Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ın, 01/08/2011 tarihinde davalı şirketteki işinden ayrıldığı, yangının 04/08/2011 tarihinde meydana geldiği, bu nedenle davalı şirketin tazminat sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılardan ... aleyhine açılan davanın alınan bilirkişi raporu doğrultusunda kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacının talep ettiği tazminat miktarı, orman yangınına müdahale eden uçak ve helikoptere ilişkin giderleri de kapsamaktadır. Dava konusu olayda, uçak ve helikopterin yangının söndürülmesi sırasında kullanıldığı sabittir. İdarenin sadece dava konusu yangın nedeniyle helikopter ve uçak kullanım bedeli ödeyip ödemediği ise; dosya kapsamından anlaşılmamaktadır....

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü; Yerinde görülmeyen sair itirazların reddine; Ancak; 1- Pullukla sürülme suretiyle diri örtüsü tahrip edilen alan için ağaçlandırma gideri ve nispi vekalet ücreti tayin edilmemesi, 2- Fiil yediemine alınmayan mahsulün zoralımına karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 04.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ceza dosyası içeriğinde toplanan delillerden hem de eldeki davada toplanan delillerden; ceza yargılamasındaki maddi kabulden , davalının devlet ormanından yeni bir açma eyleminde bulunmadığı, ceza yargılamasında alınan 10/04/2014 tarihli orman bilirkişisi raporuna göre ağaç kesme ve fidan sökme tespit edilemediği, 7.500 m2'lik alanda işgal ve faydalanma eyleminin olduğu, davalının bu yeri, orman niteliğini kaybetmesinden sonra kullandığı, dolayısıyla davalının ağaç kesmeden ve orman örtüsünü tahrip etmeden faydalanma şeklindeki eyleminden dolayı davacı idarenin maddi bir zararı doğmadığı ve davalıdan ağaçlandırma gideri talep edemeyeceği anlaşılmakla ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı idare vekilinin tüm istinaf nedenleri yerinde bulunmamıştır....

      Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, posta gideri avansından artan tutarın Mahkeme tarafından iadesine, 4. Kesin olarak, 11/10/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

        Dava, ormandan ağaç kesme nedeniyle ağaçlandırma gideri ve emval tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, aynı konuda Honaz Sulh Hukuk Mahkemesinde derdest dava varken, bu davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Honaz Sulh Hukuk Mahkemesinin 2008/42 esas sayılı dosyasında sadece emval tazminatı istendiği ve eldeki davadan daha sonra açıldığı anlaşılmaktadır. Davacının o davada istemediği ağaçlandırma giderini eldeki davada istemesi nedeniyle hukuki yararı bulunduğu belirgindir. Honaz Sulh Hukuk Mahkemesindeki dosya getirtilip incelenerek davalıların esasa ilişkin savunmaları ile emval tazminatı istemi yönünden derdestlik savunması bulunup bulunmadığı da gözetilerek iki dava dosyasının birleştirilmesi hususu değerlendirilmeli ve varılacak uygun sonuç çevresinde ilk açılmış olan eldeki davada bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece bu yönler gözetilmeksizin davanın reddedilmesi bozma nedenidir....

          gideri de şahsi hak kapsamında kaldığından buna göre ağaçlandırma giderine ve buna bağlı olarak nisbi harca hükmedilemeyeceğinin gözetilmemesi, Bozmayı gerektirmiş, sanık vekili ve katılan temsilcisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı istem gibi BOZULMASINA, 21.04.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Ancak, 6831 sayılı Kanun'un 110/3. maddesinde düzenlenen gerçek zararın hesabında yanan sahada hasar gören ağaç ve ağaçcıklarla, bitki örtüsüne göre oluşan zarar, ağaç ve ağaçcıkların hayatiyetini kaybedip etmediği, geride kalan emvalin değerlendirilme miktarı, yok olan canlı varlıktan ve toprağın verim gücündeki azalma gibi hususların nazara alınması gerekip ağaçlandırma gideri ve yangın söndürme masraflarının dikkate alınmaması gerektiğine göre; gerçek zararın tespiti için bilirkişiden ek rapor alınarak, gerçek zarar da sanıklara usulüne uygun olarak bildirilip, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerekirken,ağaçlandırma giderinden oluşan zararın sanıklar tarafından giderilmediğinden bahisle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair karar verilmesi, Kabule göre de, Davada kendisini vekille temsil ettirmeyen müşteki lehine vekalet ücretine hükmedilmesi, Kanuna aykırı ve sanıkların temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden tebliğnameye...

              Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiş, asıl alacağa yönelik itirazın kısmen iptaline, 6.193,80 TL helikopter kira bedeli, 4.984,50 TL uçak kira bedeli, 3.150 TL arazöz kira bedeli, 580 TL dozer ve treylerin kira ve yakıt bedeli, 177 TL araçların akaryakıt gideri, 90,65 TL işçilik masrafı, 3.445,97 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz, 11.256,85 TL ağaçlandırma gideri yönünden takibin devamına, icra inkar tazminatına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir....

                Davacı, davalının dikkatsiz ve tedbirsiz davranarak orman yangınına neden olduğunu, bu nedenle idarenin ağaçlandırma gideri ve söndürme gideri zararının meydana geldiğini belirterek, uğranılan zararın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı ise, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, alınan bilirkişi raporu benimsenerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Borçlar Kanunu'nun 43. maddesi hükmüne göre, hakim durumun gereğine, zararı etkileyen şartların özelliğine ve kusurun ağırlığına göre tazminatın şeklini ve kapsamını tayin eder. Yani hakim duruma göre tazminatın miktarını azaltabilir ya da zararın tamamen tazminine hükmedebilir. Şu halde; olayın gelişimi, davalının kusur derecesi, olay tarihi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve zararın miktarı dikkate alındığında, zararın tümünün davalıya yüklenilmesi hakkaniyete uygun olmayacaktır....

                  Başvurunun reddi üzerine davacı tarafından Orman Bölge Müdürlüğü’ne 18.08.2020 tarihinde başvurusunun yeniden değerlendirilmesi amacıyla yapılan itiraz üzerine, Orman Genel Müdürlüğü'nün 28.09.2020 tarihli yazılarında, başvuru ile ilgili olarak yapılan değerlendirmede; "Bozuk veya verimsiz ormanlık alanlarda yapılacak özel ağaçlandırma ve özel imar ihya çalışmalarının 23.10.2019 tarih ve 30927 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Ağaçlandırma Yönetmeliği ve 7310 sayılı Tamim hükümleri doğrultusunda yürütüldüğünü ve Ağaçlandırma Yönetmeliği’nin "Özel Ağaçlandırma Yapılamayacak Sahalar" başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinin 9 numaralı alt bendinde " Otlatma planı ile ayrılan sahalar” hükmü uyarınca öncelikli otlatma sahası olan yerlerin özel ağaçlandırma ve özel imar ihya konu edilemeyeceği değerlendirilerek müracaatların uygun görülmediği belirtilmektedir. 23/10/2019 gün ve 30927 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ağaçlandırma Yönetmeliği, 6831 sayılı Orman...

                    UYAP Entegrasyonu