleşmesine dosya içerisinde rastlanılamamıştır. Adı geçen abone sözleşmesi temin edilerek, dosyasına konularak temyiz incelemesi yapılmak üzere gönderilmesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 03.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Abone Sözleşmesi...
Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen abone sözleşmesi bulunmadığı, kullanıldığı iddia edilen telefonun dava dışı olan ev sahibine ait olduğu, davalının davaya konu evi eşyalı ve telefonlu olarak kiraladığı, Asliye Ticaret mahkemesince davanın reddine ilişkin hükmün Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 14/12/2005 gün 218 - 13502 sayılı kararı ile esastan bozulduğu anlaşılmaktadır. Tüketici Mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. Somut olayda; davanın tarafları arasında abone sözleşmesi bulunmadığı gibi, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin bozma kararında da göreve değinilmediği anlaşılmakla, görevli mahkeme... Asliye Ticaret Mahkemesidir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince .... Asliye Ticaret Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 09/10/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Temyize konu uyuşmazlık; faturada yazılı abone grubuna iki fatura döneminde itiraz etmeyen abonenin, elektrik idaresinin tayin ettiği abone grubunu kabul etmiş sayılıp sayılmayacağı ve buna bağlı olarak da geriye dönük iade talebinde bulunup bulunamayacağı noktasında toplanmaktadır. Bu bağlamda Dairemizin yerleşen ve istikrar kazanmış uygulamasına göre; abonenin resmi sağlık kuruluşu olduğunu bilen davalı elektrik idaresinin, tüketime ilişkin faturaları ilgili tarifeye göre düzenlemesi gerekir. Davacı abonenin, abone grubu tespitine zamanında itiraz etmemesinin sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Zira; abonenin resmi sağlık kurumu olduğunu bilen elektrik idaresinin aboneyi olması gereken abone grubuna dahil etmemiş olması kendi kusurundan kaynaklanmakta olup, hiç kimse kendi kusurundan hak elde edemez. Davacının, abone grubuna itiraz etmemesi elektrik idaresine bir hak bahşetmez....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde borcun dayanağının elektrik kullanımı, abonmanlık sözleşmesi olarak gösterildiğini, ancak müvekkilinin davalı ile sözleşme imzalamadığını, davacı tarafça sunulan sözleşmedeki imzanın davalıya ait olmadığını belirterek, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece; davalı tüketicinin.... nolu elektrik abonmanı olduğu kabul edilerek; davalı borçlunun Kocaeli 6.İcra Müdürlüğünün 2012/2214 Esas sayılı takip dosyasındaki 2.933,13 TL asıl alacağı itirazının iptaline, takibin bu alacak üzerinden devamına, asıl alacağın %20 karşılığı 586,62 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş, hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. Abonelik iptal edilmediği ve abonenin abonelik kaydı devam ettiği sürece, abonelik sözleşmesi hükümleri uyarınca abone olan kişi ile elektriği fiilen kullanan kişi, ödenmeyen tüketim bedellerinden müştereken ve müteselsilen sorumludur....
Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, abone sözleşmesinden kaynaklanan davacının borçlu bulunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Dosya kapsamı ve davacı talebine göre davacı site yönetimi ile ASKİ arasında site bahçesinin sulanması amacıyla abone sözleşmesi düzenlendiği, ancak, bahçe sulama sisteminin otomatik sulama sistemine dönüşmesinden dolayı Y-667517 GK abone numaralı su sayacı ile değiştirilmesi sonucu davacı site yönetimine fatura düzenlendiği belirtilerek, davacının borçlu olunmadığının tespitinin istendiği saptanmıştır. Somut olayda; aboneliğin S.S.Siyasal 91 Konut Yapı Kooperatifi adına düzenlendiği, davacının tüketici konumunda olmadığı anlaşılmakla, uyuşmazlığın genel hükümlere göre sulh hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Davacı ile davalı arasında abone sözleşmesi yapılmış olup, kiracı olan davalı taşınmazı tahliye edip ayrılmasına rağmen sözleşmeyi iptal ettirmemiştir. Davacı, abone sözleşmesine dayanarak tüketilen elektrik bedelinin ödetilmesini talep etmekte olup, sözleşme ayakta olduğuna göre, yapılan harcamalardan, tahliye ettiği halde abonesini iptal ettirmeyen davalı abone sorumludur. Davacının, abone olan davalının konutu terk ettiği halde haksız veya kötüniyetli olarak bir başkasının abonelik konusu taşınmazda elektrik kullanımına izin verdiği hususu kanıtlanmış değildir. Ayrılırken aboneliğini iptal ettirmeyen davalının bunun sonuçlarına katlanması gerekir. Mahkemece aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.2.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....