Öte yandan Didim (Yenihisar) İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/122 Esas, 2016/192 Karar sayılı 06/12/2016 tarihli kararında 34 XX 538 plakalı araç üzerinde fiili haczin taşkın haciz nedeniyle kaldırılmasına karar verilmiş ise de, her dava ve şikayet açıldığı şartlara göre değerlendirileceğinden araç üzerine daha sonra yeniden haciz konulmasına engel değildir. Sonuç olarak, davacılar adına kayıtlı araç üzerine haciz ve yakalama şerhi konulmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinde isabet görülmemiştir. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile kararın HMK 353/1- b(2) maddesi uyarınca kaldırılmasına ve şikayetin reddine karar vermek gerekmiştir....
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; bedeli paylaşıma konu olan taşınmaza, şikayet olunan tarafından 19.02.2010 tarihinde haciz konulduğu, 6183 sayılı Kanun'un 21. maddesi gereğince, kamu alacağından dolayı konulan haczin ilk hacze iştirak edebileceği, ancak ilk haczin kamu alacağı nedeniyle konulması halinde başka bir kamu alacağından dolayı konulan haciz dışındaki diğer alacakların bu hacze iştirakinin mümkün olmadığı, şikayet olunanın haczinin de ilk haciz olduğu ve şikayetçinin hacze iştirak edemeyeceği gerekçesiyle, şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçi vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 01.06.2015 tarih ve 2014/7339 E., 2015/4132 K....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, borçluya ait aracın satımı sonucunda düzenlenen sıra cetvelinde, satış parasının tamamının birinci sırada şikayet olunan ile Vergi Dairesi arasında garameten paylaştırıldığını, oysa araç üzerine ilk haczin müvekkili tarafından konulduğunu, şikayet olunanın ise müvekkilinden sonra haciz uyguladığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunan, cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçinin alacağı için 22.10.2012 tarihinde, şikayet olunanın ise 02.11.2012 tarihinde ihtiyati haciz uyguladıkları, ancak şikayet olunan alacaklının ihtiyati haczinin 15.11.2012 tarihinde, şikayetçinin ihtiyati haczinin ise 23.02.2013 tarihinde kesinleştikleri, buna göre şikayetçinin ihtiyati haczinin şikayet olunanın ihtiyati haczinden sonra kesinleşmesi nedeniyle ilk sırada şikayet olunanın yer alması gerektiği belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....
-K A R A R- Şikayetçi vekili, müvekkilinin ilama bağlı alacağının tahsili amacıyla borçlu şikayet edilenler aleyhine başlatılan icra takibi sırasında, borçluların da şikayet eden aleyhine icra takibi başlattığını, şikayet edenin haczinin önce olduğunu, şikayet edenin malının satılmasından sonra düzenlenen sıra cetvelinde, tellaliye ve satış masraflarından sonra şikayet edilenlerin ilama bağlı 6.728,00 TL vekalet ücreti ile icra dosyası vekalet ücreti olan 8.878,00 TL vekalet ücretinin ödenmesine karar verildiğini, müvekkiline ise 279,75 TL isabet ettiğini, icra dosyası vekalet ücretinin takip masrafı olması nedeniyle bütün alacaklıları ilgilendiren masraflardan olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet edilenler vekili, şikayetin reddine istemiştir....
Asıl dosyada şikayet olunan vekili, şikayetçinin satış masraflarının yatırılmaması nedeniyle haczinin düştüğünü savunarak şikayetin reddini istemiş, birleşen dosyada ise, şikayetçinin sıra cetvelinde yer alan dosyası ile birleşen ... 2. İcra Müdürlüğünün 2014/3103 Esas sayılı dosyasının süresi içerisinde satış talebinde bulunulmadığından ve avans yatırılmadığından düştüğünü ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2019/6224 Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığını, icra takibi neticesinde müvekkiline ait taşınmazın haczedildiğini, haczedilen gayrimenkulün müvekkiline miras yolu ile geçtiğini, miras yoluyla geçen söz konusu gayrimenkul üzerinde haciz uygulanmasının yasaya aykırı olduğunu, haczedilen taşınmazın müvekkilinin haline münasip evi olduğunu, ayrıca yapılan hacizlerin aşkın haciz olduğunu belirterek takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının iddialarının yersiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, ilk olarak 19/12/2019 tarih ve 2019/781 E. - 2019/1049 K. Sayılı ilam ile meskeniyet, takibin iptali ve aşkın haciz şikayetlerinin reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2020/668 E. - 2020/1281 K....
- K A R A R - Şikayetçi vekili, müvekkili kurum tarafından şikayet dışı borçlunun yetkilisi olduğu ..... A.Ş.'nin prim borçları nedeniyle ....ı adına kayıtlı taşınmaz üzerine haciz konulduğunu, hacizli taşınmazın .... İcra Müdürlüğü'nün 2009/24209 Esas sayılı takip dosyasından satılması neticesinde düzenlenen sıra cetvelinde kurum alacağının 6183 sayılı Yasa'nın 21. maddesine aykırı olarak 4. sırada gösterildiğini ve yapılan garameten paylaşıma iştirak ettirilmediğini ileri sürerek, 01.12.2014 tarihli sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunanlar ... ve ... vekilleri, şikayetin reddini istemişlerdir. Şikayet olunan .... vekili, şikayete cevap vermemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, sıra cetvelinde ikinci sırada bulunan ...'...
Şikayet olunan vekili, borçlu hakkında haciz işleminin uygulandığını, 1. sırada gösterilmelerinde bir yanlışlık bulunmadığını savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, şikayetin reddine dair verilen karar, Dairemizin 12.11.2012 tarih ve 2012/3971 E., 6618 K. sayılı ilamıyla, şikayetçinin haciz tarihinin 30.06.2009, şikayet olunan ......
Öte yandan, önceki haciz üzerine meskeniyet şikayetinde bulunulmamış olması, yapılan yeni haciz nedeniyle haczedilmezlik şikayetinde bulunulmasına ve bu şikayetin incelenmesine engel değildir. Zira, borçlunun şikayet hakkı her haciz nedeniyle yeniden doğar. Somut olayda, şikayete konu edilen taşınmaz üzerine 31.01.2013 tarihinde ilk haczin konulduğu, borçluya 05.03.2013 tarihinde 103 davetiyesinin tebliğ edildiği, akabinde aynı taşınmaza 14.02.2014 tarihinde tekrar haciz uygulandığı ve bu işleme ilişkin 103 davetiyesinin tebliğ yapılmadığı, 15.02.2016 tarihinde kıymet takdiri yapıldığı ve borçlunun 19.02.2016 tarihinde meskeniyet şikayetinde bulunduğu görülmektedir. Bu durumda, taşınmaz üzerine konulan 14.02.2014 tarihli haciz, yeni bir haciz olup, her haciz yeni bir şikayet hakkı vereceğinden, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvurunun, İİK.'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süre içinde olduğu açıktır....
başvurduğu; mahkemece 03.11.2014 tarihi bilirkişi raporu benimsenerek mahcuzların borçlu şirketin üretimindeki devamlılığı için zorunlu ve vazgeçilmez makineler olduğu ve haciz nedeni ile üretimin kısmen durmuş olduğundan bahisle haczin İİK’nun 82/12. maddesine aykırı olduğu gerekçe gösterilerek haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır....